Marangozluk için değil itfaiyecilik için geldim
Abone olGalatasaray Yıllık Olağan Genel Kurulu’nda, başkan Ünal Aysal yaptığı konuşmasında olağan dışı bir dönemden bu noktaya geldiklerini söyledi....
Galatasaray Yıllık Olağan Genel Kurulu’nda, başkan Ünal Aysal
yaptığı konuşmasında olağan dışı bir dönemden bu noktaya
geldiklerini söyledi.
Galatasaray Yıllık Olağan Genel Kurulu bugün Lütfi Kırdar
Salonu’nda gerçekleştirildi. Sarı-kırmızılı kulübün başkanı Ünal
Aysal, görevde kaldıkları süre içerisinde yaptıkları çalışmaları ve
gelecek planlamalarını üyelere anlattı.
“OLAĞAN DIŞI BİR DÖNEMDEN BU NOKTAYA GELDİK”
Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, kulüp içerisindeki majör
gelişmeleri, sorunları, çözüm planlarını medyadan ve dedikodulardan
değil, kendilerinden öğrenmeleri gerektiğini vurgulayarak, “Bizden
öğrenmeniz önemli. ‘Gündem maddeleri çok’ diye serzenişler kulağıma
geliyor. Doğru normal olarak alıştığımızın üzerinde. Nedeni açık.
Olağan dışı bir dönemden bu noktaya geldik. Meselelerimiz bazı
arkadaşlarımızın düşündüğünden çok farklı bir noktaya geldi. Ama
henüz bitmedi. Üstelik Türkiye’de olağanüstü bir dönemden geçiyor.
Galatasaray için yılda bir defa bir pazar günü 4-5 saatimizi
ayıramayacak isek, ne geçmişten gelen meselelerini, ne de
önümüzdeki dönemin zorluklarını kolay kolay aşamayız. Bir
arkadaşım, ‘çivi bile çakmadınız’ diye demeç vermiş. Ben
marangozluk için değil, itfaiyecilik için bu göreve geldiğimi
sanıyordum. Herhalde yanılmışım” diye konuştu.
“GALATASARAY BİR MİSYONDUR”
Galatasaray’ın bir spor kulübü olmadığını belirten Aysal,
“Galatasaray bir misyondur. Ben yaklaşık 3 yıl önce bir spor
kulübünün başkanı olmak için bu göreve talip olmadım. Bir misyonu
gerçekleştirme yolunda önemli bir adım atabilmemizi sağlamak,
Galatasaray idealine katkıda bulunmak için bu göreve talip oldum.
Talip olduğum zaman da bir analiz yaparak değerlendirmemi,
hedeflerimi ve bu hedeflere ulaşmak için izlememiz gereken yol
haritasını tüm açıklığıyla sizlerle paylaştım. O dönemi izleyen
dostlarımız hatırlarlar, kendimize 3 etapta 4 temel hedef
koymuştuk. Bir sportif başarı, iki ekonomik güçlenme, üç idari
yeniden yapılanma ve dört marka değerimizi ulusal ve uluslararası
düzeyde güçlendirmek. Bu bu hedeflerin tümüne doğru yola çıkarken,
hiç alışık olmadığımız şekilde içimizin buruk, morallerimizin düşük
olduğu o günlerde, sportif başarı anahtar rolüne sahipti. Ancak
kendimize koyduğumuz başarı hedefimizi sürdürülebilir kılabilmek
için sözünü ettiğim diğer tüm üç cephede de aynı başarıyı sağlamak
gerekliydi. Bunlar hepimizin benimsediği ortak hedeflerimizdi.
Ortak hedeflerimiz diyorum çünkü 2011 Temmuz ayındaki olağanüstü
genel kurulda bu konu sizlerin de teveccühünüzü aldığımı biliyorum.
Hatta bu yolda ilerlememiz için Riva arazisinin değerlendirmesi
dahil olmak üzere bizi önemli yetkilerle donattığınızı da
hatırladığınızdan eminim. Bugün, gelmiş olduğumuz nokta itibariyle
sizlere güvenle söyleyebilirim ki, mali açıdan bizim için artık
büyük ve hayati riskler taşıyan sıkıntılı günler geride kalmıştır
ve Galatasaraymızın geleceğine ve başarılarının sürekliliğine
odaklanacak ye bir evreye gelmiş durumdayız” şeklinde konuştu.
“GEREK EKONOMİK GEREKSE SPORTİF BAKIMDAN AVRUPA’NIN DEVLERİ ARASINA
GİRMİŞ BULUNUYORUZ”
Başkan Aysal, günü kurtarma döneminin geride kaldığının altını
çizerek, “Avrupa futbolunun gelir bakımından 16. büyük kulübü
olarak yarınlarımızı inşa etmek için gereken uzun vadeli projelerin
hayata geçirebileceği çok daha güvenli bir döneme girdiğimizi
söyleyebilirim. İzninizle birkaç mali sonuca dikkatinizi çekmek
istiyorum. 3 yıllık sportif ve mali bilançomuz ortadadır. Bu
bilançoları farklı açılardan okumak, sağa sola çekerek temsil
ettikleri gerçekleri değiştirmek mümkün değildir. Öncelikle
belirtmek isterim ki, kulübümüzün 2013 bütçesi uzun bir aradan
sonra ciddi bir gelir fazlası üreterek kapanmıştır. Bu durum büyük
bir gayret sayesinde olmuş ve böylelikle sadece Türkiye’nin gelir
bakımından en büyük kulübü olmayı başarmakla kalmamış, gerek
ekonomik gerekse sportif bakımdan Avrupa’nın devleri arasına da
girmiş bulunuyoruz. Bize verdiğiniz yetkilerin ne kadar küçük bir
bölümünü ve de ne kadar etkin ve ekonomik olarak kullandığımız
ortadadır. Yine biliyoruz ki, hiçbir gayrimenkulümüzü en sıkışık
olduğumuz dönemlerde dahi elden çıkarmadan baştan sona yeni bir
takım kurmayı ve 2 yıl üst üste şampiyon olup Şampiyonlar Ligi’nde
tarihimizde ilk defa iki kez üst üste gruptan çıkma başarısını da
göstermiş bulunuyoruz. Yine aynı şekilde başta erkek basketbol
takımımız olmak üzere amatör branşlarımızın hemen hepsinde ülkemizi
Avrupa’da en üst düzeyde temsil etme başarısını da elde ettik.
Basketbolda yaklaşık çeyrek asırdan sonra yeniden yenilmez armada
olduğumuzu kanıtladık ve şampiyon olduk. sadece 2012-2013 içinde 83
kupa ve 1000’in üzerinde madalya ile müzemizi genişlettik. Dün
aldığımız gurur verici sonuçlardan sonra hem erkek, hem de bayan
basketbol takımlarımızın idari ve teknik ekiplerinden sporcularına
kadar emeği geçen her ferdini huzurunuzda kutlamak ve teşekkür
etmek istiyorum. Bayan basketbol takımımıza da bugünkü Euroleague
finalinde başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı.
“BAZI ARKADAŞLARIMIZIN ‘BİTTİK, BATTIK’ ELEŞTİRİLERİNİ HİÇ Mİ HİÇ
HAK ETMİYORUZ”
Geçmiş dönem itibariyle giderlerde bir artış olduğunu da söyleyen
Aysal sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün geriye baktığımızda seçim ve transfer gibi istediğimiz
verimi elde edemediğimiz bazı yatırım ve gider kalemlerinden de söz
etmek mümkündür. Ama herhalde bu gelir artışı ve gelinen ekonomik
nokta itibariyle yönetim olarak bazı arkadaşlarımızın ‘battık,
bittik’ eleştirilerini hiç mi hiç hak etmiyoruz. Kaybedilen bir kaç
puan veya bir kaç maç sonrasında Florya’ya isim vererek kimi
atayacağımıza kadar varan tavsiyelerin de bizleri ileri
götürmediğini ve Galatasaray gelenekleriyle örtüşmediğini bu vesile
ile belirtmek istiyorum. Üç yıllık tamamı kriz yönetimi
sayılabilecek bir dönemde ilk günden itibaren plan ve
stratejilerimizden sapmamaya büyük özen gösterdik. Başta çizdiğimiz
yol haritamızdan bizim dışımızda yaratılan haksız ve bazen de
hukuksuz uygulamaların sebep olduğu gecikmeler dışında en ufak bir
taviz vermedik. Haksız ithamlar, davalar, ihbarlar, uygulamalar ve
geciktirmeler bize zaman kaybettirdi, bedel ödetti ama hedeften
saptırtamadı. Biraz önce sözünü ettiğim ve bir sorun olarak
karşımızda duran giderlerimizin ciddi ölçüde disipline edilmesi ve
kısıtlanmasının 2014 yılında yönetimin öncelikli gündemi olduğunu
belirtmek isterim.”
“BU BORÇLARI BİZ YAPMADIK”
Galatasaray’ın toplam genel borç ve risk tablosu konusunda da
Aysal, “Bildiğiniz gibi kulübümüz ve özellikle Sportif A.Ş.’nin
giderleri ve de banka borçlarımızın çok büyük bir kısmı döviz
bazındadır. Buna karşılık gelir kalemlerimiz ağırlıklı olarak
TL’dir. Bu durum her yıl ciddi oranlarda kur riski maliyeti
içermektedir. Bu bakımdan gerçeği tam yansıtabilmesi için aşağıdaki
rakamlar dolar bazında sunulmaktadır. Yine bildiğiniz gibi Mayı
2011’de dolar kuru 1.59 iken Aralık 2013 sonu 2.13 gibi çok yüksek
bir seviyede kapanmıştır. Bunun tabi sonucu olarak ağırlıklı döviz
cinsinden olan borç ve ödemeler ve borç alacak farkı rakamları, her
ne kadar döviz borç ve faizlerini ödeseniz de, Türk lirası olarak
artmış görünmektedir. Türkiye’de döviz bazında borcu olan her
kurumda durum böyledir. Değerli arkadaşlarım, bu borçları biz
yapmadık. 10 yılı aşkın bir süre içinde biriken bu borçları, gemiyi
karaya oturtmadan yönetmek ve azaltmak üzere devraldık. Borçları
yönetmek demek bir yandan gelirleri arttırıp borçları azaltırken
diğer yandan yeniden borçlanabilmek ve böylelikle muaccel borçları
yeniden yapılandırarak ve kurumun durmaksızın çalışmaya devam
etmesini sağlamak demektir. Temliklerinizin ve teminatlarınızın
durumu bu nedenle çok önemlidir. Eğer teminatlarınız ve
temlikleriniz üst sınıra dayanmışsa yeniden borçlanıp çarkların
dönmesini sağlamak son derece zordur. İlk günlerimizin,
haftalarımız hatta aylarımızın nasıl geçtiğini bilmeyenlerimiz ya
da hatırlamayanlarımız olabilir. Ama ben ve arkadaşlarım çok iyi
hatırlıyoruz. Toplam teminat ve temliklerimizin yarı yarıyadan
fazla azaltılmış olması sadece bir mali gösterge değildir. yeniden
borçlanabilme ve borçları uzun vadeye yayacak biçimde yeniden
yapılandırabilme şansının elde edilmesi demektir. Büyük ve hayati
riskler geride kalmıştır derken bu gelişmenin önümüzü açtığına
dikkatinizi çekmek istiyordum” ifadelerini kullandı.
“BORÇ ALACAK FARKI 260 MİLYON DOLAR
Mete İkiz’in borç alacaklarını anlatacağını dile getiren Başkan
Aysal, “Sizlere ana hatları ile izah edecek. Orada, netice borç
alacak farkının 260 milyon dolar olduğunu göreceksiniz. Ancak bugün
itibariyle henüz faturalanmamış ve gelecek 4 yıla yayılmış, toplam
130 milyon dolarlık kati alacaklarımız ve nakde dönüşebilecek 15
milyon dolarlık stoklarımız olduğu da düşünüldüğünde, toplam
konsolide ödeme riskimizin 115 milyon dolar seviyesinde olduğunu
söyleyebiliriz. Bu tablo şahsen benim ve yönetimdeki arkadaşlarımın
hedeflediği rakamların gerisindedir. Bu konuda daha da iyi bir
tablonun oluşamamasının temel nedeni Galatasaray’ın özellikle son
sermaye artırımı sürecinde maruz kaldığı bazı alışılmamış
uygulamalardır. Zira sermaye arttırımı süreci normal, yani olması
gerektiği gibi gerçekleşseydi, bugün sizlere sunacağımız tablolarda
140 milyon TL’lik bir iyileşme daha görebilecektiniz. Gene de
içinizin rahat etmesi için belirtmek isterim ki;
yukarıda ki 115 milyon dolarlık toplam risk rakamını kat kat
karşılayacak gayrimenkul ve menkul portföyümüz mevcuttur. Hiçbirine
dokunulmamıştır” açıklamalarında bulundu.
“ÇOK DAHA SAĞLIKLI BİR MALİ YAPIYA KAVUŞMUŞ BULUNMAKTAYIZ”
Sarı-kırmızılı kulübün başkanı Ünal Aysal, bir başka önemli bilgi
kirliliğiyle savaştıkları konunun ise sermaye yapıları olduğunu
ifade ederek, “Yıllardır biriken negatif bilançolar nedeniyle öz
kaynaklarımızın negatif düzeye gelmiş olması sonucu bir ‘teknik
iflas’ sorunuyla karşı karşıyaydık. Teknik iflasla, mali iflas
arasındaki farkı bilmeyen ya da anlamak istemeyen pek çok kişi bunu
‘Galatasaray iflas ediyor’ diye yorumladı ve duyurdu. Sonuç olarak
Şubat 2014 itibariyle yaklaşık 3 yıl aradan sonra öz kaynaklarımız
eksi 248 milyon TL’den, 28 şubat 2014 itibariyle -49 milyon TL
seviyesine gelmiş ve sözünü ettiğimiz risk kontrol altına
alınmıştır. Gelinen bu seviye bizleri tatmin etmemiş olmasına
rağmen yine de dört büyük kulüp içinde en sağlıklı yapıya sahip
kulübün Galatasaray olduğu çok açık ve net ortadadır. Yine bu
noktada belirtmek isterim ki; sermaye arttırımımız normal şartlarda
onaylanmış olsaydı bu rakamı +91 milyon TL’ye çıkarmış olacaktık.
Sportif A.Ş.’deki kulüp hisselerimizin oranı ise son olarak %
55.4’ten % 68,7’e yükselmiştir. Hiçbir gayrimenkul satışı yapmadan,
sadece % 13.8’lik bir hisse satışıyla konsolide yıllık 190 milyon
doları bulan ihtiyacı 3 yıldır karşılayıp, toplam 570 milyon dolar
verilmiş eski teminat ve temliklerin çok önemli bir bölümünü (444
milyon dolar )geri almış olmanın değerlendirilmesini sizlere
bırakıyorum. Bu ana kalemlerden de rahatça görülebileceği gibi
kulübümüz, konsolide bazda orta ve uzun vadede, ülkemizdeki bütün
spor kulüplerinden, hem de yarıştığı dış ülkelerdeki rakiplerinin
büyük bir çoğunluğundan çok daha sağlıklı bir mali yapıya kavuşmuş
bulunmaktadır” şeklinde konuştu.
“SPONSORLARIMIZA ŞÜKRANLARIMIZI İLETMEK İSTERİM”
Bu rakamların bu kadar net ve açık olmasına rağmen, zaman zaman
yaşanan ve nakit akışından kaynaklanan kronikleşme sıkıntılarına da
açıklık getiren Başkan Aysal, şöyle konuştu: “Bunun sebebi kulüpte
ve Sportif A.Ş.’de birbirinden farklıdır. Kulüpte; özellikle
basketbol ve voleybol takımlarının en üst düzeyde rekabet
edebilmeleri için gereken bütçeler, sayıları 14’ten 21’e çıkmış ve
gelirleri 2 mislinden daha fazla büyümüş olmasına rağmen sponsorluk
havuzundan yeterli ölçüde karşılanamamaktadır. Bu vesile ile
huzurunuzda önemli başarılara imza atmamızı sağlayan söz konusu
sponsorlarımıza şükranlarımızı iletmek isterim. Bugünkü ekonomik
ortamda bu bütçelerin karşılanması ancak diğer gelir
kalemlerimizden yaptığımız aktarmalarla mümkün olabilmektedir.”
“BÜYÜK BİLANÇOLAR, KURUMLARIN BÜYÜKLÜĞÜNÜ GÖSTERİR”
Toplam banka borçlarının hepsini karşılayacak seviyede olduklarını
dile getiren Aysal, “5 yıl vadeli, tamamen alacak takvimimize uygun
bir geri ödeme programını içeren maliyeti ve teminat katsayısı daha
düşük bir kredi paketi için sizlere iyi haberi bugün vermek için
çok çalıştık, ama uzayan formaliteler dolayısı ile maalesef bugüne
yetiştiremedik. Ancak bu konuda son aşamaya gelinmiş olduğunu
söyleyebiliriz. Bu gerçekleştiğinde demin bahsettiğim
faturalanmamış orta vadeli kati alacakların aynı takvime uygun
olarak temliki ile nakit akışında ciddi bir rahatlama
sağlanacaktır. Bu gelişmenin sonucu olarak bugüne kadar ertelemek
zorunda olduğumuz pek çok mali ve sportif proje de huzurla devreye
sokulabilecek, nakit akışında istikrar sağlanabilecektir.
Önümüzdeki yıllarda artık en önemli iki hedefimiz olan ve son 2
yılda çok net artış gösteren ticari gelirlerimizi daha da arttırmak
ve buna bağlı olarak genel gider kalemlerimizi, gelişmemize mani
olmayacak rasyonel seviyelere indirmeye çok daha fazla odaklanma
imkanı bulabileceğiz. Futbolda mali sürdürülebilirliği belirleyen
en önemli faktör olan, ‘sporcu ve teknik kadro ücretlerinin toplam
giderlere oranı’ konusunda tedbirleri devreye sokmuş ve ciddi bir
aşama kaydetmiş durumdayız. Çok gerilere gitmeye gerek yok. Bundan
5-10 yil önceyüzde 100’lere varan bu oran 2013 yilinda avrupa
standartlarina uygun olarak %61 seviyesinde gerçekleşmiştir. Varmiş
olduğumuz yüzde 61’lik oran hiçbir büyük transferi hesapsızca
yapmadığımızın açık bir göstergesidir. Bu oranın, önümüzdeki 5 yıl
içinde kademeli olarak yüzde 50 seviyesine çekilmesini
hedefliyoruz. Hedeflediğimiz bu oranın, halen avrupa futbolundaki
en başarılı kulüplerden biri olan Bayern Münih’in ücret/gelir orani
olduğunu hatırlatmak isterim. Son günlerde bilançolarımızın her
sene artış gösteren rakamlarının, bazı spor medyası ve kişilerce
muhtelif ortamlarda yanlış tefsir edildiğini ve bunun artan bir
ödeme riski gibi algılandığını görmekteyiz. Büyük bilançolar,
kurumların büyüklüğünü gösterir. Her bilançonun hem pasif hem de
aktifleri gösteren sayfaları iyi izlenir ise her iki tarafın
birbirini dengelediği görülecektir. Sadece pasifleri gösteren bir
sayfaya bakıldığında çok yanlış algılamalara varılması
kaçınılmazdır. Kaldı ki, büyüyen rakamlar o müessesenin büyüdüğünü
ve iyi çalıştığını simgeler. Ve bu bir yönetsel tercihtir. Son 10
yılda bilançolarını büyütme suretiyle büyüme modelini seçen
Barcelona ile küçülterek koruma modelini benimseyen Ajax’ın
geldikleri noktaları kıyaslayacak olursak hangi modelin daha
geçerli olduğunu kavramamız kolaylaşacaktır. Şimdi gelinen noktada
bir diğer önemli hedefimiz gayrimenkullerimizi değerlendirmek ve de
yeni gayrimenkul projeleri üretmektir. Emin olunuz ki;
gayrimenkullerimiz konusunda en tutucu, en muhafazakar Galatasaray
üyesi benim” dedi.
Öncelikle bu konuda yönetimin benimsediği prensipleri şöyle
özetlemek istiyorum:
1. Gayrimenkullerimiz arazi satışı olarak değil mutlaka artı değer
elde edilecek bir projelendirmeyle birlikte pazarlanmalıdır.
2. Elde edilecek ana gelir yani arsa bedeli kesinlikle borç
kapatmak için kullanılmamalı, aynı dönemde yeni bir değer satın
alınarak ileriye dönük bir yatırımla varlıklarımızın büyümesine
katkıda bulunulmalıdır.
3. Borç geri ödemeleri sadece yaratılacak proje karı - tekrar
ediyorum- ana paraya dokunmaksızın sadece yaratılacak proje karı
ile yapılmalıdır.
“RİVA ARAZİSİ YETERLİ OLGUNLUĞA ULAŞTI”
Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, “Bunca sıkıntılı günde neden
Riva’nın pazarlanmasını gündeme getirmedik de bugün getiriyoruz”
diyerek sözlerine şöyle devam etti:
“Riva arazisinin 3. köprünün yapım süreciyle birlikte yeterli bir
olgunluğa ulaştığı kanısındayız. Gayrimenkul yönetimi demek
elimizdeki varlıklar potansiyel değerlerine ulaştığı zaman onları
bir projeyle daha da değerlendirerek gelir elde etmek ve bu gelirle
henüz potansiyeli ilerde daha yüksek olacak gayrimenkullere
yönelmek demektir. Umarım böylece ‘riva’yı satıp, borç ödeyecekler’
dedikoduları da bu vesile cevaplanmış olmaktadır” ifadelerini
kullandı.
“ALTYAPI ÇALIŞMALARININ EN ÖNEMLİ AYAĞI TÜRKİYE’DE OLMAK
ZORUNDADIR”
“2011 mayıs sonrası olağanüstü bir ortam ve koşullar altında
yapılan takımı yenileme çalışmaları bu yıl gençleştirme operasyonu
ile olgun bir noktaya ulaşmıştır” Diyen Ünal Aysal, ara dönemde
yapılan transferlerle 3 büyük kulüp içinde en genç kadroya sahip
takım noktasına ulaştıklarını dile getirerek, “Bu
nedenle üzerimizdeki acil futbolcu yatırım baskısı hafiflemiş artık
geleceğe dönük daha verimli, daha ileriye yönelik çalışmalara
odaklanma imkanına kavuşulmuştur. Bu vesile ile benim gibi sizleri
de heyecanlandıracağından emin olduğum, çok önemli bir girişimizden
söz etmek istiyorum. Hepimizin bildiği gibi, türk futbolunun
ezelden beri en büyük sorunu altyapı sistemlerinin gelişmemiş
olmasıdır.Galatasaray da, bir kaç istisnai dönem dışında bu
sorundan payını almıştır. Yine hepimiz biliyoruz ki; gelişmiş
altyapılar olmaksızın uzun dönemde başarıları sürdürülebilir kılmak
mümkün değildir. Uzun dönemi kurtaracak yegane çözüm ise her sezon
biraz daha pahalı hale gelen yetenekleri dışardan almak yerine
bunları bizzat kendi bahçemizde yetiştirmektir. Üstelik Türk
gençlerini dünya futboluna açacak modern bir altyapı kurmak hiç
tartışmasız Galatasaray için tarihi bir sorumluluktur. Bunun
söylendiği kadar kolay olmadığını bilecek kadar realistiz. Üstelik
bu konuda federasyonun ciddi bir planı ve desteğinin en azından
bugüne kadar var olmadığını hepimiz biliyoruz. Son 2 yıl içinde
büyük bir itina ile başta Almanya olmak üzere 7 ülkeyi kapsayan bir
altyapı çalışmasını sürdürdük. Bu çalışmalar sırasında gerek bazı
arkadaşlarımızın birikimleri ve gayretleri, gerekse Galatasaray’ın
avrupadaki marka gücünün geldiği nokta sayesinde tam 4 önemli
ülkeden, Almanya, İngiltere, Rusya ve İspanya’dan ciddi teklifler
aldık. Sonuç olarak mart 2014 itibariyle Almanya’daki 2 kulüple
protokoller imzalamış, idari ve sportif kadrolarını büyük ölçüde
tespit etmiş, iş planlarını hazırlamış ve projeleri başlatmış
durumdayız. Altyapı çalışmalarının en önemli ayağı Türkiye’de olmak
zorundadır. Yeterli antrenman sahası bulamadığımız A takımının
öncelikleri altında zorunlu olarak gölgede kalmaya mahkum edilmiş
futbol akademimizi Florya’dan çıkarmak, yeni ve yeterli tesislere
kavuşturmak zorundayız. Büyükçekmece’de bir zamanlar bize tahsis
edilmiş 106 dönümlük arazi bu çok önemli projemizin ilk ayağı
olarak kulübümüze yeniden kazandırılmıştır. Konuyla ilgili olarak,
hazırlanan planlar için görüşler alınarak revizyonlar yapılmış,
idari ve sportif kadrolar konusunda çok ciddi uluslararası
tecrübeye sahip bir kuruluşla çalışmalar tam 4 ayı aşkın bir süre
sonunda tamamlanma aşamasına gelmiştir. Büyük bir içtenlikle ve
gururla söyleyebilirim ki, bu çapta uluslararası bir altyapı
atılımını gerçekleştirebilecek yegane spor kulübümüz
Galatasaray’dır. Tarihimizin her aşamasında olduğu gibi Galatasaray
bir kez daha türk futboluna öncülük etme rolünü üstlenmiştir”
dedi.
Geçilen dönemde, stadın geliştirilmesi için pek çok yatırım
yaptıklarını vurgulayan Ünal Aysal, “Ali Sami Yen Kompleksimizin
girişine GS Store binasını inşa ettik; 40 adet ek loca ve GSTV için
stüdyolar tesis ettik; kulübümüz ve iştirakleri için ofisler
oluşturduk; kapılar ve turnike sistemlerini yeniledik; çimlerin
gelişimini sağlamak için yeni growlight’lar satın aldık ve
kullanmaya başladık; sahanın zeminini, drenaj ve toprak altı ısıtma
sistemini bütünüyle yeniledik; yaya ulaşımını kolaylaştırmak için
merdivenler inşa ettik; U20 takımımız için soyunma odaları yaptık,
loca ve tribünlerimize ısıtma sistemi kurduk. Ancak TT Arena
Stadı’nın sorunlarının giderilmesi ve iyileştirilmesi için yatırım
yapmaya devam etmemiz gerekiyor” sözlerine değindi.
- Kolonlarla çevrili üst dolaşım alanının camla kapatılması,
sahamızın daha fazla güneş alabilmesi için stadın çatı kaplamasının
şeffaf malzemelerle değiştirilmesi.
- Stadda yer alan ofislerimizin bir araya toplanması ve bu yolla
hem yönetsel etkinliğin artırılması hem de operasyon maliyetlerinin
azaltılması için ali sami yen spor kompleksi içerisinde bir ofis
binası inşa edilmesi
- Yükümlülüklerimizin yerine getirilebilmesi için tt arena’nın çatı
kapaklarının yapılması için gerekli hazırlıkların yürütülmesi
(binada hala oturmalar olması nedeniyle kapakların yapılması teknik
olarak henüz mümkün görünmüyor. ayrıca, kapakların, bugün bile
büyük sorun teşkil eden çimlerin güneş alamaması konusuna
yaratacağı olumsuz etkileri de değerlendiriyoruz)
- Stadın ciddi izolasyon problemlerinin çözülmesi
- Stadın ulaşım yollarının yapılmasının sağlanması ve ayrıca
önümüzdeki dönemde, artık stadımızın devir teslimini de
tamamlamalıyız.
Gsgm’nin, stadı sorunları giderilmiş olarak Toki’den devralması,
sonra da kendilerine devretmesi gerektiğini belirten Aysal, “Biz,
stadın imalatından kaynaklanan eksikleri ve sorunları tespit ettik
ve detaylı şekilde ilgili kurumlara bildirdik. Öncelikle bu
sorunların giderilmesini, ardından da stadın bize devrinin
gerçekleştirilmesini bekliyoruz” şeklinde konuştu.
MECİDİYEKÖY
Mecidiyeköy’deki arsa üzerine de açıklamalarda bulunan Galatasaray
kulübü Başkanı Ünal Aysal, “Arsamız üzerinde bir ofis binası
inşasına başladık. Binanın toplam inşaat alanı yaklaşık 20.000 m2.
Yer altında 8, yer üstünde ise 14 kat olmak üzere toplam 22 kattan
oluşan bina yaklaşık 8.000 m2 ofis ve 2.000 m2 dükkan alanı
sağlayacak. Binanın, tamamlandığında 350 bin dolar üzerinde aylık
kira geliri sağlaması öngörülüyor. İnşaatın öngörülen maliyeti
temel dahil 13,5 milyon dolar. Biz inşaatı, inşa bedelinin kira
gelirleri ile ödeneceği bir formülle gerçekleştirmeyi amaçlıyoruz
ve bu konuda teklif toplamaya devam ediyoruz. İnşaatın ilk
safhasını oluşturan iksa ve hafriyat işleri 3 milyon TL bedelle
ihale edildi. Yüklenici tarafından yürütülen çalışmalar neticesinde
-17 metre derinliğe ulaşıldı. Belediye ruhsat harçları dahil şu ana
kadar bu proje kapsamında yapılan yatırımların tutarı 2 milyon 600
bin TL’ye ulaştı. Tamamlandığında, Galatasaray, 10 bin m2
kiralanabilir alanı olan, 100 milyon dolar değerinde bir
gayrimenkul ve her ay düzenli olarak gelir sağlayan bir kaynak
kazanmış olacak” dedi.
KALAMIŞ
Ünal Aysal, Kalamış’ta bulunan arazi için yaptıkları gelecek
planlamalarını şu şekilde anlattı:
“Kalamış tesislerindeki havuz binası ve eklentilerini tamamlayarak
2012 yılı sonunda kullanıma açmıştık. Yaklaşık 4 bin m2 kapalı
alana sahip olan yeni bina, 25x33 metre ölçülerinde bir havuz,
sporcular için soyunma ve dinlenme alanları, fitness salonu, 50
yatak kapasiteli yatakhane, ofisler, mevcut restoran tarafından
kullanılmaya başlanan modern bir mutfak ve üyeler için aktivite
salonu içeriyor. Bina 8,5 milyon TL’lik bir harcamayla inşa edildi.
2013 yılında da Kalamış’a yatırım yapmayı sürdürdük. Yelken
şubemizin kullanımında olan ve barakalardan oluşan yapıları yıkarak
yerlerine 500 m2 kapalı alana sahip modern bir bina tesis ettik.
Binada, kayıkhane, derslik ve soyunma odalarının yanı sıra yönetim
ofisleri yer alıyor. Yelken şubesinin, tekne park yerlerini de
kapsayan 975 m2’lik açık alanlarını da yeniden düzenledik. Yelken
tesisini ve çekek yerini dalgalardan korumak için bir de anroşman
inşa ettik. Kalamış’a yelken şubesi için yaptığımız yatırımların
tutarı 939 bin TL olarak gerçekleşti. Kalamış tesislerimizin kurulu
bulunduğu arazinin üst haklarının alınması için de şubat ayında
Milli Emlak’a başvuruda bulunduk. Kalamış’da yapmış olduğumuz
yatırımların devamlılığının sağlanabilmesi için bu konuyu çok
önemsiyoruz.
RİVA
Riva arsasını satma gibi bir düşünceleri olmadığına önemle belirten
sarı-kırmızılı başkan Aysal, “Bizim de içinde yer alacağımız bir
gayrimenkul geliştirme projesiyle değerlendirmek istiyoruz. Gelen
teklifleri hep bu perspektiften değerlendiriyoruz. Bu konuda adım
atmak için aceleci davranmıyoruz. Üçüncü köprünün inşaatına
başlanmış olması ve köprünün Anadolu Yakası’ndaki ilk çıkışının
Riva’ya ve arsamıza çok yakın olması bu bölgenin değerlenmesini
sağlıyor. Bu değer artışında kulübümüzün azami ölçüde istifade
edebilmesi için Riva’da adımlarımızı doğru zamanda ve doğru
formülle atmamız gerekiyor.
Son yaptırdığımız değerlemeler, bu gayrimenkulümüzün değerinin 250
milyon dolar yaklaştığını gösteriyor. Bu proje gerçekleştiğinde
elde edilecek gelirin arsa bedeline düşen kısmı ile yeni
gayrimenkullerin alımını, kar kısmı ile de mevcut borçların geri
ödenmesini planlıyoruz” açıklamalarında bulundu.
BÜYÜKÇEKMECE
Büyükçekmece’de belediyenin kendilerine tahsis etmiş olduğu 106
dönüm büyüklüğünde bir arazi olduğunu belirten Aysal, “Bu arazi
üzerinde bir futbol altyapı tesisi kurmak için projemizi hazırladık
ve belediyeden ön onay aldık. Tam boy 5 saha ve kamp binalarını
içerecek bu tesis futbol altyapımızın ihtiyaçlarının karşılanmasına
büyük katkı sağlayacak. Tesis alanının ve kapasitesinin artırılması
ve de projenin kendi kendini finanse edebilmesi amacı ile aynı
çevrede ek arazi temini için girişimlerimizi de sürdürüyoruz” diye
konuştu.
FLORYA
Aysal, Geçen yıl çimlerin yenilendiği antrenman sahasına ek olarak
Florya’da yeni bir saha inşa ettiklerini vurgulayarak, “Bu saha
ağırlıklı olarak futbol okulu olarak kullanılacak ve altyapımıza
destek olmanın yanı sıra önemli de bir gelir kaynağı oluşturacak.
Florya’da hazineye ait olan araziyi satın almak için başvuruda
bulunduk. 40 dönümlük bu arazi üzerinde hali hazırda hak sahibi
olduğumuz için satışı talep etme imkanımız bulunuyor. Şu anda
başvurumuz değerlendiriliyor. Florya’daki tesislerimizi de
taşıyabileceğimiz, sadece futbolun değil mümkün olduğunca tüm
branşlarımızın bir arada yer alacağı kapsamlı bir spor tesisi
kurmak için çaba harcıyoruz. Alternatif kuruluş yerleri ve
modelleri üzerinde değerlendirme yapmaya devam ediyoruz” dedi.
KÜÇÜKÇEKMECE
Küçükçekmece’deki tesislerle ilgili olarak da Ünal Aysal şunları
söyledi: “Küçükçekmece tesislerimizde, 2012 yılında kayıkhaneyi
yenilemiş ve 15 yeni tekne satın almıştık. Fitness salonunu
kullanıma açmıştık. İzleyen dönemde de Küçükçekmece tesislerimize
yatırım yapmayı sürdürdük. Tesisteki 2 suni çim sahayı söktük.
Kayıkhanenin yağmurlu havalarda yaşadığı problemlerin çözümü için
altyapıyı yeniden kurduk. Antrenörlerin ve sporcuların kaldıkları
10 oda, salon ve mutfaktan oluşan binayı yeniledik ve kullanıma
açtık. Rıhtımı yeniden düzenledik. Tesisimizin güvenliğini artırmak
için elektrik- mekanik odalarını yeniden inşa ettik. Halı sahaların
soyunma odaları olarak yaptırılmış olan prefabrike binanın iç
bölümlerini yıkarak yeni projesine göre yeniden inşa ettik.
Böylelikle 10 odalı bir kamp tesisi kazanmış olduk. Bu işler için
Küçükçekmece tesislerimize şu ana kadar 550 bin TL yatırım yaptık.
Bu arada, ne yazık ki, sporcu ve antrenörlerimizin kullandığı
yatakhane, elektrik problemi sebebiyle tamamen yandı. Bununla
ilgili sigorta başvurularını yaptık. Hazırladığımız projelere uygun
olarak bu bölümü yeniden inşa ederek 2013 yılı sonuna kadar
açılması planlandı.”
GALATASARAY ADASI
Galatasaray Adası hakkında da bilgi veren Aysal, “Genel kurulun,
mevcut işletmecinin sözleşmesinin iptal edilmesi yönündeki kararı
sonrası açılmış olan dava tarafımızca kazanılmışsa da maalesef
Yargıtay safhasında karar bozulmuş ve yeniden yargılama sürecine
girilmiştir. Bu dava kulübümüz avukatları ve yönetimce yakından
takip edilmektedir. İşletmecinin 2015 yılı kasım ayına kadar
sözleşmesi bulunmaktadır. Bu tarihte işletmecinin sorunsuz olarak
tahliye edilmesi için gerekli hukuki tedbirleri alacağız”
ifadelerini kullandı.
TAÇSPOR
Uzun zamandan bu yana Anadolu yakasında hem sporcuların hem de
üyelerin kullanabileceği yeni bir spor tesisi oluşturmak
istediklerini dile getiren Aysal, “Bu amaçla, Ataşehir’de yer alan
ve 40 dönümlük arazi üzerinde kurulu bulunan taç spor tesislerinin
kullanımına ilişkin bir işbirliğinin sağlanması sonuçlanmış ve
anlaşmaya varılmıştır. Tesiste, 13 tenis kortu, kapalı spor salonu,
yarı olimpik kapalı bir havuz, fitness salonu yer alıyor. Biz buna
bir de tam olimpik kapalı havuz eklemeyi amaçlıyoruz. Böylelikle
yüzücülerimizin de etkin şekilde bu tesisleri kullanmasını
sağlayabiliriz. Tesis PWC tarafından yapılan mali incelemelere göre
yılda 1,5 milyon dolarlık bir gelir üretmekte ve bu şekli ile 11
milyon dolar olan yatırım bedelini kredi faizleri hariç 7,5 yılda
ödeme potansiyeline sahip görünmektedir” şeklinde konuştu.
)İHA)