Malezya'dan AUKUS çıkışı: Nükleer denizaltı anlaşmasıyla ilgili endişeliyiz
Abone olMALEZYA Dışişleri Bakanı Seyfeddin Abdullah, ülkesinin AUKUS nükleer denizaltı anlaşmasıyla ilgili endişelerinin sürdüğünü dile getirdi.
Malezya Dışişleri Bakanı Seyfeddin Abdullah, Avustralyalı mevkidaşı Penny Wong ile Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur'da yaptığı görüşmenin ardından basın mensuplarına konuştu.
Seyfeddin, Avustralya dışişleri bakanı olarak Malezya'ya ilk kez ziyarette bulunan Wong ile "çok samimi" bir görüşme gerçekleştirdiğini ve görüşmede Malezya'nın Avustralya, İngiltere ve ABD arasındaki güvenlik anlaşmasıyla ilgili süregelen endişesini ilettiğini kaydetti.
"Bölgeyi barış, ticaret ve refah bölgesi olarak korumak istiyoruz."
Bakan Seyfeddin, AUKUS'a yönelik olumsuz görüşünün anlaşmanın açıklamasından bu yana düzelip düzelmediğinin sorulması üzerine, "Malezya, ASEAN bölgesinin bölgesel barışına ve güvenliğine çok değer veriyor. Özellikle Güney Çin Denizi'ni ve bir bütün olarak bölgeyi barış, ticaret ve refah bölgesi olarak korumak istiyoruz." şeklinde yanıt verdi.
"Anlaşmaya dair pozisyonumuz aynı"
Seyfeddin Abdullah, "AUKUS hakkında az önce çok samimi bir görüşme gerçekleştirdik ve Dışişleri Bakanına hükümetinin tutumunu izah ettiği için teşekkür ediyorum. Malezya'nın (anlaşmaya dair) pozisyonu aynı. Bunu Dışişleri Bakanına da söyledim." ifadelerini kullandı.
Avustralya, 2016'da Fransız Naval Group ile imzaladığı 12 geleneksel dizel elektrikli denizaltının yapımını öngören 90 milyar Avustralya doları (yaklaşık 67,5 milyar ABD doları) tutarındaki sözleşmeyi Eylül 2021'de iptal etmiş, İngiltere ve ABD ile AUKUS olarak bilinen savunma anlaşmasını imzalamıştı.
Sözleşmenin iptali krize yol açmıştı
Sözleşmenin iptali, Fransa ile Avustralya arasında krize yol açmış, Fransa AUKUS'a tepki olarak Canberra ve Washington büyükelçilerini geri çekmişti.
Dönemin Avustralya Başbakanı Scott Morrison, anlaşmanın iptali hakkında Avustralya'nın Fransa'yı önceden bilgilendirdiğini belirtmişti. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise, Morrison'un yalan söylediğini iddia etmişti.
Macron ile Morrison'nun farklı mecralar vasıtasıyla dolaylı olarak birbirine cevap verdikleri ''söz düellosu'' ulusal ve uluslararası medyalara yansımıştı.