Marmara Üniversitesi bölünüyor
Abone olMarmara Üniversitesi bölünme kararı aldı, YÖK harekete geçti. Peki bundan sonra ne olacak? YÖK Başkanı Özcan soruları cevapladı.
YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, Marmara Üniversitesi'nin
bölünmesi ile ilgili karar alındığını, diğer üniversitelerden henüz
başvuru gelmediğini söyledi. Özcan, üniversite kontenjan
artışlarıyla ilgili ise, "Net rakamı bilmiyorum ama geçen yılki
kadar bir artış beklemiyorum." dedi.
YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, Genel Kurul toplantısına verilen öğle
arasında gazetecilerin gündemdeki konulara ilişkin sorularını
cevapladı.
Marmara Üniversitesi Senatosu'nun bu yönde bir karar aldığını
hatırlatan Özcan, "Nasıl bölmek istediklerini de belirtmiş.
Onlar bir isim önermiş ama YÖK yeni bir isim için çalışma
yapacak. Marmara 1, Marmara 2 olabilir mi bilmiyorum?" diye
konuştu.
Mardin Artuklu Üniversitesi ile Kuzey Irak'taki Duhok
ve Kerkük üniversitelerinin karşılıklı Kürtçe ve Türkçe öğretimine
ilişkin işbirliği anlaşması imzalamasıyla ilgili Özcan, Duhok
Üniversitesi Rektörü ile YÖK'te görüştüklerini söyledi.
Mardin Üniversitesi ile işbirliği yapıldığını gazetecilerden
öğrendiğini ifade eden Özcan, "Kuzey Irak'tan, Suriye'den,
Irak, İran, Ürdün'den öğrenci çekmek istiyoruz. Bunu yabancı
öğrenci sınavı sisteminden kurtarmak istiyoruz. Uluslararası
testler ile almak istiyoruz. Avrupa tarafından da öğrenci çekmemiz
lazım." şeklinde konuştu.
KONTENJANLAR GEÇEN YILKİ DÜZEYDE
ARTMAYACAK
Özcan, 2009-2010 öğretim yılı için üniversite kontenjanların hangi
oranlarda artırılacağı sorusuna, "Tam rakamı bilmiyorum ama o kadar
olacağını zannetmiyorum." cevabını verdi.
Bazı üniversitelerde tıpta İngilizce eğitimleri de başlattıklarını
ifade eden Özcan, buna paralel olarak tıp fakültelerinin
kontenjanlarının da bir miktar artacağını kaydetti.
Özcan, dershanelerin kapanmayacağı yönündeki açıklamalarla ilgili
olarak, dershanelerin hepsinin kapanmasının mümkün olmadığını
açıkladı.
Dershanelerin kapanması için "arz ve talebin, yani lise
mezunlarının ve üniversite kontenjanlarının kafa kafaya gelmesi"
gerektiğini belirten Özcan, şöyle devam etti: "Bu dengelendiği
zaman öğrenciler, 'nasıl olsa ben bir yere girerim. Ne gerek var bu
kadar masrafa', diyecek. O zaman bu dershanelere kim gidecek? Neden
kapanmaz dedim? Çünkü çok iyi yerlere gitmek isteyenlere rekabet
içine girecekler, dershaneye gidecekler. Bunlar tamamıyla kapanmaz.
Türkiye'de 4 bin dershanenin 600'ü kapandı, bin 800 tanesi de gider
sanırım. Kontenjanları artırır dışarıda öğrenci bırakmazsak,
kapanma hızı da o ölçüde artacaktır."
FEN-EDEBİYAT FAKÜLTELERİNİ ÖĞRETMENLİK FORMASYONU İLE
GÜÇLENDİRMEK İSTİYORUZ
Fen-Edebiyat fakültelerinin açılmasının sınırlandırılması ile
ilgili soru üzerine Özcan, "Evet, bunu düşünüyoruz.
Sayıları çok fazla oldu." dedi.
Söz konusu fakülteleri öğretmenlik formasyonu ile güçlendirmek
istediklerini dile getiren Özcan, "Hiç olmazsa bu fakülte
mezunlarının öğretmenlik yapmasını istiyoruz. Mesela formasyonu 4
yılın içine sindirmek istiyoruz. Bu çalışma yok ama
düşünüyoruz." biçiminde konuştu.
HEMŞİRELERE LİSANS TAMAMLAMA HAKKI
Hemşirelerin lisans tamamlama eğitimlerine ilişkin bir başka soru
üzerine Özcan, "Bu şekilde 38 bin hemşiremiz var. Bir kısmı
ebelikten gelme. Onların hepsini uzaktan eğitim yoluyla ilave
eğitim verip 2+2 lisans tamamlama eğitimi vereceğiz. Bu uygulama
başladı." şeklinde konuştu.
Özcan, lisans tamamlamalarda, hemşirelere İngilizce eğitim de
verileceğini kaydetti.
"YA HERKESE BU SİSTEMİ VERELİM YA HİÇ KİMSEYE
VERMEYELİM"
Özcan'a, Sabancı, Işık ve Okan üniversitelerinde, öğrencilerin puan
şartı aranmadan ve alan farkına bakılmaksızın bölümler arası geçiş
yapabilmeleri ile ilgili soru da yöneltildi.
Bunun çağdaş ve iyi bir sistem olduğunu dile getiren Özcan,
öğrencilerin, üniversite sınavıyla istedikleri bölümlere
gidemediğini kaydetti.
"Yönlendirme, Türk Milli Eğitim sisteminde hiçbir zaman yapılmadı."
diyen Özcan, şöyle devam etti: "Üniversiteye hasbel kader
gidiyoruz. Annemiz, babamız bize bir bölüm söylüyor, orayı
yazıyoruz. Bu iyi bir şey değil. O üç üniversitede yapılan şey bu
mekanizmaya da biraz çözüm getiriyor. Yönlendirilmemiş çocuklara
son bir şans veriyor. Bir sene ortak dersler alıyorlar. O derslerde
seviyeleri yükseliyor. Hem de hangi alanlara ilgileri var onlar
tespit ediliyor. Çocuk ikinci yılında istediği alana
yönlendiriliyor. Bu iyi bir şey. Şimdi bunun sakıncası, siz eşit
ağırlıklı puanla düşük puan gerektiren bir yere giriyorsunuz, bir
sene okuyorsunuz. Sizden 30 puan daha yüksek veya sayısalla öğrenci
alan bir bölüm gösteriliyor. İlginizin o bölüme olduğunu
düşünüyorsunuz. Sizi o bölüme geçiriyorlar. Sonra ne oluyor? Siz 30
puan farkı bir anda kapatmış bulunuyorsunuz. Eşit Ağırlıktan,
sayısal gidiyorsunuz. Bizim itiraz ettiğimiz kısım bu... Ya herkese
bu sistemi verelim ya da hiç kimseye vermeyelim."