Manikürlü hahamın komplosu
Abone olErgenekon davasının bugünkü duruşmasında yine ilginç bilgiler açıklandı. Tuncay Güney yine başroldeydi.
Semih Tufan Gülaltay çapraz sorguda Yeşil’in Ankara’dan
İstanbul’a gelirken kaybolduğunu, Tuncay Güney’in binbaşı sıfatıyla
ve parmakları manikürlü olarak Veli Küçük adına kendisini ziyaret
ettiğini söyledi. Mahmut Yıldırım'ın kendisiyle buluşmak üzere
Ankara'dan İstanbul'a doğru yola çıktıktan sonra kaybolduğunu
bildirdi.
TIRNAKLARI MANİKÜRLÜ BİNBAŞI TUNCAY GÜNEY |
Gülaltay, Savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in, ''Tuncay Güney, Yozgat Cezaevi'nde hangi sıfatla sizinle görüştü?'' sorusu üzerine Yozgat Cezaevi'ne ''binbaşı'' sıfatıyla Yozgat Cumhuriyet Başsavcılığı'nın özel izniyle geldiğini söyledi. Gülaltay, ''Baktım 25-26 yaşlarında. Binbaşı olacak yaşta değil. Devre arkadaşlarını sordum. Kimleri tanıdığını sorunca çuvalladı. Özel harpçi, özel kuvvetlerden olduğunu söyledi. Veli Küçük'ün gönderdiğini söyledi. Parmakları manikürlüydü. Hiçbir özel harpçinin parmağı manikürlü olmaz. Biraz da efemineydi. Biraz sert konuştum gitti. Tutuklandıktan sonra Veli Küçük'e sorunca, o da 'Ben Yozgat'a göndermedim, bu adamı ciddiye almıyorum. Bu da bana kurulan komplolardan biri' dedi'' şeklinde konuştu. |
''Ergenekon'' davasının başka suçtan tutuklu sanığı Semih Tufan
Gülaltay'ın ,
çapraz sorgusu yapıldı. Gülaltay, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali
Pekgüzel'in, ''Mahmut Yıldırım ile hangi yıl, hangi vesileyle
tanıştığı'' yolundaki sorusu üzerine, ''1996 yılında
istihbaratçı Duran Fırat vasıtasıyla istihbaratçıların ve
siyasetçilerin bulunduğu bir ortamda tanıştığını''
söyledi.
''MİT'e çalışmadığını'' ifade eden Gülaltay, o dönemlerde Mahmut
Yıldırım hakkında bir arama kararı bulunmadığını ve kendisini
''Ahmet Demir'' ya da ''Yeşil'' gibi bir kod ismiyle değil, Mahmut
Yıldırım olarak tanıdığını
savundu.
TEKİN'İ PARTİYE NİYE ÇAĞIRMADI?
Savcı Pekgüzel'in ''Muzaffer Tekin ile ne zaman
tanıştığını'' sorması üzerine, Gülaltay, Tekin'in
Kastamonu Cezaevinde koğuş arkadaşı olan Namık Zihni Ozansoy'u
ziyarete geldiğini, ikisinin devre arkadaşları olduğunu
kaydetti.
MAHMUT YILDIRIM VATANSEVERDİ |
Gülaltay, Mahmut Yıldırım konusundaki soruyu
da şöyle yanıtladı: ''Mahmut Yıldırım ile son buluşmamız Arnavutköy'de bir restoranda olacaktı. Ankara'dan İstanbul'a gelmek için yola çıktı. O gece ortadan kayboldu. Ne ailesi ne de başka birisi ondan bir daha haber alamadı. Mehmet Eymür kimle ters düşmüş ise o kişi yok olmuş, cenazesi bile bulunamamıştır. Savcılık bir noktayı gözden kaçırdı. Ertuğrul Yılmaz'ın cezaevinden kaçırılması ile ilgili Mehmet Eymür'ün oğlunun ifadesi alındı. Mehmet Eymür'ün marifetleri ortaya çıkartılmalıdır. Döktüğü kanlar, iktidara gelecek liderlere nasıl şantaj yaptığı ortaya çıkartılmalıdır. Mahmut Yıldırım, Mehmet Eymür'e bağlı MİT Kontrterör Dairesi'nde çalışan ülkücü, vatansever, devletine yardım etmiş, daha sonra resmi olarak da görevlendirilmiş bir insandır. Neden şimdi bu kadar karalıyorlar, iftira atıyorlar?'' |
PSİKOPAT DEMEDİM
Savcı Pekgüzel'in, Tekin'in kendisi için ''tutarsız ve
psikopat'' şeklinde değerlendirmesi olduğunu söylemesi
üzerine, Gülaltay ''Tekin ile aramızda bir kırgınlık yok.
Olsa bile hakkımda böyle bir kelime kullanacağına
inanmıyorum'' diye konuştu. Bu arada tutuklu sanık
Muzaffer Tekin oturduğu yerden ''Söylemedim
de...'' dedi.
FİKRİ KARADAĞ'LA NASIL TANIŞTI?
Savcı Pekgüzel'in, ''Mehmet Fikri Karadağ ile nasıl
tanıştığını'' sorması üzerine Gülaltay, cezaevinden
çıktıktan sonra 2002 yılı sonu 2003 yılı başında Muzaffer Tekin
vasıtasıyla tanıştığını, 2004'ten sonra da görüşmediklerini
belirtti.
''İstanbul'daki ulusalcı milliyetçi kuruluşların başkanlarının
ortak davalarına ilişkin toplantılarda bir araya gelmek zorunda
olduklarını'' söyleyen Gülaltay, ''Bir Nevruz toplantısında
Veli Küçük, Sevgi Erenerol ve Kemal Kerinçsiz'i bir arada
görebilirsiniz. Bu, o insanların yol arkadaşı, dava
arkadaşı oldukları anlamına gelmez. Onların yolu ayrıdır, benim
yolum ayrı. Fikri albayımla da bu toplantılarda birkaç kez
karşılaşmışızdır'' şeklinde konuştu.
ERUYGUR İLE TANIŞMASI
Savcı Pekgüzel'in, ''Şener Eruygur ile ne zaman, ne şekilde
tanıştınız? Sizin platforma ne zaman katıldı?'' şeklindeki
sorusuna Gülaltay, ''Şener Paşa bizim platforma katılmadı.
Ulusal Birlik Platformu kurulmadan önce tanıştım.
İstanbul'daki toplantımıza geldi. Ankara'ya gidince Atatürkçü
Düşünce Derneği Başkanı olduğu için ziyaret ettim. ADD Genel
Başkanı ve büyüğümüz olması nedeniyle platformun onursal başkanı
yaptık. Kendisinin böyle bir talebi yoktu. Birliğe katılan
kuruluşların başkanlarının ricası üzerine bu görevi üstlendi. Şener
Paşa ile aramızda hiçbir fikir ayrılığı olmadı ama platforma üye
kuruluş başkanları ile birtakım fikir ayrılıkları olmuştur'' diye
cevap verdi.
OSMAN YILDIRIM'I TANIMAM
Savcı Pekgüzel'in ''Osman Yıldırım'ı tanıyor
musunuz?'' sorusuna, Gülaltay, ''Tanımıyorum. Kardeşimle de
tanışıklığı olduğunu sanmıyorum. Biz Kars'ta tanınmış bir
aileyiz. Osman Yıldırım da Karslıymış. Bu nedenle kardeşim Emre
Gülaltay ile bir ortamda tanışmış olabilir'' karşılığını verdi.
Bilgisayarında ele geçirilen gizli istihbari bilgilerin yer aldığı
dokümana ilişkin soruya ise Gülaltay, bir siyasi parti genel
başkanının isteği üzerine gazeteci-yazar Ali Kuzu tarafından
yapılan bir araştırma olduğunu, ancak belgeyi okumadığını
söyledi.
DEVLETLE ÇALIŞTIN MI?
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın ise Semih Tufan Gülatay'a
''PKK kampları konusunda sizden yardım istendiğini ifade
ediyorsunuz. Devletin herhangi bir kurumu ile çalıştınız
mı?'' diye sordu. Semih Tufan Gülatay da devletin hiçbir
kurumu ile çalışmadığını söyleyerek, ''Siz savcılık olarak devletin
istihbari kurumları ile çalışmadınız mı? İstihbari konuda
yardımınız olmadı mı?'' dedi.
Bunun üzerine Savcı Nihat Taşkın, ''Savcılık olarak
yazışmalarımız olur. Ancak siz bir vatandaş olarak Mahmut Yıldırım
ile görüşüyorsunuz. MİT'le mi, emniyetle mi, Genelkurmay
istihbaratıyla mı bağlantınız oldu?'' diye sordu.Gülaltay, bu
soruya şöyle cevap verdi:
RESMİ BAĞIM YOK
''Hiçbir kurumla resmi bağım olmadı. O dönemde Ankara'da önemli
bir şirketin ortağıydım. Büroma bakanlar, milletvekilleri, üst
düzey bürokratlar gelirdi. Kimin istihbaratçı olduğunu bilmem
mümkün değil.
Mehmet Eymür, bu tahkikatı beyanları ve emniyetteki dostları ile
başlattı ve yönlendirdi. Bunlar bu mahkemenin aradığı
küresel örgütün Türkiye'deki beyin takımıdır.
Burada her şey ortaya konmalıdır. Mehmet Eymür ve
kadrosunun işlediği faili meçhul cinayetler ortaya çıkartılmalı,
devlete ihanet edenlerin hepsi huzura gelmelidir. Elim
yakalarında. Bir Türk vatandaşı olarak bunlarla mücadele etmeye
devam edeceğim. Suriye ve Irak dışındaki PKK kampları konusunda
sıkıntıları vardı. Eymür ve arkadaşları bu konuda benden bilgi
istedi. Bu resmi bir görüşmedir. Savcılık isterse bu tutanakları
getirtebilir.''
DOĞU PERİNÇEK'İN YAYINLARINI TAKİP EDERDİM
Gülaltay, Doğu Perinçek ile de bazı fikirleri uyuşmamasına rağmen
partinin bazı yayınlarını takip ettiğini söyledi. Akın Birdal
olayından dolayı zan altında kaldığını söyleyen Gülaltay, ''Türk
solu'' ve ''Türk sağı''nın birleştirilmesi fikrinin kendisine ait
olduğunu anlattı.
Gülaltay, davanın tutuksuz sanığı Fuat Turgut tarafından yapılan
bir şikayet sonucu tutuklandığını öne sürerek, ''devlet tarafından
Turgut'a çeşitli vaatlerde bulunularak 15 trilyonluk ihale
verildiğini'' iddia etti.
Sedat Peker ve Ali Yasak'ı tanımadığını ve hiçbir yerde
görüşmediklerini anlatan Gülaltay, Danıştay cinayeti ile ilgili
olarak ''Bu iş aydınlatılsın. Eğer din adına yapıldıysa facia.
Ulusalcılar din adına yaptıysa bu da facia. Aydınlatılmak
isteniyorsa Tuncay Güney, Cemal Alparslan Ertuğ ve Mehmet
Eymür buraya getirilip sorgulanmalıdır. Koskoca generaller
evlerinden derdest edildi'' diye konuştu.
TOLON'LA GÜÇ BİRLİĞİ
Cumhuriyet Savcısı Taşkın'ın, Hurşit Tolon ile görüşmesinin
ayrıntılarını sorduğu Gülaltay, ''Hurşit Paşa Ulusal Birlik
Platformu'na gelmedi. Küçükyalı'daki özel büroma geldi. Önceden
tanımıyordum. Eski Başbakanlık Müsteşarı Yazıcıoğlu ile
birlikte konferanslar verip ulusalcılık yapılanması içindeydiler.
Bununla ilgili olarak ziyarete geldi. Özel bir görüşme değildi.
Emekli paşalar, müsteşarlar, genel müdürler vardı. Onlar heyet
halinde geldi. Biz de heyet olarak karşıladık. Güç birliği yapmayı
düşünüyorduk. Aynı fikri paylaşan kuruluşların birlikte hareket
etmesiyle ilgili bir toplantıydı'' dedi.
HABLEMİTOĞLU CİNAYETİ
Savcı Taşkın'ın ''Hablemitoğlu cinayeti ile ilgili
olarak Eymür'ün bağlantısı olduğunu ileri sürüyorsunuz. Bu konu ile
ilgili iddialarınızı şimdiye kadar dile getirdiniz mi?''
diye sorduğu Gülaltay, şöyle konuştu:
''Devlet herkesin kıratını bilir. Taşa vurduğu zaman altın mı,
bakır mı olduğunu bilir. Ayarını verir. İstihbaratçılık,
jurnalcilik değildir. Analitik bir meslektir. Mehmet Eymür küresel
örgütün jurnalcisidir. Biz kimsenin ayıbını ve onun hakkındaki
tereddütlerimiz devletin birimleriyle paylaşırız. Ancak kamuoyuna
açıklamayız. Devletin bir bildiği vardır. Zamanı gelince herkesin
hesabını verir. Çağırın sorgulayın, gelsin hesabını versin. Devlete
verdiği zararlar ve ihanetler ortaya çıksın. Onun altındaki
meclisteki, bakanlıktaki kadroları ortaya çıksın. Dökülsün bu iş
ortaya.''
MUZAFFER TEKİN VE DOĞU PERİNÇEK
Bu arada söz alan tutuklu sanık Muzaffer Tekin ise Akın Birdal
olayından sonra Gülaltay'ı evinde sakladığı yönündeki iddiaların
asılsız olduğunu söyleyerek, savcılığın bilerek bu türden sorular
yönelttiğini ve kendisinin Semih Tufan Gülaltay ile
irtibatlandırılmaya çalışıldığını öne sürdü.
İP Genel Başkanı Doğu Perinçek de savcıların Gülaltay'a yönelttiği
soruları eleştirerek, ''Bu dava Gladyonun bir davasıdır. Savcılar
bugün sorduğu sorularla kendilerini ortaya koymuşlardır. Türk
milletine kast eden soruları ile savcılar Gladyonun aleti
olduklarını ortaya koymuşlardır'' diye konuştu.
VELİ KÜÇÜK'ÜN AVUKATI
Tutuklu sanıklardan emekli Tuğgeneral Veli Küçük'in avukatı Zeynep
Küçük, Gülaltay'a, bir telefon konuşmasında ''Veli Küçük'ün bazı
kişilerle ilişkilerinin kulağına geldiğini, kardeşi Emre Gülaltay'ı
görüşmemesi konusunda uyaracağını, çünkü Veli Küçük'ün dönem
arkadaşları tarafından dahi kabul görmediğini'' söylediğini
hatırlatarak, Veli Küçük'ün ilişki içinde bulunduğu kişilerin kim
olduğunu sordu.
Sanık Gülaltay'ın ''İfadem nasılsa odur'' demesi üzerine avukat
Küçük, ''bu anlatımın duyuma mı dayalı olduğunu'' sordu. Gülaltay
da bu konuşmasında bahsettiği konuların kendisine duyum olarak
geldiğini, herhangi bir görgüsü olmadığını anlattı.
Avukat Küçük'ün, ''Veli Küçük'ü devre arkadaşlarının bile sevmediği
yönündeki bilginin nereden geldiğini'' sorması üzerine Gülaltay,
''Şimdi herkes her devre arkadaşını sever mi?'' diye cevap
verdi.
Avukat Zeynep Küçük'ün, ''Veli Küçük'ün sizin partinizi ele
geçirmeye çalıştığını söylüyorsunuz'' demesi üzerine ''Doğrudur''
diye cevap veren Gülaltay, avukat Küçük'ün ''Bunu nasıl yapmaya
çalıştığını'' sorması üzerine, ''Konuşmayı yaptığı dönemde
kendisinde öyle bir kanaat oluştuğunu, örneğin Veli Küçük'ün Tuncay
Güney'i kendisine neden gönderdiği yönünde kafasında şüpheler
olduğunu, ancak Veli Küçük ile konuştuğunda Güney'i kendisine
gönderenin o olmadığının ortaya çıktığını'' dile getirdi.
Gülaltay, ''Birçok oyunlar oynanıyor. Kimin ne derece pay sahibi
olduğu zaman içinde ortaya çıkacak'' dedi.
Gülaltay'ın avukatı Erkut Şahin de müvekkilinin söylediklerine
ekleyecek bir şeyi olmadığını kaydetti.
Şahin, müvekkilinin Mehmet Eymür ve Cemal Alparslan Ertuğ'a ilişkin
ciddi iddialarda bulunduğunu hatırlatarak, mahkemenin bu konuda suç
ihbarında bulunması gerektiğini, ancak geçen celseki ara kararlarda
bu durumun atlandığını savunarak, bunun dikkate alınmasını
istediğini kaydetti.