Martı kanatlı Astra
Abone olOpel’in ‘90’lı yılların sonunda Essen Otomobil Fuarı’nda görücüye çıkardığı Astra X-Treme modelinin hazırlanış hikayesi hayli ilgi çekici…
Opel ve Mercedes’in katkılarıyla yaratılan bu yol otomobili yarış parkurlarındaki kardeşleri kadar iddialı özelliklere sahip. Zamanın en başarılı teknolojik ekipmanlarıyla üretilen otomobilin martı kanadı kapılara sahip güvenlik iskeleti, uzak kafes ve karbon fiberden üretilen sağlam bölümlerini içeren konsepti DTM versiyonu baz alınarak tasarlandı. Otomobilde bulunan ve silindir başına dört valfın kullanıldığı 4.0 litre hacmindeki V8 motorsa gücünü sıralı altı ileri vitesli şanzımana iletiyordu. Arkada ve önde karbon fiber fren disklerin kullanılan otomobilin süspansiyonları yarış versiyonunun elden geçirilmesiyle tasarlandı. Ateş saçıyor Yarış otomobilinden yol otomobiline dönüşen otomobildeki önemli değişiklikler tasarımcı Ulli Hochmuth’un imzasını taşıyor. Yeniden tasarlanan ve aracın kimliğiyle daha iyi örtüşen dış çizgileri, DTM otomobillerinde karşımıza çıkan marpiyer ve arka kanat eklentileri ve ön spoyleri bu özellikler içinde sayabiliriz. Benzer modifikasyonlar Astra X-Treme’in arka bölümünde daha net görülüyor. Yeniden tasarlanan bir spoylere sahip olan kuyruğu yarış versiyonundan daha yumuşak çizgilere sahip. Aracın panel birleşim yerlerinde, dış aynalarında ve yan panellerinde de benzer yuvarlak hatlara rastlıyoruz. İki ikiz egzoz borusu ise bu yuvarlaklığın yanında bir simetri oluşturarak görsel bir denge unsuru olarak karşımıza çıkıyor. Aracın iç tasarımı en son teknolojiyi yansıtırken aynı zamanda yeni otomobilin sportif karakterinin altını çiziyor. DTM versiyonunun bu araca model oluşturduğunu düşünürsek, koltuk iskeletlerinin karbon fiber ile desteklenmesi normal karşılanmalı. Ancak bunun yol kullanımda çok konforlu olmayacağını tahmin etmek için müneccim olmak gerekmiyor. Ama kim böyle bir otomobilde konfor arar ki? Önde oturan yolcuyla sürücü beş noktalı emniyet kemeriyle güvenlik altına alınmış. Opel Speedster ile aynı direksiyona sahip olan araçta teknik fonksiyonları gösteren bir gösterge bulunuyor. Motoru homurtulu İdeal bir ağırlık merkezine ulaşmak için tıpkı DTM versiyonunda olduğu gibi dört litre V8 motoru ön aksın arkasına konumlandırılmış. Bu pozisyonu yaratabilmek için sürücü koltuğu ile onun yanındaki koltuk biraz arkaya kaydırılmış. Motor, karbon-fiber debriyaj, sıralı altılı transaks vites kutusu ve mekanik diferansiyel yardımıyla gücü arka tekerleklere iletiyor. Normal yollar için üretilen bu aracın süspansiyon sisteminin birçok özelliği aracın yarış versiyonuyla aynı. Ön ve arka tekerleklerdeki ikili lades kemiği süspansiyon sistemi özel bir lastik lokasyonu sağlıyor. Ayrıca güçlü fren sistemi de yarış versiyonundan bu otomobile geçen bir diğer özellik. Otomobilin performans değerlerine geçersek… 7350 d/d’de 444 HP güç, 4800 d/d’de 530 Nm tork üreten motor, otomobilin 0’dan 100 km/s hıza sadece 4 saniyede ulaşmasını sağlıyor. Otomobilin son hızıysa 300 km/s. Kaynak: www.arabam.com