Marmarayın inşaatı durduruldu
Abone olTabiat Varlıklarını Koruma Kurulu, Türkiye'nin en önemli projelerinden Marmaray'ın Yenikapı-Yedikule arasındaki inşattını durdurma kararı verdi.
Kağıt üzerinde yapılan bir plan değişikliğiyle Marmaray
güzergahı 25 metre kuzeye kaydırılmış. Tünelin yer yer binaların 5
ile 10 metre altından geçmesi planlanıyor. Ancak söz konusu alan
tarihi yarımadada. Yani burada çakılacak bir çivi için bile Kültür
ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu ya da bilinen adıyla Anıtlar
Kurulu’ndan izin almak gerekiyor.
ANITLAR KURULU EVLERİN ALTINDAN GEÇEN BİR PROJEYE NASIL
ONAY VERDİ?
Marmaray tünelinin geçeceği gürezgahta bulunan 25 evsahibinin
avukatı Özkan Aydemir’e göre fiilen yapılan hat değil de, imar
planlarındaki hat bilgi olarak verilmiş, yani değiştirilmiş.
Özdemir “Kurulun ön onayı alınmış, Kurul, Ulaştırma
Bakanlığı/Demiryollar Limanlar ve Hava Meydanları İnşaat Genel
Müdürlüğü ve Fatih Belediyesinden olası etkileri istemiş olmasına
rağmen bu bilgilere kurula ulaştırılmamış. Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kurulu’na gittik. İnşaata devam edilemeyeceğine
ilişkin karar aldı.”
Avukatlar, süreçten Ulaştırma Bakanlığı/Demiryollar Limanlar ve
Hava Meydanları İnşaat Genel Müdürlüğü’nün geçici tahliye
tebligatnamesi gönderdiği bir evsahibinin kendilerine başvurmasıyla
haberdar oluyor. Ancak Türk hukuk sisteminde, “geçici tahliye”
yok.
HATTIN RUHSATI YOK
Konuyu belediyeye götüren avukatlar, en azından o hat için ruhsat
alınmadığını görmüş “Belediye sınırlarındaki her türlü inşaat
faaliyetinin ruhsata bağlanması şarttır. Fatih Belediyesi’ne
yaptığımız başvuru Yedikule-Yenikapı hatındaki inşaatın ruhsata
bağlanmadığını belirledik. Marmaray projesi Yenikapı-Yedikule
hattının ruhsatı yok.”
EV SAHİPLERİ ENDİŞELİ
Marmaray’ın geçeceği 2,5 kilometrelik hatta bulunan 550 binada
yaşayanlardan biri Necla Aytun. 80 yaşındaki Necla Aytun avukata
giden ilk isim ve yaşananlardan endişeli: “Evimizi kaybetmek
istemiyoruz, çok şeyler duyuyoruz, yıkılacağını duyuyoruz onun için
çok üzülüyoruz.”
Aytun’un komşusu Satiye Kalçık da 25 yıldır Yedikule’de yaşıyor.
Kalçık da büyük tedirginlik yaşadıklarını belirtiyor: “Korkuyoruz
ve çok kötü hissediyoruz. Nasıl oluyor böyle hiç bilmiyorum. En
başından beri heyecanlıyız. O sesleri duydukça tedirginiz
devamlı”
‘BURAYI RANT HALİNE GETİRMEYE ÇALIŞIYORLAR’
Mahallede de bugünlerde bu olaydan başka birşey konuşulmuyor. Ev
sahiplerinden Erkut Gündüz bu konuda bilgilendirilmemiş olmalarını
devletin ayıbı olarak görüyor: “Bize tebligat gönderdiler, ne gelen
var ne giden var. Burayı rant haline getirmeye çalışıyorlar.
Süleymaniye’de zamanında insanların evleri alınmıştır. Herhalde
bize de aynısı olacak.”
İSKİ ve BEDAŞ aleyhinde suç duyurusunda bulunan avukatlar,
ruhsatsız yapıya inşaat izni verildiği gerekçesiyle müşavir firma,
Fatih Belediyesi ve Demiryollar Limanlar ve Hava Meydanları İnşaat
Genel Müdürlüğü-Marmaray Bölge Müdürlüğü’ne dava açmaya
hazırlanıyor.
HUKUKSUZLUK SÜRECİ SÖZ KONUSU
Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Pelin Özgen de bu tip
büyük projelerin kamuya son derece kapalı bir şekilde yürütüldüğünü
belirterek şunları söyledi: “Özellikle ulaşım projelerinde bunu çok
sık görüyoruz karşımıza çıkıyor. İlgili hiç bir kurumla paylaşmadan
çok büyük projelerin gündeme geldiğini ve büyük hızla başladığını
görüyoruz. Burada da bu katılım sürecini en acı şekilde yaşıyoruz.
Evsahipleri “Bizi bilgilendirmediler” diyor. Hiç bir bilgilendirme
olmadan bir takım yatırımlar yapılıyor, projeler uygulanıyor, biz
de odalar olarak bundan son derece rahatsızız. Bir hukuksuzluk
süreci söz konusudur burada.
ALTINDA TARİH YATAN BİR ALAN BURASI
Süreç tarihi yarımada gibi bir alanda geçiyor bu çok önemli. Her
bir noktasında altını kazdığınızda bir tarih yatan alandan
bahsediyoruz. Zaten raylı sistem projelerinde bazen beklenmedik
durumlar ortaya çıkabilir. Bu durumların ortaya çıkmış olması
karşısında yeniden hukuk süreçleri işler. Uygulama durdurulur.
Kurul görüşleri alınır, zemin etütleri yapılır, arkeologlarla ve
diğer uzmanlarla görüşmeler yapılır ve bundan sonrasında yeni bir
strateji belirlenir. Bizde çok hukuksuz gidiyor bu işler.
Bu araştırmalar tam olarak yapılmadan bir takım kararlar alınıyor
dediğim gibi kamuyla da paylaşılmadan. Sonra işler çıkmaza giriyor.
Neticede de 500 küsur tane hanenin tehdidi söz konusu bu alanda bu
bir hukuksuzluktur. Dünyanın hiç bir yerinde ki bu kadar da büyük
bir projeden bahsediyoruz; ruhsatsız hiç bir adım atılamayacağı
ortadadır. Kaldı ki tarihi yarımada gibi bir alandan bahsediyoruz.
Böyle bir şeyin imkanı var mı?”