Mahmurda en çok neyi özlediler?
Abone olMahmur'dan 'barış için' 26 kişi Türkiye'ye döndü. Kimi giderken iki yaşındaydı, kimi çocuklarını bırakmıştı. En çok özledikleri şey ise çok başkaydı;
Kimisi üniversite eğitimini yarım bırakıp gelmiş, kimisi iki
yaşında ayrıldığı Türkiye'yi tanımaya çalışıyor. Kuzey Irak'tan
dönen 34 kişi vatandaşlık işlemlerini beklerken, 'dönüş'le ilgili
'bilinmezlerin' de bitirilmesini istiyor. Onlar Mahmur'dayken
en çok yağmuru özlemişler...
Radikal, Kuzey Irak’taki Mahmur ve Kandil kamplarından döndükten
sonra Diyarbakır’da üç ayrı dairede vatandaşlık işlemlerinin
yapılmasını bekleyen grupla görüştü.
YILLARDIR YAĞMUR GÖRMEMİŞLER
Mahmur grubunun sözcüsü Nurettin Turgut, önce yıllardır
yağmur görmediği için, o gün yağan yağmurun altında yürüyüp
ıslanmak için dışarı çıktığını, ardından da Türkiye’ye
gelme nedenlerini, yapmayı planladıkları işleri anlattı. Hakkâri’de
yaşarken Hewler’de düzenlenen bir mitingde, ateş açılması sonucu
küçük kızını kaybettiğini, eşinin ise sakat kaldığını
anlatan Turgut, “Mahmur’dan yeni gelecek gruplar, bize
yönelik uygulamalara bağlı. Şu anda bir bilinmez yaşanıyor. Şu
haliyle Kandil dahi inse Mahmur yola çıkmaz. Çünkü görmemiz
lazım. Biz geldik ama ne olacak. Sorunlarımız çözülecek mi? Bunlar
sağlanmadan tek bir insan dönmez” dedi.
BİZ HUKUKİ BİR SORUNUZ
Kandil’den gelen Gülbahar Çiçekçi ise “Biz şu anda hukuki bir sorunuz” diyerek ekledi: “Bizim gelişimiz hukuki değil, siyasiydi. Ama bundan sonra ne olacak? Yasal bir değişiklik yapılacak mı? Biz barış için kendimizi anlatmaya çalışacağız. Mektuplarımızı yetkililerle gönderdik. Tartışmalar sonrası Meclis’e gitmemiz şart değil ama diğer siyasi partilerle birlikte CHP ve MHP’den randevu talep edeceğiz. Randevu verirlerse gidip kendimizi anlatacağız.”
BAŞKA ÜLKE GÖRÜP DÖNECEĞİM SANMIŞ
Mahmur’dan dönen Mirzan Buldan, DTP milletvekili Pervin Buldan’ın
faili meçhul cinayette öldürülen eşi Savaş Buldan’ın yeğeni.
Amcasının öldürülmesinin ardından yedi yaşında ailesiyle Irak’a göç
eden Buldan, giderken başka bir ülke görüp dönüşte arkadaşlarına
anlatmanın hayalini kurmuş ama bu hiç gerçekleşmemiş.
Buldan, üniversite eğitimini yarıda bırakmış. Kuzey Irak’taki
üniversitede kalan iki dersini Türkiye’de tamamlamak için YÖK’e
başvurmaya hazırlanan Buldan, Mahmur dönüşü yaşanacak eğitim
sorunlarına dikkat çekiyor: “Henüz açılım yok. ‘Mahmur’dakiler
gelecek’ deniliyor ama gelecekler de ne yapacaklar? Ben onların bir
temsilcisiyim. Orada üniversite son sınıfa kadar geldim, artık
buradayım. Sormak istiyorum; iki dersim kalmış, ben iki
dersi burada verip mezun olabilecek miyim? Mahmur’daki öğrenciler
şimdi benim durumuma bakıyor. Hiçbirinin Türkiye diploması
yok. Hatta bazılarının burada nüfus kaydı bile yok, orada doğmuş,
kampta okumuş. Türkiye’ye gelip eğitimine kaçıncı sınıftan
başlayacak? Biz geldik ama diğer insanlar gelip ne yapacak?
Köylerine ne oldu? Köyü yakılanlar var, onlara tazminat verilecek
mi? Hepsi bir sorun. Hükümet bölge halkının oylarına
oynuyor. Başbakan ‘ara verildi’ diyor. Anlaşılan o ki ben siyasi
propaganda malzemesi oldum. Açılımın, Mahmur’dan gelen için bir
garantisi var mı? O zaman diğerleri nasıl gelecek.”
İSTANBUL'U ÖZLÜYORDUM
1954 doğumlu Sisin Yaman, Türkçe bilmiyor. Ama Türkiye özlemi hiç
dinmemiş: “Çocukluğunun geçtiği yerleri bırakıp gitmek çok zor.
Sadece köyümüzü değil, bütün Türkiye’yi özlüyordum. Mesela
çok eskiden gittiğim İstanbul. Şimdi bütün Türkiye’yi
dolaşmak istiyorum. Ülke özlemini gidermeye geldik. Barış gelirse
orada kalan iki çocuğum da gelir ve köyümüze döneriz. Küçük
çocuğum da gelmek istiyordu ama ben bırakmadım. Okulu vardı. Bir de
şartlara bakmak istedim.”
MAHMUR'A GİDERKEN İKİ YAŞINDAYDI
Oğlu Abdullah Yaman ise Irak’a gittiklerinde iki yaşındaymış.
Türkiye’yi sadece kendisine anlatılanlardan tanıdığını söyleyen
Abdullah, “Çok güzel bir yer olduğunu anlatıyorlardı.
Geldiğimde Türkiye’nin farklı bir renkte olduğunu
gördüm” dedi. Dağlıca’dan ‘bilindik hikâyeler’ nedeniyle
Irak’a giden ve eşi Melekşah Soydan’la dönen Mikail Soydan ise
barış için elinden geleni yapıp köye dönmeyi planlıyor: “Orada
inşaatlarda çalışıyordum ama bir gerçek var ki bizim köyde evimiz
yakılıp yıkıldı.” Melekşah Soydan ise özlemini “Benim için barış
akan kanın durması, kendi toprağımda kendi dilimle yaşamamdır” diye
anlattı.
35 KİŞİ ANNE KARNINDA
Mahmur’dan eşi ve üç çocuğu ile gelen Kamil Ökten, beraberinde
gelen altı aylık bebeği için haberlerde ‘küçük terörist’
denilmesine üzüldüğünü anlattı. 1959 doğumlu Ökten,
1993’de Türkiye’de eşi ve çocuklarını bırakarak göç ettiği
Mahmur’da, ‘Türkiye’ye yeniden gelme umudu kalmadığı ve kampta tek
başına yaşamak zor olduğu’ için yeniden evlenmiş. Yeni eşi Hamsiye
ile üç çocuğu Helena, Hevi ve Bewar’ı da getiren Ökten,
gruptakilerin ‘bir de kaçak yolcu getirdi’ esprisi üzerine, eşinin
beş aylık hamile olduğunu anlattı. Barış için yola çıkınca bütün
zorlukları da göze aldıklarını anlatan Ökten, “Çocuklar
bizim kadar detaylı düşünemiyor. Daha önce yaşananları anlatmamama
rağmen, ‘Türkiye’ye barış için gideceğiz’ dedik, sevinerek sokağa
fırladılar” dedi.
SİLOPİ'DEKİ ÇOCUKLARINI YILLARDIR GÖRMEMİŞ
Çocukları Silopi’de kardeşlerinin yanına bıraktığını söyleyen
Ökten’in aklı onlarda: “Çalışmalarımız bitince ben de gideceğim.
Orada yıllardır görmediğim çocuklarım var. Ben giderken onlar çok
küçüktü. Yeni çocuklarım olunca da, ‘o çocuklar uzakta bu çocuklar
yanımda’ diye vicdan azabı duydum.”