Mahkemelerin yükü hafifliyor.
Abone olDavaların uzamasının birinci nedeni olan yargıdaki iş yükü yoğunluğunu azaltmak için yasa taslağı hazırlıyor. Bazı davaları artık mahkemler değil, noterler çözecek.
Her gün onlarca davaya bakmak zorunda kalan mahkemelerin iş yükü
hafifliyor. Türkiye'de mahkemeler her gün onlarca davaya bakmak
zorunda kalıyor. İş yükünün ağırlığı nedeniyle davaların çözümü
bazen yıllar alabiliyor, adaletin dağıtımı gecikiyor. Adalet
Bakanlığı, davaların uzamasının birinci nedeni olan yargıdaki iş
yükü yoğunluğunu azaltmak için yasa taslağı hazırlıyor. Bazı
davaları artık mahkemler değil, noterler, nüfus müdürlükleri ve
hakem heyetleri çözecek. 'Çekişmesiz yargı' kapsamına giren yaş ve
isim düzeltme davaları, kazai rüşt, evlenmeye izin verilmesi,
veraset ilamı, vesayet ve hacir işleri, şirket tasdiki gibi bir
muhataba karşı dava açılmasını gerektirmeyen işlemler, noterler ve
nüfus müdürlüklerince gerçekleştirilecek. Yerel mahkemeleri ve
Yargıtay'ı büyük ölçüde meşgul eden kira tespitiyle ilgili
ihtilafların da mahkemeler yerine meslek odaları bünyesinde
oluşturulacak hakem heyetleri tarafından çözüme kavuşturulması
amaçlanıyor. Bu işlemlerin yargı organları dışına çıkarılmasıyla
vatandaşların sorunlarının kısa sürede çözülmesi amaçlanıyor.
Bireyler ile kamu idaresi arasında özel hukuktan kaynaklanan ve
konusu para olan uyuşmazlıkların yargıya gitmeden uzlaştırma
kurullarında çözüme kavuşturulması da gündemde. Ayrıca Türk Ceza
Kanunu Tasarısı'nda ‘kabahat' kapsamında yer alan hafif cezalı
suçlar mahkemelerden alınarak idari para cezasına bağlanacak. Bu
amaçla Meclis'te eylül ayında görüşülmesi beklenen yeni TCK
Tasarısı'nda kabahat suçlarına yer verilmedi. Ruhsatsız eğlence
yeri açmak, gürültü yoluyla halkı rahatsız etmek, kumar oynatmak,
sarhoşken halkın rahatını bozmak, ahlaka aykırı harekette bulunmak
gibi kabahat kapsamında yer alan çok sayıda suç hakkında dava
açılmadan valilikler ya da ilgili kuruluşlar tarafından idari para
cezaları verilecek. Kabahat suçlarında zamanaşımı süreleri düşük
olduğu için şimdiye kadar açılan birçok dava, yargılamanın uzun
sürmesi nedeniyle zamanaşımına uğruyordu. Öte yandan Adalet
Bakanlığı tarafından Uzlaştırma Kurullarının Kuruluş Görev ve
Yetkilerine Dair Kanun Tasarısı adı altında yeni bir düzenleme
yapılıyor. Bu tasarıyla bireyler ile kamu idaresi arasında özel
hukuktan kaynaklanan ve konusu para olan uyuşmazlıkların yargı
yoluna başvurulmadan önce bu uzlaştırma kurullarında çözüme
kavuşturulması öngörülüyor. Yine bu bağlamda davaların uzamasını
önlemek ve mahkemelerin gereksiz yere meşgul edilmesini engellemek
amacıyla tarafları sulh olmaya teşvik edici düzenlemelerin
yapılması düşünülüyor. Bu amaçla kurulan “Uyuşmazlıkların Muhakeme
Dışı Çözüme Kavuşturulmasına İlişkin Kanun Komisyonu” çalışmalarını
sürdürüyor. Yine daha önce hazırlanan ve Meclis'te görüşülmek üzere
bekletilen “İstinaf Mahkemeleri”nin kurulmasına ilişkin tasarıyla
Yargıtay'a giden davaların bir kısmı bölge adliye mahkemelerinde
nihai çözüme kavuşturulacağı için Yargıtay'ın iş yükü büyük ölçüde
azalacak. Uzun zamandır tartışılmasına rağmen hayata geçirilemeyen
adli kolluğun kurulmasıyla ceza davalarında daha sağlıklı ve delile
dayalı bir hazırlık soruşturması yapılacağı için davaların kısa bir
sürede bitirileceğine işaret ediliyor. Anayasa'nın 141. maddesinde
davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının
yargının görevi olduğuna dikkat çeken Adalet Bakanlığı yetkilileri,
yargıyı hızlandıracak düzenlemelerin anayasal bir zorunluluk
olduğunun altını çiziyor. Ayrıca Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi'nin 6. maddesinde de her şahsın makul sürede yargılanma
hakkının vurgulandığına işaret edilerek davaların uzun sürmesi
nedeniyle Türkiye'nin AİHM'de açılan birçok davada bu nedenle
tazminat ödemek zorunda kaldığına dikkat çekiliyor. Haber: Murat
Aydın Kaynak: Zaman