Mangal binlerce yıl öncesinde vardı
Abone olDeniz Gürsoy'un kaleme aldığı ''Tarihin Süzgecinde Mutfak Kültürümüz'' adlı kitap, eski çağlarda da insanların ızgara ve mangalda et pişirdiğini ortaya koydu.
Tarih öncesinden bugünlere gelen eşyalar ve yazılar,
insanoğlunun atalarının binlerce yıldır mangal keyfi yaptığını,
ızgarada et pişirdiğini ve kuzuyu ateşte çevirdiğini gösterdi.
Deniz Gürsoy'un kaleme aldığı ''Tarihin Süzgecinde Mutfak
Kültürümüz'' adlı kitap, eski çağlarda da insanların ızgara ve
mangalda et pişirdiğini ortaya koydu. Buna göre, Anadolu
Yarımadası'ndaki ilk yerleşmeler Eski Taş Çağı'nda gerçekleşirken,
beslenme serüvenine bitki toplayarak başlayan insanoğlu ateşin
bulunmasıyla daha değişik yollar buldu. Avın bir bütün olarak bir
kazığa geçirilerek kızartılmasının bu dönemdeki en iyi pişirme yolu
olduğunu düşünen atalarımız, tasarruflu bir pişirme tarzını daha o
günlerde buldu. Kuzuyu bir kazığa geçirerek toprağa çakılmış iki
çatallı kazığın üzerinde kor ateşte döndüren insanoğlu, bugünkü
düğünlerin vazgeçilmez yemeğini icat etti: Kuzu çevirme... Fırının
taşlarına yapıştırarak ekmek yapan insanoğlu, milattan önceki
yıllarda bir büyük icada daha imza attı. Yemeklerde ete ağırlık
veren o çağın insanı, ızgara etin daha lezzetli olduğunu farketti.
Bu dönemde eti ağır ağır, ama lezzetli pişiren bir düzenek de
keşfedildi: mangal. Bu dönemden kalma bir vazodaki mangalın
üzerinde elinde bir cisimle ateşi canlandıran, bir yandan da et
pişiren kadın figürü mangal keyfinin asırlık olduğunu gösteriyor.
BİZANS DÖNEMİNDE HAŞLANMIŞ YUMURTA Yıllar geçtikçe sofra zevki
artan ve değişik yemekleri icat eden insanoğlu, Bizans döneminde
zengin bir menüye sahip oldu. Antakya'da bulunan bir mozaikte
betimlenen bir yemekte engina, beyaz sosy, balık, ördek, domuz
budu, bisküvi, meyve ve şarapla birlikte küçük kaşıklarla yenilmek
üzere mavi emaye yumurta kaplarında sunulan katı pişmiş yumurta
görüldü. Sufle ve güveç de Bizans döneminde yapılan yemekler
arasında yerini aldı. Tek tanrılı dinlerle birlikte yemek düzeninde
de değişiklik yapıldı. Müslümanlık ve Musevilik'te domuz eti
yemenin haram olması bu değişiklikler arasında yer aldı.
Hıristiyanlıkta hiçbir yeme-içme yasağı yokmuş gibi görünse de
başlangıçta İsa da Musevi olduğundan domuz yeme yasağı
Hıristiyanlık'ta da vardı. Ancak, bu dinin Avrupa'ya yayılış
döneminde yaşanan kıtlık üzerine bu yasak bir din adamının
yorumuyla kaldırıldı.