Mahkeme salonunda en acı ifade
Abone olHerşey gözünün önünde oluyordu... Babası annesini her gün dövüyordu... Şiddetli dayağa dayanamayan kadın ölünce babayı hapse attırmak küçük çocuğuna kaldı...
Adana'da eşi 43 yaşındaki Rubaşa D.’yi tabancayla
başından kurşunlayıp, öldürdüğü iddiasıyla tutuklanıp, hakkında
ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istenen 52 yaşındaki Ekrem
D.’nin 11 yaşındaki oğlu Z.D., babasının sürekli annesini dövdüğünü
söyleyerek şikayetçi olduğunu söyledi.
Olay, 8 Eylül’de Ova Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre,
emekli işçi Ekrem D. kendisini aldattığını düşündüğü 27 yıllık eşi
Rubaşa D.’den bahçede giymek üzere aldığı çizmelerini sordu. Rubaşa
D.’den “Onu dostuma verdim” cevabını alan Ekrem D. çılgına
döndü.
Ekrem D., tabancayla eşini başından kurşunlayıp, ardından silahla
polis merkezine gitti. Katil zanlısı, önce “Eşim intihar
etti” dedi. Donra da onu kendisinin öldürdüğünü itiraf
etti.
‘Yakın akrabayı öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış ömürboyu hapis
cezası istemiyle dava açılan tutuklu Ekrem D.'nin yargılanmasına
1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Eşinden ‘Evlendim’ dediği
kişinin adını öğrenmek için silahı doğrulttuğunu ve bu sırada
koluna vurunca silahın ateş aldığını ileri süren Ekrem D.,
“Ben aramızdaki sorunun halledilebilmesi için eşimin
babasıyla bizi barıştırmasını istedim. Ancak eşim bunu kabul etmedi
ve kendisinin başka biriyle olduğunu söyledi. Benim bazı eşyalarım
kaybolmuştu. Karıma onları sorduğumda birlikte olduğu kişiye
verdiğini söyledi. Hatta çizmelerimi bile aynı kişiye vermiş.
Korkutmak için bana ait kasada bulunan tabancayı çıkarıp ayaklarına
doğrulttum. Ancak karım tabanca olan elimi tutup vurunca tabanca
aniden patladı ve mermi karımın başına isabet etti. Polis merkezine
gidip önce karımın intihar ettiğini söyledim. Ancak daha sonra
vicdan azabı çekip bu olayı benim gerçekleştirdiğimi
anlattım” dedi.
Olayın ardından şuurunu kaybettiğini ileri süren Ekrem D.,
“Ben olaydan sonra 2 ay kendime gelemedim. Şuurum yerinde
değildi. Soruşturma aşamasında karımın olay sırasında koluma tutup
vurduğunu da olayın şokundan söylememiş olabilirim. Karımın kolumu
tutup vurduğunu cezadan kurtulmak amacıyla söylemiyorum”
diye konuştu.
Sanığın 11 yaşındaki oğlu Z.D. de babasının yalan söylediğini ileri
sürerek “Ben olay sırasında markete dondurma almaya
gitmiştim. Eve döndüğümde annem kanlar içinde yatıyordu. Hemen
komşularımıza haber verdim. Babam evimize bakmaz, sadece patates
alır getirirdi. Annem evden dışarı çıkmazdı ki başkasıyla bir
ilişkisi olsun. Babamdan şikayetçiyim ve cezalandırılmasını
istiyorum” dedi.
Mahkeme heyeti, sanığın diğer çocuklarının dinlenmesi için
duruşmayı erteledi.
"KİMYA SINAVINDA VURULDU!"
BAŞLIKLI HABER DİĞER SAYFADA...
TIKLAYIN...
Mersin'de bir lisede sınav sırasında başına “saçma” isabet eden kız öğrenci yaralandı.
Atatürk Lisesindeki 9-S sınıfında eğitim gören Zeynep Kal
(16), kimya dersi sınavı sırasında pencereden gelen bir cismin
başına isabet etmesi sonucu yaralandı.
Yaralı öğrenci, öğretmenleri tarafından Mersin Devlet Hastanesine kaldırıldı.
Zeynep Kal, başına dikiş atıldıktan sonra taburcu edilirken, Hastane yetkilileri, öğrencinin başına isabet eden sert cismin saçma olduğunun belirlendiğini bildirdiler.
Yetkililer, konuyla ilgili öğrenci ile ailesinin ifadesine başvurulduğunu, soruşturmanın sürdürüldüğünü bildirdiler.
"GELİN DUL OLUNCA AİLE İSTEMEDİ VE..."
BAŞLIKLI HABER DİĞER SAYFADA...
TIKLAYIN...
Eşinden şiddet gördüğü gerekçesiyle boşanan, 2 çocuk annesi, Gaziantepli, 31 yaşındaki Esra Koyuncu gönlünü kaptırdığı Veysel Taş ile evlenmek için geldiği Ağrı'da hayal kırıklığı yaşadı.
Sevdiği Veysel Taş'tan 3 aylık hamile olan Esra Koyuncu'ya
Veysel Taş'ın babası ve yakınları, “Dul bir kadını eve
gelin diye nasıl getirirsin?” diyerek tepki gösterdi.
Evlilik izni alamayan Esra Koyuncu ile Veysel Taş çifti, ortada
kaldı. Veysel Taş, “Tek isteğim başımızı sokabileceğimiz
tek odalı bir evimizin olması” dedi.
Mahkeme kararı ile geçen Haziran ayında eşinden ayrılan ve
İstanbul'da oturan ailesi ile birlikte oturmaya başlayan Esra
Koyuncu, bir fabrikada iş bularak çalışmaya başladı. Esra Koyuncu,
arkadaşları aracılığıyla yakın fabrikada çalışan 25 yaşındaki
Veysel Taş ile tanıştı. 1 ay görüşen ve evlenmeye karar veren
çifte, eşinden yeni ayrılan Esra Koyuncu'nun ailesinden izin
çıkmadı. Veysel Taş, dini nikahla evlendiği Koyuncu'yu kaçırdı.
Esra ve Veysel yeni ev tutup bir fabrikada işe girerek çalışmaya başladı. Esra Koyuncu'nun ailesi tarafından yerleri tespit edilen çift töreye kurban gitmemek için çareyi Veysel Taş'ın memleketi olan Ağrı'ya kaçmakta buldu. 22 Kasım sabahı merkeze bağlı Aşağı Dörmeli Köyü'ndeki ailesinin yanına eşi ile birlikte gelen Veysel Taş'ın babası Aziz Taş, “Dul bir kadını evime gelin diye nasıl getirirsin?” diyerek sırt çevirdi. Çaresizlik içinde eşini alarak bir akrabalarının yanına giden Veysel Taş, boşanmış ve 2 çocuk annesi kadınla evlenmesine karşı çıktıkları için akrabaları tarafından da kabul edilmedi.
Büyük hayallerle sevdiği gençten 3 aylık hamile olan Esra Koyuncu,
çektikleri bu sıkıntıdan bir gün kurtulup mutluluğu
yakalayacaklarına inandığını söyledi. Evlendiği ilk günden itibaren
şiddet gördüğü eşinden istemeyerek 2 çocuk dünyaya getirdiğini
anlatan Esra Koyuncu, “Artık dayanacak gücüm yoktu.
Mahkemeye gidip tek celsede boşandım. Bakamayacağım için iki
çocuğumu eşime bıraktım. Ailemle yaşamaya başladım. Bu sırada iş
bulup onlara yük olmamak istedim. Arkadaşlarımın tavsiyesi ile
Veysel ile tanıştım. Kısa sürede birbirimize aşık olduk. Ama ne
onun ailesi nede benim ailem bu evliliğe izin vermedi. Büyük
umutlarla geldiğimiz Ağrı’da sokakta kaldık. Çoğu zaman yemek
yiyemediğim için birkaç kez düşük tehlikesi geçirdim. Ama
yaşadığımız tüm olaylara rağmen mutluluğu bulacağımıza
inanıyorum” dedi.
Ölüm korkusu ile geldikleri Ağrı'da ailesinin bu evliliğe izin
vermemesi nedeniyle sokakta kaldıklarını belirten Veysel Taş, şöyle
dedi: “Mutluluğu bize çok gördüler. Kendime değil eşime çok
üzülüyorum. Kendisi hamile ve geceleri benimle birlikte sokakta
kalıyor. Tek isteğimiz başımızı sokacak tek odalı bir ev. Sonu ne
olursa olsun aşkımı bırakmayacağım. Gerekirse ölüme birlikte
gideriz.”
"PATLAYAN GAZOZ ŞİŞESİ AZ DAHA KÖR EDİYORDU"
BAŞLIKLI HABERİN DETAYI DİĞER SAYFADA...
TIKLAYIN...
Bursa’da, gazoz şişesinin aniden patlaması sonucu fırlayan kapağın, bir gencin gözünde yüzde 70 görme kaybına yol açtığı iddia edildi.
Hamitler Mahallesi’nde yaşayan Anıl Dağlar (17) kendilerine ait
bakkal dükkanına kolilerle gelen gazozları dolaba yerleştirirken
bir şişenin aniden patladığını, sakınmaya çalışsa da fırlayan
kapağın sağ gözüne çarptığını belirtti.
Dağlar, "Ne olduğunu anlamadım. O anda bayılmışım.
Ayıldığımda kendimi hastanede buldum. Gözümde hasar oluştuğunu
söylediler. Şu anda yüzde 70 görme kaybı bulunuyor. Ameliyatla olay
yüzünden büyüyen göz bebeğim normale döndürülmeye çalışıldı. Halen
sorun yaşıyorum. Mercekle görebiliyorum, ancak yine de net değil.
Gözümdeki sorun yüzünden hayatım alt üst oldu" dedi.
Tedavi gördüğü hastanede doktorun gözündeki sorun yüzünden
darbelerden korunması gerektiği yönünde uyarıda bulunduğunu dile
getiren Dağlar, "Çok sevdiğim futboldan uzak kaldım. Bebek
bile sevemiyorum. 6 ay gözümü korumam gerektiği için liseye devam
edemiyorum. Şu anda psikolojik tedavi alıyorum" diye
konuştu.
Anne Saniye Dağlar da, Bursa’da kurulu firmanın gazoz şişelerinde
benzer patlamanın sık yaşandığını, olayın ardından dükkana gelen
bir firma yetkilisinin para teklif ettiğini ileri sürdü.
Saniye Dağlar, olayla ilgili olarak polisin tutanak tuttuğunu ve
savcılığa şikayette bulunduklarını dile getirerek, firmanın ceza
almasını, oğlunun mağduriyetinin giderilmesini istediklerini
vurguladı.
"KARDEŞİNİ ÇEKİÇLE BAŞINA VURARAK ÖLDÜRDÜ"
BAŞLIKLI HABER DİĞER SAYFADA...
TIKLAYIN...
Beşiktaş'ta eve gelen 120 liralık telefon borcu yüzünden iki
kardeş arasında çıkan kavgada Adil B. (34), kardeşi Ahmet B.'yi
(33) başına çekiçle vurarak öldürdü. Polis tarafından gözaltına
alınan Adil B. “Birlikte lokal işletiyorduk. Aramız zaten bozuktu.
Eve gelen telefon borcu yüzünden tartışırken bir anda kendimi
kaybettim” dedi.
Şair Nedim Caddesi üzerinde bulunan Şair Nedim Lokali'ni birlikte
işleten Adil B. ve kardeşi Ahmet B., 5 Kasım günü işyerinde kavga
etti. Görgü tanıklarının ifadelerine göre kavga sırasında Adil B.,
elindeki çekiçle kardeşinin başına vurdu. Çevreden yetişenler
tarafından hastaneye kaldırılan Ahmet B. bir hafta yoğun bakımda
kaldı. Ahmet B., Kurban Bayramı'nın 1. günü hayatını kaybetti.
Polis olayla ilgili soruşturma başlattı. Yaya olarak kaçan Ahmet
B.’nin yakalanması için polis operasyon düzenledi. Bir akrabasının
evinde saklandığı öğrenilen Ahmet B., dün sabah saatlerinde
gözaltına alındı.
Cinayet Büro Amirliği'ne getirilen Ahmet B. kardeşiyle ortak olarak
işlettikleri lokal yüzünden aralarında sık sık tartışma yaşandığını
söyledi. Ahmet B., “Evlenmeden önce birlikte oturuyorduk. Telefon
faturaları onun üzerineydi. Evlendikten sonra evden ayrıldı. Eve
gelen 120 liralık telefon faturası yüzünden aramızda tartışma
çıktı. Bana hakaret edince kendimi kaybettim. Şimdi yaptığıma çok
pişmanım” dedi.
Poliste işlemleri tamamlanan Ahmet B. tutuklanarak cezaevine
konuldu.
"GİDECEĞİN YERE GÖTÜRELİM DEDİLER TECAVÜZ
ETTİLER"
BAŞLIKLI HABER DİĞER SAYFADA...
TIKLAYIN...
Samsun'da dolmuş bekleyen 42 yaşındaki S.S.’yi “Gideceğin yere
götürelim” diyerek otomobile alan ve tecavüz edip, cep telefonunu,
parasını ve 2 altın yüzüğünü gasp etmek suçundan tutuklu yargılanan
4 sanık, suçlamaları kabul etmedi. S.S. ise 2 kişinin kendisine
tecavüz ettiğini, diğerlerinin ise ellerini tuttuğunu söyledi.
İlkadım İlçesi Selahiye Mahallesi 100’üncü Yıl Bulvarı’nda geçen
yıl Eylül ayında meydana gelen olayda, gece yarısı dolmuş bekleyen
S.S.’nin yanında, 19 yaşındaki Fahrican G.’nin kullandığı 55 SL 523
plakalı otomobil durdu. “Gideceğin yere kadar
götürelim” diyen sanığın davetini kabul eden S.S.
otomobile bindi. Bir süre gittikten sonrada iddiaya göre
arkadaşları 20 yaşındaki Utku Ş., 19 yaşındaki Tuncay T. ve 22
yaşındaki Ömer Ozan O.’yu arayarak bulundukları yerden aldı.
İddiaya göre daha sonra S.S.’yi Kadıköy Mahallesi’ndeki parka
götüren sanıklardan Utku Ş. ile Fahrican G., kadına sırayla tecavüz
ederken, diğer iki sanık da ellerini tutarak onlara yardım etti.
Sanıklar daha sonra da S.S.’nin içinde 100 TL bulunan çantasını,
cep telefonunu ve parmağındaki 2 altın yüzüğü aldı. Yaşadığı
olaydan 2 gün sonra polise giden S.S. sanıklardan şikayetçi oldu.
Yapılan araştırma sonucunda polis, 4 sanığı bir hafta sonra
gözaltına aldı. Nöbetçi mahkemeye çıkarılan sanıklar tecavüz ve
gasp suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildi.
2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılamalar sırasında
Fahrican G., suçlamaları kabul etmeyerek, “Kendisi el
edince ben de durdum. Arabada diğer sanıklar da vardı. Meydana
gideceğini söyledi. Giderken ‘siz ne kadar yakışıklı gençlersiniz’
diyerek sağımızı, solumuza ellemeye başladı. Hatta Utku’yu öptü.
Aşırı derece de alkollüydü. Bir süre gezdikten sonra parka gittik.
Orada önce Utku’yla ilişkiye girdi. Ardından beni çağırıp ilişkiye
girdi. Diğer arkadaşlarımız o sırada parkta dolaşıyordu. Onlar
hiçbir şey yapmadı. Daha sonra yola çıktık. Giderken ‘beni burada
bırakın’ dedi. Biz de bıraktık. O gittikten sonra çantasını arabada
bulduk ve çöpe attık. Bir gün sonra arabada koltuğun altında cep
telefonunu bulup Utku’ya verdim. Telefon kapalı olduğu için
kendisine ulaşamadık. Zorla bir şey yapmadık. Bizden alkol almamızı
ve para vermemizi istedi. İstediğini yapmayınca şikayet
etti” dedi.
Utku Ş. de genç kadın ile onun rızasıyla ilişkiye girdiğini
söyledi. Diğer iki sanık ise S.S.’ye ellerini bile sürmediklerini
belirterek beraatlerini istedi.
Daha önceki duruşmaya katılan ve bir ilaç firmasında çalıştığını
ifade eden S.S. ise kendisine tecavüz eden sanıklardan şikayetçi
olduğunu, ancak ellerini tutan kişileri tam olarak hatırlamadığı
için Tuncay T. ve Ömer Ozan O.’dan şikayetçi olmadığını söyledi.
S.S. olay akşamı aşırı derece alkollü olduğunu belirterek,
“Kendim de değildim. Önce Utku tecavüz etti. Daha sonra
Fahrican benimle zorla ilişkiye girdi” dedi.
Cumhuriyet savcısı ise sanıklardan Utku Ş.’ye tecavüz, hürriyetten
alıkoyma ve gasp suçlarından toplam 42 yıla kadar, Fahrican G.’ye
tecavüz, hürriyetten alıkoymak suçlarından 35 yıla kadar, diğer iki
sanığında bu suçlara yardımcı olmak suçlarından 20 yıla kadar hapis
cezası istemiyle cezalandırılmalarını istedi. Mahkeme, sanıkların
ve avukatlarının son savunmalarını hazırlamaları için duruşmayı
ertelendi.
"TÖREYE UYMADI, AĞABEYDEN 5 KURŞUN YEDİ"
BAŞLIKLI HABER DİĞER SAYFADA...
TIKLAYIN...
Gaziantep'te yaşayan ve eşi tarafından kendisini aldattığı
iddiasıyla Şanlıurfa'daki baba evine geri götürülen 1 çocuk annesi
21 yaşındaki G.A., iddiaya göre törelere aykırı davrandığı
gerekçesiyle ağabeyi tarafından infaz edilmek istendi. 23 yaşındaki
ağabey Cengiz Korkmaz tarafından tarafından tabancayla 5 el ateş
edilen genç kadın, öldüğü düşüncesiyle dere yatağına atıldı.
Vatandaşlar tarafından bulunan ve hastaneye kaldırılan G.A. yaşam
mücadelesi verirken, kayıplara karışan ağabey ise her yerde
aranıyor.
Önceki gün saat 23.00 sıralarında jandarmayı arayan bir kişi,
Birecik'in Almaşar Köyü'nün dışındaki dere yatağında bir kadın
cesedi bulunduğunu ihbar etti. İhbarın ardından olay yerine giden
jandarmalar, kurumuş dere yatağında kanlar içerisinde buldukları
genç kadının yaşadığını belirledi. Bu sırada olay yerinde
toplananlar, üzerinden kimlik çıkmayan ağır yaralı kadının G.A.
olduğunu söyledi. Genç kadın ambulansla götürüldüğü Birecik Devlet
Hastanesi'nde yapılan ilk müdahalenin ardından hayati tehlikesi
bulunduğu için Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne sevk
edildi.
AĞABEY 'ÖLDÜ' DİYE BIRAKMIŞ
Genç kadın yaşam mücadelesi verirken, olayla ilgili
soruşturma başlatan jandarma G.A.'nın aynı köyde yaşayan annesi
Ayşe Korkmaz ve babası Dağıstan Korkmaz ile Gaziantep'te yaşayan
eşi Hikmet A'nın ifadelerine başvurdu. Hikmet A., uzaktan akrabası
olan G.A. ile iki yıl önce evlendiklerini ve bir oğulları
bulunduğunu belirterek, "Eşim beni aldatıyordu. Bunu öğrenince
deliye döndüm ve kendisini alıp köydeki baba evine bıraktım"
dedi.
Hikmet A'nın ifadesi doğrultusunda jandarma bu kez genç kızın
annesi Ayşe Korkmaz ve babası Dağıstan Korkmaz'ın ifadesine
başvurdu. Kızlarının damatları tarafından bırakıldığı sırada evde
olmadıklarını söyleyen anne ve babası, "Biz evde yoktuk. Oğlumuz
Cengiz, kız kardeşini alıp dereye götürüp vurmuş. Eve geldiğimizde
Cengiz bize, 'Kardeşim eniştemi aldatıyormuş. Töreye aykırı hareket
etti, öldürüp dereye attım' dedi. Duyunca şaşkına döndük, sonra da
jandarmalar gelip bizi aldı" diye konuştu.
YARALI KADINA POLİS
KORUMASI
Yaşananların ardından güvenlik güçleri, kayıplara
karışan Cengiz Korkmaz'ın yakalanması için çalışma başlattı.
Gidebileceği adreslere düzenlenen operasyonlarda bulunamayan
Korkmaz'ın yakalanması için çalışmalar sürdürülürken; ağabeyinin
öldüğü düşüncesiyle bıraktığı G.A'nın tedavisine ise devam
ediliyor. Tıp Fakültesi'nde tedavisi süren G.A'nın ikinci bir
saldırıya uğrama ihtimaline karşı, hastanedeki odasının önünde
sivil kadın polisler tarafından da nöbet tutularak, içeriye
kimsenin girmesine izin verilmiyor.
Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.