Mimarlar Odası'nın ortaya attığı, çukur medyasının köpürttüğü
"Saray'da 240 bin TL'lik masa" yalanını günlerdir
konuşuyoruz.
Erdoğan dün gece bu yalanlara tek tek cevap verdi.
"240 bin TL" denilen masanın toplam fiyatının KDV
dahil 5 bin lira, "1 milyon TL" olduğu iddia
edilen yemeğin toplam maliyetinin ise 3 bin 600 liradan ibaret
olduğunu açıkladı.
Bununla da yetinmedi, bu masanın nasıl kurulduğunu video kaydıyla
hem salonda ağırladığı muhtarlara, hem de ekran başındaki
milyonlara izletti.
Ekrandan izlediğimiz kadarıyla onlarca parçadan oluşan sunta
parçalarıyla yapılmış portatif bir masa... Milyon dolarlık
rakamlarla aalındığı söylenen tabak, çatal, kaşık ve koltukların
bir kısmı Demirel, bir kısmı ise Gül'ün Cumhurbaşkanlığı döneminden
kalma...
Bir kere daha anlıyoruz ki mesele masa, koltuk tabak falan
değil!
Erdoğan bir gecekondunun orta yerine sini koysa, sofra örtüsünde
iftar verse inanın bu aşağılık zevat iftiralarına aynen devam
edecekti.
Kimbilr; belki bugün, "Sini pırlanta işlemeli, 250 bin
TL'lik altın tepsi" olarak yazılırdı. Ajda bardaklara saf
kristal bardak derlerdi.
İnsan olmakla kahpe olmak arasındaki ince çizgiyi unutan böylesi
kara suretler, muhakkak yazacak bir şeyler bulurdu.
Dertleri masa sandalye falan değil? O masalarda eskiden olduğu gibi
alem yapılsaydı, 70'likler devrilseydi kimsenin umurunda
olmazdı.
Gördük neticede o tabloyu...
Öyle bir durumdaydık ki bırakın dış borcu, devlet memuruna bile
donuna kadar borçluydu. Ecevit'in yalvar yakar IMF'den aldığı 1
milyar dolarlarla Çankaya'da alem yapılırdı.
O günü hiç unutmam!
Ahmet Necdet Sezer ve eşi, devasa kadehlerde viski
yudumluyordu.
Bakmayın kadeh dediğime!
Damacana desen damacana değil, akvaryum desen balık yok, fanus
desen benzemiyor. İçine insan düşse oracıkta boğulur!
Annem ekranda kadehleri gördüğünde, "Ben sizi küçükken
bundan ufak leğenlerde yıkıyordum" demişti!
Varın gerisini siz düşünün!
Sezer o devasa kadehten viski yudumlamak için ağzını sürahi ağzı
kadar açmışken poz veriyor, bizim medya ise "İşte
moderin Cumhurbaşkanı!" diye şakşakçılık yapıyordu!
Şimdi bu medya kalkmış, "Bakın, paranızla ne
harcamalar yapılıyor" diyerek bizi yeni bir algı
operasyonunun kurbanı haline getirmek istiyor. Hem de İngiliz
BBC'nin, CNN'nin o masanın haberini abarta abarta yaptığı gün!
Bizim yüz karası, insan fukarası sözde medya, "Onlar bile
sizin cebinizdeki parayı düşünüyor" diyerek bizi makaraya
takılan balık gibi kendi tarafına doğru çekmeye çalışıyor.
Bu kadar mı kepazeleştiniz arkadaş?
"Sümeyye Erdoğan 74 bin lira danışmanlık bedeli
alıyor" dediniz olmadı. "Saray'da altın klozetli
tuvaletler var" dediniz uymadı. "Altın varaklı
yemek takımları alındı" dediniz, kimse yemedi.
Tamam anladık, Erdoğan'ı sevmiyor olabilirsiniz. Yaptığı veya
yaptığını iddia ettiğiniz hatalar karşısında eleştirebilirsiniz.
Ama Erdoğan'ı eleştireceğiz diye yemediğiniz b.k kalmadı be
kardeşim!
Size değil, sizi adam sanıp takip eden gölgenize yazıklar olsun, ne
diyeyim!
Millet artık sizin gazetelerinizle arabasının camını, helasının
taşını silmiyor. Daha ne kadar zelil ve rezil olacaksınız? İnsan
olmakla kahpe olmak arasındaki çizgiyi ortadan kaldırdınız be!
Ya sen Ekrem Dumanlı?
Allah dostu dediğin hocaefendiniz sizi böyle mi yetiştirdi?
"Köşeye sıkıştığınızda adınız yalan, soyadınız iftira
olsun" talimatı mı verdi?
Başkası olsa "Yer yarılsın da içine gireyim"
derdi. İtibarını, ahlak anlayışını nerede düşürdün ki attığın
iftiralar ortaya çıkmasına rağmen yüzün zerre kadar kızarmıyor?
Şimdi bu yalan haberler karşısında Erdoğan yasal hakkını
kullanınca, "Özgür basın susturuluyor" diyerek
kankisi olduğun medya ile birlikte ciyak ciyak bağıracaksın değil
mi?
Sizden yana tavır almadı diye, Erdoğan'la aynı iftar sofrasına
oturdu Mehmet Görmez'i hedef olarak mı Allah yolunda
ilerliyorsunuz?
Peygamber efendimize hakaret eden Charli Hebdo dergisinin
karikatürlerini yayınlayan Cumhuriyet Gazetesi'yle aynı yalan
haberi paylaşan sizin yolunuz Allah yolu öyle mi?
Bu yolun sonu Allah'a değil, bildiğin İsrail'e çıkıyor Ekrem
Dumanlı!
Zaten Binyamin Netenyahu birlikte, "Oh! AK Parti
düştü" diye göbek atman bunu ispatlıyor!