Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Sevgili okurlar…
Türkiye üzerinde Batı ve ABD’nin artan saldırısı bugün ortaya çıkan yeni bir olay değil…
Tarihin derinliklerinden beri var..
Uzun yıllardır planlanan ama bir türlü planladıkları hain emellerini hayata geçiremeyenler çıldırmış durumda!..
Çünkü Türkiye uyandı..
Bakın 2011 yılında yazdığım bir yazıyı bugün sizlerle paylaşmak istiyorum…
Çünkü bugünleri de çok iyi anlatıyor…
Konu 2003'te Norveç Uluslararası İlişkiler
Enstitüsü'ndeki gizli bir rapor
Raporun başlığı ‘2011 Türkiye İç
Savaşı..’
O rapora göre Türkiye'de bir iç savaş
tezgâhlanıyor!.
Sonra da bölgeye insan hakları adına dışarıdan
müdahale!..
O rapor bugünler için de çok şey anlatıyor..
Çünkü uzun yıllardır hedefleyip başaramadıklarını yeniden
sözde revize edip devreye soktuklarının aşikar olduğunu okuduğunuz
zaman göreceksiniz.
İyi okuyun..
***
2003 yılının şubat ayı
sonu..
Yer: Norveç Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nde terörizm
uzmanı Prof. Dr. Toje Bjorge'nin odası.
Aynı zamanda Danimarka vatandaşı olan ve Norveç'te yaşayan
Antrolog & Etnoraf.. Soykırımlar ve Terörizm Araştırmacısı. Lahey
Türklere Soykırımları Araştırmalar Vakfı Başkanı Sefa M. Yürükel’in
daha önce araştırmacı olarak görev yaptığı enstitüye rutin
ziyaretlerinden birinde iyi tanıdığı Prof. Bjorge'nin
masasında 35 sayfalık bir rapor dikkatini çekiyor.
Raporun başlığı “2011 Türkiye İç
Savaşı.”
Yürükel şoke oluyor.
Raporu eline aldığında 35 sayfayı dikkatle okuyor.
Ortada müthiş bir iç savaş senaryosu dolaşıyor!
Bu esrarengiz raporun kimler tarafından, nasıl ve ne zaman
yazıldığı meçhul.Çünkü raporun kopyasını alamıyor
bile.Ama raporun tam anlamıyla bir gizli servis elinden
çıktığı anlaşılıyor.
“Türkiye için iç savaş senaryosunu yazdılar, şimdi de
yönetiyorlar.” diyen Yürükel, bakın o
zaman yaşadıklarını kendisine yöneltilen sorularla
nasıl anlatmıştı...
-Raporu ne zaman
gördünüz?
-Bu raporu 2003 yılının şubat ayı sonunda Norveç Uluslararası
İlişkiler Enstitüsü'nde gördüm. 2 defa okudum.
-Sizin elinize nasıl
geçti?
-Ben daha önce Norveç Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nde
araştırmacı olarak çalıştım. Doğal olarak arada bir uğruyorum
oraya.
-Peki, orada nerede okudunuz bu raporu? Kimdeydi
rapor?
-Orada terörizm konusunda araştırmalar yapan Prof. Dr. Toje
Bjorge'nin odasında okudum. 35 sayfalık bir rapordu.
-Kapağında ne yazıyordu
raporun?
- “2011 Türkiye İç Savaşı” başlığını taşıyordu. Amerikan
İngilizcesi ile yazılmış olup, akademik-istihbaratçı bir kimse
tarafından yazıldığı belli oluyordu. Ben rutin akademik araştırmacı
olduğum için her akademisyen araştırmacı gibi bunu rahatlıkla
anlayabilirim. Daha sonra aklımda kalanları not ettim.
-Bir isim yazıyor muydu?
-Hiçbir isim yazmıyordu.
-Gizli servis tarafından yazılmış bir rapor olabilir
mi?
-Her tarafına baktım raporun. Bulamadım açıkçası bir isim,
ibare. Yalnız şu var çok ciddi bir araştırma yapıldığı ve
araştırmanın da çok iyi biçimde teorikleştirildiğini gördüm. Bunu
normal bir akademisyenin yazmadığı belliydi. Türkiye'de
eli kolu olan kimselerin yazdığını anladım. Belki bir ekip
araştırmayı yaptı ama tek elden yazıldığı anlaşılıyordu.
-Sözünü ettiğiniz profesör size bu raporu ne diye
verdi?
-Bana “Bu aralar ne araştırması yapıyorsun?” diye
sordu.
Ben normalde soykırım üzerine çalışırım.
Profesöre, ‘terörizmle uğraşıyorum’ dedim. Biraz fikir
alışverişinde bulunduk. Masasında bazı notlar, yazılar vardı.
Bakabilir miyim dedim. İstediğini okuyabilirsin dedi. Onların
arasından çıktı bu rapor. Bazılarını kopya etmeme müsaade etti. Ama
o raporu vermedi. Bunun anlamı şu, rapor sadece belli yerlerde
dolaşıyor. Norveç Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Norveç
devletinindir. Resmi bir kimliği vardır. Buradan diplomatlar
çıkartılır. Bütün Norveç'in diplomatları üst düzey yöneticileri bu
merkezden elenir. Çok önemli bir yerdir.
-Prof. Toje Bjorge önemli bir isim mi? Uzmanlık alanı
nedir onun?
-Terörizm ve
ırkçılık.
-Neden 2011 yılı planlanıyor
sizce?
-AB'nin dayattığı kurallar meselesi var. Irak'a müdahale belki
daha önceden planlanmıştı. Bu zaten doğru, bölgede büyük bir
değişiklik yaratılacağı, mesela Büyük Ortadoğu Projesi kapsamı var,
bölgede haritanın değişmesi söz konusu. Buna Türkiye de dâhil bütün
bu dayatmalarıyla Türkiye'nin buna 2011 yılına kadar
dayanabileceğini, ondan sonra da taviz vererek gücünü yitireceği
planlıyorlar.
Bugünlerde yaşanan gerginlik ve çatışma ortamının
yoğunlaştırılması planı var. Batılılar tarafından öngörülen senaryo
şu anlama geliyor: Batılılar bu işin senaryosunu hazırlamakla
kalmamışlar, aynı zamanda Kuzey Irak'ta ve Batı Avrupa'daki PKK
büroları müsamaha görüyor. Burada bir koruma var ve onları da
terörist olarak görmüyor.
-Peki, bu raporun hazırlanma tarihi hakkında bir
bilginiz var mı?
-Ben 2003 yılında okudum. Çok önce de hazırlanmış olabilir
rapor. Çok önce hazırlanıp bugünleri gösteren bir senaryodur bu
rapor.
-Bu rapor Türkiye'de bir iç savaş çıkarmak maksadıyla
mı yazılmış peki?
- Türkiye'de bir iç savaş tezgâhlandığının tescili
özelliği taşıyor. Batılılar genellikle böyle senaryolar
hazırlarlar, ondan sonra da arkasına güç koyup harekete geçirirler.
Irak'ta olduğu gibi mesela. Bu raporu yazanlar PKK'yı harekete
geçiren güçler demek abartılı olmaz. Aynı güçlerdir yani.
-Adres nereye
çıkıyor?
-Batılı ülkelerdir. Esas hedef sadece Türkiye değil, İran ve
Asya'dır. Direkt CIA diyemem ama bu rapor ABD'ye çok uyuyor.
Batının kendi arasında bu konuda bir uzlaşı var anlaşılan. Bu çok
net görülüyor.
-Türkiye'de iç savaş çıkarılarak ne
amaçlanıyor?
-Türkiye Batı'ya göre çok büyük bir ülke. AB yetkililerinin
demeçlerinde de var bu. Türkiye'yi küçültmek istiyorlar. ABD'ye
direnemeyecek bir Türkiye olmalı ve haritası değiştirilmeli. Amaç,
Kürdistan kurularak Türk devletinin zayıflatılması ve boyun
eğdirilmesi. Bu da kendilerinin hassas olarak tanımladıkları,
karışık bölgelerdeki etnik çatışmalar çıkarılarak yapılacak. Çünkü
bu dünyanın en tehlikeli işidir. Raporda şu da geçiyor, Türkiye'de
herkes kendi etnik kökenine göre yolunu seçebilir.
Mesela ordu ve
polis içindeki Kürtler de Türkler de yolunu seçebilir deniliyor,
büyük bir çatışmada. Bu Yugoslavya'da olmuştur. O bakımdan Türk
devletinin böyle bir çatışmayı önleyemeyeceği vurgulanıyor. Raporda
hazırlanan bu senaryo, geçmiş yıllarda Türkiye'de uygulananın
aynısı. Bu kadar net senaryo yazılamaz.
***
İşte Norveç’te 2003 yılında masanın üzerindeki rapor
buydu..
2003 yılında Yürükel’in gördüğü ‘2011 Türkiye İç
Savaşı’ başlıklı raporun ardından 6 yıl
geçti…
O rapyor kağıt üzearinde kaldı!..
Çünkü Türkiye eski Türkiye değildi artık..
Şimdi arkaya dönün ve bir bakın..
2011’den 2017’ye..
Gezi olayı ile iç savaş çıkarılmak istenmedi mi?
17/25 Aralık kumpası ile sözde yargı ihtilali yapılarak iç savaşın yolu açılmak istenmedi mi?
Mit tırları olayı ile Türkiye savaş suçlusu gibi gösterilmek istenmedi mi?
Ve hainlerin son umutları olan ama milletin iradesine çarpan 15 Temmuz hain darbe girişimi iç savaş çıkarılmak istenmesinin en belirgin belgesi değil mi?
Yıllardır devletin her kademesine sızarak sinsice dışarıda hazırlanıp desteklenen hain bir senaryo olduğu ortaya çıkmadı mı?
FETÖ’ nun arkasında kim vardı?
İşte o raporları hazırlayan şerefsizler…
***
Her yolu denediler…
Başaramadılar..
Çünkü;
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türk Milleti ile bütünleşen iradesi hesaplarında hiç yoktu…
Türkiye dimdik ayakta durdukça…
Türkiye büyük projelerin altına imza attıkça…
Türkiye savunma sanayinde devrim yaptıkça..
Türkiye İMF ipini boynundan söküp atıp ekonomik bağımsızlığını ilan daha da belirgin bir şekilde ilan ettikçe…
Türkiye enerjide büyük hamleler yapınca…
Türkiye dünyanın en büyük havalimanını inşa ettikçe…
Türkiye Ortadoğu’da yaşananlara kayıtsız kalmayıp sesini gür bir şekilde çıkardıkça..
Çıldıracaklar…
Saldıracaklar…
Hain oyunlar bitmeyecek…
Çünkü Türkiye haritaların değiştirilmeye çalışıldığı yeni dünya düzeninde kendi milli dinamiklerini hem koruyan hem de güçlenen bir ülke olarak kıskanılıyor…
İşte bugün hem ABD’nin hem Batı’nın büyük bir hızla artan Türkiye ve Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığının nedeni Türkiye’nin önlemeyen yükselişi…
Artık hain odaklar;
Recep Tayyip Erdoğan’ı teslim almadan Türkiye’yi teslim almalarının mümkün olmadığını çok iyi biliyorlar…
Çünkü bütün planlarını bozan,o hain raporları yırtıp atan adam o…
Yani hesaplarında doğru bildiğini söylemekten çekinmeyen gerektiğinde meydan okuyan böyle bir Reis Recep Tayyip Erdoğan yoktu!..
Yani Batı ve ABD artık görüyor ki;
Eski Türkiye yok artık!..
O nedenle hergün Batı gazetelerinde dergilerinde bugüne kadar hiç olmadık şekilde bir Türk lideri hedef gösteriliyor..
İtalyanların korkunç bir şeyi ifade etmek ya da çocuklarını korkutmak için kullandığı ' Mamma li Turchi' (Anneciğim! Türkler geliyor) ifadesi bugün Avrupa'da ' MAMMA Lİ REİS ERDOĞAN' ( Anneciğim !.. Erdoğan geliyor) halini aldı!..
Avrupa ülkelerinde son örneği Almanya seçimi kazanmak için liderlerin Reis üzerinden siyaset yapmayı çalışması bununda belgesi oldu...
Nereden nereye?
Bugüne kadar Avrupa'daki liderleri takip eden Türk liderler yerini Avrupa ülkeleri ve liderlerinin takip ettiği Türk lidere bıraktı...
İşte batı basınında yer alan bir derginin 'Yeni Sultan Erdoğan' başlıklı kapağı