Mahkemeden o kazaya rekor tazminat
Abone olİdare Mahkemesi, Tekirdağ Limanı'ndaki kaza için 1 milyon 400 bin TL tazminata karar verdi.
Tekirdağ Limanı’ndan denize uçan otomobilde
hayatlarını kaybeden Aysel ve Vecdet Eriş ile Zeynep ve Ahmet
Gülhan’ın çocuklarına ödenecek tazminat belli oldu. Tekirdağ İdare
Mahkemesi, 1 milyon 400 bin TL tazminat ödenmesine
hükmetti.
29 Mayıs 2012’de Tekirdağ Limanı’ndan denize uçan otomobilde
hayatlarını kaybeden Aysel ve Vecdet Eriş ile Zeynep ve Ahmet
Gülhan’ın çocuklarına ödenecek tazminat belli oldu. Tekirdağ İdare
Mahkemesi, Ulaştırma Bakanlığı, Türkiye Denizcilik İşletmeleri ve
Akport Tekirdağ Liman İşletmeciliği tarafından 1 milyon 400 bin
lira tazminat ödenmesine hükmetti.
Davacı müvekkillerin avukatı Necip Bağırsakçı, karara ilişkin
olarak, "Alınan karar tabii ki manevi tazminat davası sonucu
verilmiş bir karardır. Olayın tabii ki özüne indiğimiz
zaman Bandırma’dan kalkan feribotta müvekkillerimin anne, babaları
öndeki araçta bulunuyordu. Müvekkillerim de öndeki
kamyonette çeyiz eşyalarını götüren araçta yer alıyorlardı. Kazadan
iki ay önce bozuk raporu alınmış bir iskele bu, tabii ki yanaşıyor,
burada hizmet kusuru söz konusu. Güvenlik yok, ışıklandırma yok,
yön gösterici levha yok, yön gösteren personel yok. Feribottan
çıkan araç 17 metrelik rıhtımı 3 saniyede geçip denize düşüyor.
Bunlar benim müvekkillerimin, damatla gelinin gözü önünde
cereyan ediyor. Olay hakikaten çok üzücü bir olaydı.
Hizmet kusuruna dayalı olarak gerek soruşturma safhasını Cumhuriyet
Savcılığı’nın yaptırdığı, gerek kovuşturma aşamasında Tekirdağ Ağır
Ceza Mahkemesi’nin aldırdığı deliller, bilirkişi raporları tamamen
bizi haklı gösterdi" dedi.
"KARARI OLUMLU BULUYORUZ"
"KARARI OLUMLU BULUYORUZ"
Sabit ve net olan hizmet kusurundan dolayı açılan manevi
tazminat davasının 3 milyon TL tutarında olduğunu belirten
Bağırsakçı, "Tekirdağ İdare Mahkemesi’nin vermiş olduğu karar
istediğimizin yarısından az, 1 milyon 400 bin TL. Ancak bugüne
kadar karşılaşılan bir miktar olmadığı yönünde duyumlar alıyoruz. O
yüzden verilen kararı biz de olumlu görüyoruz. Müvekkillerimin daha
fazla beklememesi adına, üzüntülerinin giderilmesi adına, bir de
Danıştay safhasını beklememeleri adına biz temyiz etmedik. Tabii ki
Ulaştırma Bakanlığı ve Deniz İşletmeleri elbette ki temyiz
haklarını kullanacaklardır. Neticede yargının verdiği karara
hepimizin saygı duyması gerekir, bu yönüyle olumlu bir karar. Biz,
emsal oluştursun diye dava açmadık ama zaten olayın özü emsal
niteliğini kendiliğinden sergiliyor" ifadelerini kullandı.
"KARAR CAYDIRICI OLMASI BAKIMINDAN ÇOK
ÖNEMLİ"
Verilen kararın caydırıcı olması bakımından çok önemli
olduğuna dikkati çeken Bağırsakçı, "Bizim müvekkillerimizin ölen
anne ve babalarını geri getirecek bir karar tabii ki mümkün değil.
Hakikaten manevi üzüntümüzü ifade ederken sığındıkları en güvenli
limanlarını bozuk ve korumasız bir iskelede kaybetmişlerdir" diye
konuştu.
Karardan sonraki usul hakkında bilgi veren Bağırsakçı, "Biz
icrai bir takibata maruz bırakılmamak istiyoruz. Kendimizin kalkıp
da Ulaştırma Bakanlığı ve Deniz İşletmeleri’ne icra takibine
geçmeksizin kendilerinden ilk talebimiz üzerine bu geride kalan
öksüz ve yetim müvekkillerimin bu üzüntülerini karşılayacaklarına
inanıyoruz. Talebimizle birlikte ödemelerini umuyoruz, bekliyoruz.
Hakkımızdır diyoruz. Ödenmediği takdirde de elbette ki hukuk
devleti, hukuk devletinde de tabii ki icra takibiyle bir sonuç
almaya çalışacağız" dedi.
"MÜVEKKİLLERİM KARARI NASIL KARŞILAYACAKLARINI
BİLEMEDİLER"
"Müvekkillerim kararı nasıl karşılayacaklarını bilemediler,
çünkü psikolojik bir travma içindeler" diyen Bağırsakçı, "Bu
kararın verilmiş olması da onların bir nebze rahatlamasına
sebebiyet verecek. Yoksa manevi tazminatın felsefi özü, hukuktaki
yeri şu, ’üzüntünün gideri mi’. Evet, biz sana anneni babanı geri
veremeyeceğiz ama sen bu üzüntüyü yaşarken bir de yaşam üzüntüsü,
yaşam mücadelesini vereceğin zaman zorlanma, olay bu. Olumlu
karşıladılar" şeklinde konuştu.