Masa başında çalışırken zayıflayın!
Abone olİşyerinde diyet yemek bulmak zor, masabaşında çalışanlar gün içinde pek hareket de etmiyor, İşte iş yerlerinde form tutmanın yolları...
Yaz yaklaşırken herkeste yine kilo verme telaşı
başladı. Çalışanların işi çalışmayanlara göre daha zor.
Vakitleri kısıtlı, istedikleri türden diyet yiyeceklere rahat
ulaşamıyorlar, iş seyahatleri, toplantılar, yoğun çalışma
temposunda ana öğünleri bile atlayabiliyorlar. Çalışma hayatıyla
birlikte beslenme şekli değiştiği için kilo problemleri yaşıyorlar.
Yani kilo vermek zor ve bahane bol!
Fakat bu çalışırken diyet yapılamaz demek değil. Çalışırken de
doğru beslenmek ve fazla kilolardan kurtulmak mümkün.
Çalışanlar için durum daha zor: İş güç yüzünden spor yapmaya vakit
yok, işyerinde diyete uygun yemek bulmak zor, masabaşında
çalışanlar gün içinde pek hareket de etmiyor, bunlara bir de
tatlıları, hamur işlerini rahat rahat yiyen iş arkadaşları
eklenince kilo vermek hepten zorlaşıyor. Peki ne yapacağız?
İşyerinde mümkün olduğu kadar hareket etmek, ofise sipariş vermek
yerine dışarıya çıkıp yemek, eve dönerken servisten, otobüsten
birkaç durak önce inip yürüyüş yapmak önerilerden bazıları.
Çalışma hayatı ile daha hareketsiz bir yaşam başlıyor, uzun süreli
çalışma saatleri, düzensiz beslenme fazla kilolara sebep oluyor.
Diyetisyen Sümeyra Şahinler çalışan kesimin kilo verme konusunda
çalışmayanlara göre daha zorlandığını söylüyor. Çünkü kişi
çalışmadığında öğünleri, yemek saatleri daha düzenli
olabiliyor.
Evlerinde kendi yaptıkları yemekleri yiyor, yağlarını kendilerine
göre ayarlayabiliyorlar. Spor için de daha çok vakitleri oluyor.
Fakat çalışanlarda durum değişiyor. İşe yetişme telaşıyla kahvaltı
yapmadan evden çıkıp, dışarıdaki yüksek yağlı ve kalorili simit,
poğaça gibi besinlerle kahvaltıyı geçiştiriyorlar.
İşe gömülüp, öğünleri atlıyor, uzun süre aç kalabiliyorlar.
Karınlarını, şirkette çıkan yemeklerle yahut sokaktan
getirttikleriyle, büfelerde, hamburgercilerde doyuruyorlar. Tabii
bu yemekler asla evde yapılanlar gibi olmuyor, yağlı, ağır
olabiliyor.
Akşam, spor yapacak, yürüyecek vakti veya mecali olmayabiliyor
insanların. Özellikle de, iş çıkışı alışveriş yapan, yemek pişirip
sofra kuran kaldıran, çocuklarla ilgilenen çalışan kadınların.
"Ben spora vakit bulamıyorum cümlesini kabul
etmiyorum" diyen Şahinler, herkesin gün içinde kendine
ayırabileceği bir 30 dakikanın olduğunu düşünüyor.
İş yerlerinin çalışanları için doğru beslenme konusuna çok
eğilmediklerini belirten Şahinler, düzenli bir şekilde çalışanlara
beslenme konusunda eğitimler veren, kilo problemi ya da hastalığı
olanlar için diyet menüler, salata barlar olan kurum mutfaklarının
da mevcut olduğunu söylüyor.
Spora vakit yoksa günlük diyete dikkat
İşyeri Hekimliği ve İş Güvenliği Derneği (İHİD) Yönetim Kurulu
Başkanı Dr. Mansur Yurt, şirketlerin çalışanlarının kilo sorununu
genelde diyetisyen yardımıyla yemeklerin kalorilerini ayarlayarak
çözmeye çalıştıklarını söylüyor. Sektörlere ve işin ağırlığına göre
günlük kalori ihtiyacı hesaplanıyor. 2.700 kalori olan ortalama
günlük ihtiyaç, ağır işlerde 5.000 kaloriye kadar çıkabiliyor.
Pek az şirket spor salonu ve sabah jimnastği uygulayarak kilo
sorununu ve kas iskelet hastalıklarını önlemeye çalışıyor.
İnsanların da kalori ayarlamayı ve değişik kalorilerle beslenme
gerekliliğini bilmediklerini belirten Yurt, büyük şehrin trafik
yoğunluğu da eklenince insanların kendilerine daha az zaman
ayırdıklarını ve ekonomik güçlükler nedeniyle spor salonuna
gitmenin güçleştiğini söylüyor.
Bilinçli firmaların iş sağlığı ve güvenliğini kurarak bu konuda
çalışanlarına eğitimler verdiğini, diyetisyen çalıştırarak ve hatta
bizzat spor tesislerini kurarak önemli adımlar attıklarını belirten
Yurt, şirketlerde genelde yüksek kalorili yemeklerin çıktığını ya
da fast-food tarzı beslenmenin tercih edildiğini söylüyor.
Ofis ortamları daha az fiziksel eforun harcandığı ortamlar.
Dolayısıyla kilo alınmasa bile vücuttaki kas dokusu azalarak yerini
yağ dokusuna bırakıyor. Yurt, bu durumun çalışanlarda kondisyon
düşüklüğüyle birlikte birçok hastalığa davetiye çıkardığını
söylüyor: "Vücuttaki yağ oranındaki artışı ve kas iskelet
hastalıklarının oluşumunu önlemek için hiç olmazsa yarım saatte bir
yerimizden kalkıp ofis içerisinde hareket etmeliyiz. Ofiste
yapabileceğimiz birçok egzersiz yöntemleri mevcut. Ayrıca düzenli
ve dengeli beslenmeye dikkat edilmelidir. Spora vakti olmayanların
mutlaka günlük diyete dikkat etmeleri gerekiyor. Ara öğünlerde
gereksiz aperatiflerden de kaçınılmalı." Yoğun iş
stresinin önemli kilo alma sebeplerinden olduğunu belirten Yurt
vücutta stresle birlikte kilo almaya neden olan hormonların
arttığını, düzenli iş hayatı olan insanlarda obezitenin daha az
sorun olduğunu söylüyor. Sürekli seyahat, toplantı, yoğun iş
temposunda olan kişilerin kilo vermesi ya da kilolarını korumaları
kolay olmuyor. Yurt hiç olmazsa ana öğünlerin kaçırılmamasını
öğütlüyor: "Kesinlikle fast-food beslenme şeklinden
kaçınılmalı. Mümkün ölçüde sebze-meyve, baklagiller ve beyaz et
ağırlıklı beslenmeye gayret edilmeli."
Arkadaşlar kilo almada etkili
Kilo almadaki önemli etkenlerden biri de birlikte çalıştığınız iş
arkadaşlarınız. Genele ayak uydurmak için ikram edilen tatlılardan
yemek, kalorili yiyecekleri birlikte tüketmek kilo artışına neden
oluyor. Acıktın mı? Yemeğe inelim mi? Canım tatlı bi şeyler yemek
istedi, çikolata, baklava, bisküvi ister misin? E hadi bana da ver
bir tane... diye başlayan diyaloglar, tartıda kilo olarak geri
dönüyor.
Ofis çalışanlarının, ki bu kişiler çoğunlukla günün 8-9
saatini aynı çatı altında geçiriyor, en önemli ortak mevzularından
biri yemek. Ofis arkadaşlarının sizin yemek alışkanlıklarınızı
etkilediği bir gerçek. Diyet merkezleri de bunun için ’iş yerinde
grup diyeti’ yapıyor. Sistem şöyle işliyor: Hizmeti veren
şirket iş yerinize geliyor ve bir tarama yapıyor. Bu taramada
obezite riski belirleniyor. Ardından grup diyeti hizmeti almak
istediğini belirten çalışanlar, durumlarına göre gruplara ayrılıyor
ve haftada yarım saat toplu olarak diyetisyenle görüşüyorlar.
Bu hizmeti veren Ota Güzellik Merkezleri Direktörü Dr. Tülay
Akvardar, "Grup diyetine katılmaya karar veren kişilerden,
önce kan tahlili isteniyor, vücut analizi yapılıyor. Diyetisyen
bunları değerlendirerek herkesin ayrı ayrı nasıl bir diyetle
zayıflayabileceğini belirliyor.
Herkesin bir diyet günlüğü oluyor. Diyetisyenle yapılan
haftalık görüşmelerde herkesin günlüğüne bakılıyor, kaç kilo
verdiği belirleniyor. Bu sürecin grup halinde yürütülmesinin
faydası, gruptaki kişilerin birbirlerini çok iyi anlıyor,
birbirlerinin anlattıklarında kendi durumlarını görüyor
olmaları." Akvardar, şirketlerin özel sağlık sigortası
yaptırdığını ama iş yükünden çalışana doktora gidecek zaman
tanınmadığını söylüyor: "Özellikle masa başı çalışanlar,
kapalı mekanlarda çalışanlar ofiste tencere yemeği yiyemediği için
fast food’a yöneliyorlar. Çalışanlar masa başında olduğu için
aldıkları kaloriyi yakamıyor; kapalı alanda çalışanlar oksijen
eksikliği, kapalı olmanın psikolojisi ile daha çok atıştırmaya
yöneliyor ve ortaya gün geçtikçe artan, obeziteye kadar varan
sağlık sorunları beliriyor. Çalışanın sürekli kilo alması kişisel
görünümü yüzünden demotive olmasının yanı sıra mide
rahatsızlıkları, sırt ağrıları ya da nefes düzensizliğine kadar
birçok sağlık sorununa yol açıyor. Bu da gözle görülmeyen soyut bir
neden olarak iş performansının düşmesine neden oluyor. İşverenlerin
bu hizmeti çalışanlarına sağlaması hem sağlıklarının düşünülmesi
yönünden hem de onlara özel bir uygulama başlatılması açısından
olumlu gelişmeler kaydettiriyor."
Dikkat edilmesi gerekenler
Diyetisyen Sümeyra Şahinler’in çalışırken kilo verebilmek için
önerileri:
Her zaman güne dengeli bir kahvaltı ile başlanılması gerekir.
Börek, poğaça tarzı besinleri sık tüketmemekte fayda var.
Sabah işe giderken veya dönerken servisten veya otobüsten 2-3 durak
erken inip küçük yürüyüşler yapılabilir.
Ofiste küçük, kol, bacak, omuz hareketleri fırsat buldukça
yapılabilir.
Gün içinde merdivenler daha sık
kullanılabilir.
Hareketi artırmak için fırsatlar yaratıp ayağa kalkıp hareket etmek
gibi küçük aktiviteler biraz olsun enerji harcamaya yardımcı
olur.
Gün içinde sıkça tüketilen meşrubat, çay ve kahve yerine, bitki
çayları veya su tercih edilmeli.
Tatlı ihtiyacı meyvelerle karşılanabilir.
Öğle yemeklerinde imkan oldukça sipariş vermek yerine, dışarı gidip
yemek yemek tercih edilmeli. En azından bu şekilde günlük aktivite
biraz olsun artırılabilir.
Dışarıda yenecek yemeklerin yüksek yağlı ve kalorili yiyecekler
olmamasına dikkat edilmeli. (Kızartmalar, fastfood, makarna
gibi...)
Daha çok ızgara tavuk, kepekli sandviç, ton balıklı salata gibi
yemekler tercih edilmeli.
Beyaz ekmek yerine kepekli ekmek, pirinç pilavı yerine bulgur
pilavı gibi kan şekerini hızlı yükseltmeyen glisemik indeksi düşük
besinler tercih edilmeli.
Kurumlarda çıkan yemekleri yerken de dikkat edilmesi gerekir.
Yemeği susuz şekilde almak, salataya yüksek kalorili soslar
kullanmamak gibi...
Gün içindeki abur-cubur diye tarif edilen besinler kaldırılmalı.
2-2,5 saatte bir metabolizmanın çalışması için küçük öğünler
yenebilir. Bunlar örneğin meyve, kuru meyve, ceviz, badem gibi
kabuklu yemişler, yağsız bir tost, süt veya yoğurt olabilir,
seçenekler daha da zenginleştirilebilir.
Toplantıda ara öğün
35 yaşındaki Murat Kahraman Ürün Geliştirme Yöneticisi olarak
çalışıyor. 112 kg’a çıkınca diyet yapmanın kaçınılmaz olduğunu
farketmiş ve 92 kiloya düşmüş. Diyetisyenden yardım alan Kahraman
haftalık düzenli ölçümler ve programlarla ilerliyor. İşyerinde 8
saat ve evde de en az 3-4 saatini bilgisayar başında geçiren
Kahraman, düzensiz ve sağlıksız beslenince aşırı şekilde kilo
almanın kaçınılmaz olduğunu söylüyor: "Haftada en az 3-4
gün kardiyo ağırlıklı spor yapmaya özen gösteriyorum. Öğün ve ara
öğünlerimde neler yiyeceğim belli. Diyet listelerime uymaya özen
gösteriyorum ama çalışırken herhangi bir beslenme listesine tamamen
uyabilmek çok mümkün değil. Diyetisyenim ile bu sorunları
paylaşarak daha esnek programlar uyguluyoruz. Çalışma arkadaşlarım
toplantıların ortasında ara öğünümü çıkartıp yememe alıştılar."
"Bilgisayar başında çalışan biri olarak gün içinde parmaklarım
hariç çok hareket etmemi gerektiren bir işim yok" diyen
Kahraman gün içerisinde gideremediği hareket ihtiyacını mesai
saatleri dışında spor yaparak gidermeye özen gösteriyor. Merdiven
yerine asansör kullanmaya, gideceği yerlere yürüyerek gitmeye
çalışan Kahraman günlük çalışma temposu içinde çoğunlukla hızın
sağlıktan önce geldiğini söylüyor.
Stres yeme isteğini artırıyor
26 yaşındaki Burcu Mercan SAP danışmanı olarak çalışıyor.
Diyetisyen yardımı almayan Mercan, gittiği spor salonundaki
eğitmenlerden tavsiye alıyor ve her gün yediklerini
http://diyet-gunlugu.blogspot.com adresine yazıyor. Kilo almasının
başlıca nedeninin hareketsizlik olduğunu belirten Mercan, masabaşı
işi yapmanın kilo aldırdığını söylüyor: "Hem sürekli oturur
vaziyette çalışıyordum hem de sürekli hazır gıdalarla
besleniyordum. Bir de sabahları kahvaltı etmektense yoldan alınan
poğaça-simit tarzı yiyeceklerle karnımı doyuruyordum. Öğlen
yemekhanede yediğimiz yemekler çok yağlı ve kalori hesabına uygun
değil." Sabahları daha erken kalkarak kahvaltıyı evde yapan
Mercan, öğle yemeklerinde salata ve yoğurda ağırlık veriyor.
Çalışma hayatı da diyeti etkiliyor. İşi yüzünden yurtdışına sık sık
seyahat eden Mercan, bu nedenle düzeninin sürekli bozulduğunu
söylüyor: "Ne diyet kalıyor, ne spor. Bir de stres faktörü var
tabii ki, stres bende yeme isteğini artırıyor ve canım daha çok
tatlı istiyor."
Çalışanların diyet yapma konusunda en büyük problemlerinden biri
vakitsizlik. Özellikle hem işte hem de evde çalışan kadınlar
kendilerine ayıracak çok az vakit bulabiliyor. Yemeğe mümkün olduğu
kadar az zaman ayırmak için, sabahları ya simitle, ya sandviçle
doyuruyorlar karınlarını; akşam yemekleri de aynı şekilde ya
fast-food ya da evde mikrodalgada 5-10 dakikada ısıtılıp yenen
tarzda donmuş gıdalar ya da en kolay yemekler olan kızartmalarla
geçiştiriliyor. Yemeğe ayrılacak vakit yok, diyen Mercan ne yemek
yapmaya ne de oturup yemeye zaman olduğunu söylüyor.
Diyet yapanlar işyerlerinde istedikleri tür yiyeceklere ulaşmakta
da zorlanıyorlar. Genelde yemekhanede yemek yiyenler kısıtlı
seçenekler nedeniyle diyetlerini yapmakta güçlük çekiyor.