Malatya'nın suyu temiz

Kadıoğlu, Sağlık Müdürü Dr. Sezai Demirel ile Valilik Toplantı Salonu'nda düzenlediği basın toplantısında, şebeke suyunun vatandaşlar tarafından rahatlıkla içilip, kullanılabileceğini açıkladı. İnönü Üniversitesi ve İl Sağlık Müdürlüğü'nden yetkililerin oluşturduğu Malatya İl Halk Sağlığı Komitesi'nin, şebeke suyunun rahatlıkla içilip kullanılabileceği yönünde karar aldığını ifade eden Kadıoğlu, şöyle konuştu: ''21 Kasım'dan itibaren şehir içme suyu ile ilgili bir kabus yaşadık. Bugün iyi bir haber vermek için toplandık. Şehir içme suyumuzhem kullanılabilir, hem içilebilir nitelikte. Tüm hemşehrilerimiz gönül rahatlığıyla içebilir ve kullanabilir. Hemşehrilerimize geçmiş olsun diyoruz.'' -''HERKESE ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM''- Kadıoğlu, bugün yapılan son incelemelerde, şehir şebeke suyunun uç noktalarında 0,3-0,5 ppm olmak üzere yeterli bakiye klor miktarları tespit edildiğini bildirdi. Ankara Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü ile Sağlık İl Müdürlüğü'ne bağlı Halk Sağlığı Laboratuvarı'nın yaptığı son su tetkiklerinde de suda kirlilik tespit edilmediğini belirten Kadıoğlu, şöyle devam etti: ''Bunun üzerine bu açıklamaları acilen yapmaya karar verdik. İnşallah bir daha bu üzüntüleri yaşamayız. Kriz müddetince Sağlık Bakanlığı, Valilik, Sağlık Müdürlüğü, İnönü Üniversitesi, hep birlikte el ele çalışarak, koordineli bir hizmet anlayışını sergiledik. Sağlık Bakanımız, Temel Sağlık Genel Müdürümüz, Hıfzıssıhha Enstitüsü Başkanımız, olumsuzluğun giderilmesi için yoğun çaba sarf etti. Herkese çok teşekkür ediyorum.'' Sağlık İl Müdürü Demirel de dün sağlık kuruluşlarına ishal şikayetiyle yapılan başvuru sayısının 45 olduğunu kaydetti. Başvuru sayısının normal olduğunu ifade eden Demirel, ayrıca bundan sonra ishal salgını olsun olmasın Halk Sağlığı Komitesi'nin toplantıları rutin olarak her ay gerçekleştireceğini bildirdi. -DİĞER KARARLAR- Öte yandan Malatya İl Halk Sağlığı Komitesi'nin konuyla ilgili olarak şu kararları aldığı kaydedildi: ''Şehir şebeke suyunun uç noktalarında bakiye klor miktarının sürekli 0,3-0,5 ppm arasında tutulmasına hassasiyetle dikkat edilmesi. Muhtemel çıkabilecek hastalıklara yönelik ilgili sağlık kuruluşlarının laboratuvar ve klinik düzeyde almış oldukları tedbirlerin devam ettirilmesi.''