Manisalı'dan aşırı bir yorum
Abone olProf. Manisalı son günlerin olay kitabı olan Kavgam'ın Türkiye'de best-seller olmasının nedenleri üzerine aşırı bir analiz yaptı. İşte Manisalı'nın aşırı yorumu...
Cumhuriyet Gazetesi yazarlarından Prof. Dr. Erol Manisalı, son
günlerin olay kitabı Kavgam'ın Türkiye'de çok satması üzerine ilgi
çekici bir tespitte bulundu. "Hitler, 'Kavgam' ve Bayrak
Üzerine" başlıklı yazısında Manisalı, olay kitabı bakınız
nasıl değerlendirdi:
- Önce Hitler 'in ''Kavgam'' adlı kitabına olan ''büyük talep''
tartışılmaya başlandı. Türkiye'de acaba insanlarda birdenbire
Hitler ve faşizm hayranlığı mı doğmuştu da kapış kapış Hitler'in
eserini (!) okumaya başlamışlardı?
- Oysa böyle bir olasılık kesinlikle geçerli olamaz. Çünkü Türkiye
iktisadi ve siyasi olarak dışa bağımlı hale gelmiş ve eli kolu ABD
ve AB tarafından bağlanmış durumda. Emperyalizm tarafından ezilen
bir toplumda Hitler faşizminden söz etmek aptallık olur. Hitler'in
işgal ettiği Polonya faşist olabilir mi?
Batı kapitalizminin iktisadi ve siyasi faşizmi altında ezilen benim
insanlarım. Bir faşist aramak gerekiyorsa, elimizdeki projektörü
Batı kapitalizminin işgalci politikalarına çevirmek zorundayız.
- O zaman aklımıza şöyle bir soru gelmeli; acaba insanlarımız ABD
ve AB'nin faşistçe yaklaşım ve dayatmalarını daha iyi anlayabilmek
için Hitler'in yayınlarına merak sarmış olamazlar mı? Önlerinde adı
''Kavgam'' olan koskoca bir eser (!) var. Bu kitaptan yakın geçmişi
inceleyip, Bush yönetimini ve AB'nin bugünkü dayatmalarını daha iyi
anlamak istemiş olmaları bana göre hiç de uzak bir olasılık
değil.
- Öyle ya; dün Hitler, aklına esmiş, saçma sapan gerekçeler
uydurarak Polonya'ya, Çekoslovakya'ya, Avusturya'ya girmiş. Bugün
de ABD ve bazı Avrupalılar yine saçma sapan gerekçeler yaratıp
Afganistan'a, Irak'a girmişler. Tıpatıp Hitler'in yaptığını
yapmışlar. Şimdi insanlar kalkıp Hitler'in işgallerinin senaryosunu
yazdığı Kavgam adlı eseri (!) okuyarak bugünkü neo-faşistlerin ne
yapmak istediklerini anlamaya çalışıyorlar.
Ellerinde eski faşistin belgesi var; yeni faşistlerin (yeni
liberallerin) anlaşılması için... Bundan güzel bir rehber olabilir
mi?
Öyle ya; Afganistan ve Irak'tan sonra Suriye'yi, İran'ı işgali
planlıyorlarmış. Ayrıca aynen Hitler'in Fransa'da, Avusturya'da
yaptığı gibi ''bazı ülkelerde iç kargaşa çıkartıp yeni faşizmi
(yeni liberalizmi) dayatmak istiyorlar. ''Gürcistan, Ukrayna ve
Kırgızistan gözlerimizin önünde; böl ve yönet yöntemi
uygulanıyor.
Haa Türkiye mi? Hiç merak etmeyin: ABD ve AB'nin gözünde biz örnek
ülkeyiz. Keşke diğerleri de Türkiye gibi olsaydı. Bu kadar gürültü
ve patırtıya hiç gerek kalmazdı.
Gelelim bayrak meselesine...
Mersin'deki ''karışık'' bayrak olayından sonra halkta Türk
bayrağına sarılma ihtiyacı doğdu. Ben bu hadiseyi farklı bir yönü
ile Senegal futbol maçından sonra yarı finale kaldığımız gün
gözlerimle gördüm. Bütün İstanbul, zengini fakiri sokağa dökülmüş
bayrağa sarılıyordu. Bu bir futbol hadisesi değildi. Ezilmiş,
horlanmış bir toplumun ayağa kalkma, başını dik tutma hadisesiydi.
Benim insanım tepkisini bugün yine bayrağa sarılarak
gösteriyor.
- Yabancı şirketler piyasayı sarmış, ''liberaller'' gelip pazarı
işgal etmişler.
- ABD'si, AB'si, IMF'si istiyor da istiyor. Lozan'ı tartışmaya
açmışlar.
- Kafasını yabancıya karşı piyasada, siyasette, kültürde dikemiyor;
misyonerler gelmiş etrafını sarmış.
Ne yapsın gariban, bula bula futbolu bulmuş.. acısını orada
çıkarıyor.
Mersin olayları sonrasında insanların Türk Bayrağı'na
sarılmalarının gerisinde ezilmişliğe başkaldırı var; Kuzey Irak'ta,
Kıbrıs'ta olanlara başkaldırı var.
Benim insanım iktisadi olarak, siyasi olarak ezilmek istemiyor;
bayrağa sarılarak verdiği mesaj bu.. ABD'nin ve AB'nin
dayatmalarına karşı bayrağını gösteriyor:
Kanımın son damlasına kadar emperyalizme karşıyım diyor.
Bunu herkesin iyi okuması gerekir...
Yazı: Erol Manisalı
Kaynak: Cumhuriyet