Maske kararına Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol'dan tepki: Hiç nefes alamayacağız
Abone olKoronavirüste maske kısıtlamalarının kaldırılmasına Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol'dan tepki geldi. Bilançoyu bir süre sonra herkesin ödeyeceğine dikkat çeken Şenol "Çünkü bu, salgında hiç nefes almayacağız demektir bu. Yazın işler hafiflemiş gibi görünse de sonbaharda bizi yine bir dalganın bekleyeceği anlamına gelir " dedi.
Enfeksiyon hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol,
dün açıklanan ve salgınla ilgili bazı önlemlerin gevşetilip
kaldırılması üzerine "Yazın işler hafiflemiş gibi görünse de
sonbaharda bizi yine bir dalganın bekleyeceği anlamına gelir ki her
şey çok kırılgan" dedi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, dün gerçekleşen Bilim Kurulu toplantısının ardından açıklama yaptı ve açık havada maskezorunluluğunun ve HES kodunun kaldırıldığını duyurdu. Buna ek olarak okullardaki karantina uygulanması sona ererken artık belirtisi olmayan kimseden test istenmeyecek.
Alınan kararları Sözcü gazetesine değerlendiren Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, “Salgın kontrolü bakımından, dünyada salgını orta düzeyde yönetmekte olan, kontrol etmeye başlayan ülkelerin 1-2 ay gerisindeyiz” dedi ve şöyle devam etti:
“Epidemiyolojik ölçütlere göre bu kararların aslında nisan, mayıs aylarından önce tartışılması bile yersizdi. Sayılarda azalma olmakla birlikte hala çok yüksek düzeyde bir salgın eğrisi var ve yüksek ölüm sayıları var. Dolayısıyla toplumda kontrolsüz ölümlere yol açan salgın varken, sadece hastalığı geçirmiş kişilerin bir miktar geriye çekilmesiyle ilişkiliyken, salgın kontrolüyle ilgili elimizde hiçbir ipucu yokken bu kararların tartışması bile uygunsuz.”
Şenol, temel önlem olarak maskenin önemli bir yer tuttuğunu
belirtirken “Kapalı alanlarda bizi birbirimize düşürmeden makul
ölçüde maske kullanımı söz konusuydu. Bu müştereğin de bozulduğu
anlaşılıyor. Ağır bir şiddet iklimi var zaten. Hem sağlık
emekçilerine hem de bilim insanlarına karşı. Birey bu şekilde
tamamen kendi kaderiyle baş başa bırakıldı” dedi.
“Bilançoyu kim öder?” sorusuna ise Şenol'un yanıtı şu oldu:
“Kırılgan gruplar öder. Ekonomik yükü ağır olan, sağlık yükü ağır
olan, devlet tarafından korunması gereken, devlet tarafından
korunması emek isteyen kişiler öder en çok. Ama bir süre sonra
herkes öder. Çünkü bu, salgında hiç nefes almayacağız demektir bu.
Yazın işler hafiflemiş gibi görünse de sonbaharda bizi yine bir
dalganın bekleyeceği anlamına gelir ki her şey çok kırılgan.”
Şenol, Avrupa'da tedbirlerin kaldırılmasıyla bizde bu kararın alınması arasındaki açı farkını ise şöyle anlattı:
“Avrupa ile bizim salgınımız çok farklı. Ölümleri 50'nin altına inen, vaka sayıları 1000'lerin altına inen, aşılamada yüzde 80'i geçmiş, hastane kapasitelerini iyi hesaplamış ülkeler buna çok ciddi regülasyonlarla ulaştılar. Aşı zorunluluğuyla, aşı kartları sorarak, hızlı testlerle ulaştılar. Yaptıkları düzenlemelerle neyin işe yaradığını biliyorlar. Ellerinde bu ders var. Bir süre kontrollü bir biçimde sosyal ferahlama açısından, epidemiyolojik ölçütler de buna zemin hazırladığı için bir tedbir alıyorlar. Bir miktar bakacağız diyorlar. Onlarla aynı değiliz şu anda.”
İşyerlerinde iş güvenliğini bozacak bir
açıklama
Bakan Koca, Bilim Kurulu toplantısı sonrası yaptığı açıklamada
kapalı alanlarda da mesafe korunabiliyor ve havalandırma iyiyse
maske takmanın şart olmadığını dile getirmişti. Bakan Koca'nın bu
açıklamasını dair Şenol ise, “Açıklamayı yaparken Bakan Koca'nın ve
Bilim Kurulu üyelerinin, kapalı alanda yüksek koruyucu maskeli
olduğunu görmek bile yeterli olur diye düşünüyorum. Kendileri
havalandırması iyi yeri ayarlayamamışken, yüksek koruyuculu maske
takma ihtiyacı duyuyorken; işyerlerinde, iş barışını, iş
güvenliğini bozacak bir açıklama. Düşünsenize fabrikalarda insanlar
‘Bana göre iyi hava' diyecek ve maske takmayacak” diye konuştu.