Mahkeme kendi geçmişiyle çelişti
Abone olBaşbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın tahliyesini bu sözlerle değerlendirdi.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ t,ahliye kararının
mahkemenin kendi geçmiş tutumuyla çeliştiğini savundu.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, “Türkiye, özel yetkili
ağır ceza mahkemelerini kaldırıp yeni ağır ceza mahkemelerini
kurmak suretiyle ayrıcalıklı mahkemelerden ihtisaslaşmış
mahkemelere doğru geçiş yaptı” dedi.
TRT Haber'de Özel Gündem programına katılan Bozdağ, Aziz
Yıldırım'ın tahliyesiyle ilgili bir soru üzerine kararın hayırlı
olmasını diledi.
Yıldırım'ın uzun zamandır tutuklu olduğunu ve yargılandığını
anlatan Bozdağ, “Şimdi tahliye oldu, hürriyetine kavuştu, hayırlı
olsun diyoruz, mahkemenin takdiridir” diye konuştu.
Yargılamalar sırasında tutuklamanın istisna, hürriyet içinde
yargılamanın esas olması gerektiğini dile getiren Bozdağ, şöyle
devam etti:
“Mahkeme bir yandan hapis cezası verirken, bir yandan tahliye
kararını da verdi. Bu da esasında bizim söylediğimizi doğrulayan
bir şey. Yargıtay aşaması var, oradan ne olacağı belli değil.
Tahliye kararı vermesi lazım. Yargılama sırasında da tutuksuz
yargılama kararı verip yargılamayı tutuksuz devam ettirebilirdi ama
mahkeme bunu tercih etmedi.
Tutuksuz yargılanabilirdi
Mahkemenin uygulamasına baktığınız zaman mahkeme
yargılamayı tutuklu yaparken, mahkumiyet verdikten sonra tutuksuz
yargılama kararı vermiş olmasını ben önemsiyorum. Mahkemenin kendi
geçmiş tutumuyla çelişse bile doğru bir karar olarak
değerlendiriyorum. İnşallah tüm yargılamaların, tabii istisnalar
hariç olmak üzere yargılamaların tutuksuz yapılması esastır.
Tutuksuz yargılamalar, daha doğru bir yargılama ortaya koyabilir.
İnsanlara kendilerini savunma konusunda daha fazla imkan verebilir.
Bu yüzden yargılamaların tutuksuz yapılması her zaman doğru
tercihtir.”
“Özel yetkileri neredeyse tamamıyla ortadan kaldıran bir
düzenleme”
Bozdağ, “Özel yetkili mahkemeler neden kapandı. Tartışılan bir
başka nokta da alelacele kapatılması, bunu nasıl
değerlendiriyorsunuz” sorusu üzerine, özel yetkili mahkemelerin
Türkiye'de sadece bugün değil uzunca bir zamandır tartışma konusu
olduğunu ifade etti.
Bu mahkemelere, kullandığı özel yetkiler nedeniyle toplumun her
kesiminden yoğun eleştiriler geldiğini dile getiren Bozdağ, yapılan
düzenlemeyle özel yetkili mahkemelerin ortadan kaldırıldığını ve
ihtisas mahkemelerinin oluşturulduğunu belirtti.
Düzenlemenin esasında ihtisas mahkemelerini ortadan kaldıran bir
düzenleme olmadığına işaret eden Bozdağ, şunları kaydetti:
“Yeniden bir ihtisas mahkemesi oluşturuyor ama yapılan düzenleme
özel yetkileri neredeyse tamamıyla ortadan kaldıran bir düzenleme.
Ceza Muhakemesi Kanunu 250, 251, 252. maddelerde ki fıkralara
baktığınız zaman o fıkraların içinde pek çok özel yetkiler var. Bir
de Terörle Mücadele Kanunu'nun 10. maddesi içinde de diğer
mahkemelerde olmayan özel yetkiler, imtiyazlar var. Yapılan bu
düzenlemeyle yargılaması ihtisas mahkemesini gerektirecek suçlarla
ilgili yine ağır ceza mahkemeleri oluşturuldu. Terör suçları,
uyuşturucu ve organize suç örgütleriyle ilgili yargılamaları, bu
mahkemeler görecek bundan sonra. Ama bu mahkemelerin kullanacağı
usul, diğer suç soruşturma ve kovuşturmalarında kullanılacak usul
neyse aynısı. Ceza mahkemesindeki usulu, onlar da uygulayacak.
Yapılan düzenleme nedir derseniz, özel yetkili mahkemeleri özel
yapan yetkilerin neredeyse tamamına yakınını kaldırdık, özel
yetkileri ortadan kalktı, mahkemenin diğer mahkemelere göre
ayrıcalıklarını kaldırdık.
“Hakim ve savcıların suçlar konusunda uzmanlığı
esas”
İhtisas mahkemelerinde, mahkemeyi yöneten hakimin ve savcıların
suçlar konusunda uzmanlığının esas olduğunu vurgulayan Bozdağ,
“Yoksa kullandığı yetkileri diğerlerinden farklılaştığında,
ayrıcalıklı mahkeme oluyor, ihtisas mahkemesi olmuyor. Esasında biz
ayrıcalıklı mahkemelere son verdik, ihtisas mahkemesi oluşturduk ve
özel yetkileri, ayrıcalıkları da ortadan kaldırdık” diye
konuştu.
Düzenlemeyle savunmanın da güçlendirildiğini vurgulayan Bozdağ,
“Savunma gerçekten güçlendirildi ve yargılama sırasında silahların
eşitliği ilkesi çerçevesinde savunmanın aleyhine olan, yargı görevi
yapanların elini güçlendiren önemli imtiyazlar ve ayrıcalıklar
ortadan kaldırıldı ki insanlar kendilerini daha rahat savunabilsin”
dedi.
Devam eden davalar
Bozdağ, düzenlemenin, “eski mahkemelerin aynen devam ettiği
şeklinde takdim edilmesinin” de son derece yanlış olduğuna işaret
etti.
Devam eden mahkemeler için sürecin nasıl olacağına ilişkin soru
üzerine Bozdağ, davaların, görüldüğü mahkemede devam etmesi yönünde
yasaya geçici bir hüküm koyduklarını söyledi.
Ergenekon, Balyoz gibi yargılamaların, aynı mahkemede devam
edeceğini dile getiren Bozdağ, şöyle konuştu:
“Ankara'da, 12 Eylül davasıyla ilgili yargılama başladı. 12 Eylül
darbesiyle ilgili yargılama da şu anda devam eden mahkemede
sürecektir. Bunun sebebi şu, bu mahkemeler bu konuda ihtisaslaşmış.
İki, şu ana kadar yargılamalar için soruşturma yapıldı, onlarca
klasörlük dosya var. Bu dosyaların oradan alınıp yeni mahkemelere
verilmesi halinde davalar fevkalade uzayacak, bu da ayrı bir
haksızlığa yol açacaktı. Bir de oradan alıp başka yere verdiğiniz
zaman insanların adalete duygusu da zedelenir. Bu yüzden bu
davalar, yargılandıkları mahkemelerde görülmeye devam edecek. Bu
mahkemeler, hüküm kesinleşinceye kadar görevini sürdürecek.
Yargıtay'a gitti bozdu, yine aynı mahkemeye gelecek. Onlar karar
verecek. Ama soruşturma aşamasında olanlar, savcıların elinde olan
dosyalar, yeni görevlendirmeler yapılana kadar, mevcut savcılar
tarafından yürütülecektir. O görevlendirmeden sonra yeni savcılar o
dosyalara devam edecektir. Çünkü bunlar daha hazırlık aşamasında
olduğu için burada herhangi bir sorun, sıkıntı olmayacaktır.
Belki kamuoyunun bildiği davalardan 28 Şubat süreciyle ilgili
soruşturma şu anda söz konusu. Onu zannedersem henüz davası
açılmadı. Bu soruşturma belki farklı bir savcı tarafından
yürütülebilir. Belki şu anda soruşturmayı yürüten savcılar bizzat
HSYK tarafından görevlendirilebilir, yine onlar yürütebilir. Bir
tek burada bir farklılık olabilir” dedi.
Bozdağ, “Yeni baştan yargılama söz konusu olabilir mi” sorusuna ise
“Hayır, yeni baştan yargılama olmaz, kaldığı yerden devam edecek”
yanıtını verdi.
“Karalama kampanyasına dönüştürüldü”
Bekir Bozdağ, “Yeni uygulamayla darbe, terör gibi davaların nasıl
görüleceğinin” sorulması üzerine, 250, 251, 252. maddeler
yürürlükten kalktığında darbe suçlarını işlediği iddia edilen
kişilerin hepsinin tahliye olacağı, davaların biteceği, KCK
soruşturmaları veya terörle mücadele kapsamındaki yargılamaların
ortadan kalkacağı, terörle mücadelenin zayıflayacağı yönünde haksız
eleştiriler yapıldığını ifade etti.
Bozdağ, “AK Parti Hükümetleri, ülkenin milli iradesine saygısızlık
yaptığı, bu konuda suç işlediği iddia edilen kişilerle ilgili
onların lehine bir lahza olsun nefes alıp vermez” dediklerini
hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ama maalesef karalama kampanyası yürütüldü. Kimi iftiralar da bu
kampanyanın içerisinde atıldı. Bizim açıklamalarımıza rağmen bir
takım havalar yaratılmaya çalışıldı. Sanki Ak Parti kendi
menfaatini bilmiyor da başkaları Ak Parti'nin menfaatini biliyormuş
gibi bir takım şeyler söylendi. Parti kendi ayağına kurşun sıkmakla
itham edildi. Çok haksız eleştiriler yapıldı ve bu konu çarpıtıldı,
karalama kampanyasına da dönüştürüldü.”
“Bu konu, geçici değil kalıcı hükümle
düzenlendi”
Türkiye'nin birliği ve beraberliğiyle alakalı konularda, terörle,
silahlı terör örgütüyle ve darbe teşebbüsüyle ilgili suçlarda lehte
herhangi bir düzenlemeyi kesinlikle düşünmediklerini ifade eden
Bozdağ, şöyle devam etti:
“Bunlarla ilgili kovuşturma ve soruşturmalar hangi usulle devam
ediyorsa bundan sonra da aynı usulle devam edecek. Bunu defalarca
açıkladık. Yapılan düzenlemeye bakarsanız 10. madde içerisinde,
orada geçici bir hüküm değildir yani silahlı terör örgütü, ülkenin
bölünmez bütünlüğü aleyhine suçlar ve Meclis'e, Hükümet'e karşı
suçlar, silahlı isyan, silahlı örgüt vs. gibi suçlara baktığınızda,
bunların tamamı doğrudan soruşturmaya tabi suçlardır. Bu konu,
geçici değil kalıcı hükümle düzenlendi.”
Türkiye kamuoyunun yapılan yasal düzenlemeyi gördüğünü belirten
Bozdağ, “Bizim ne demek istediğimiz gayet açık. Bundan sonraki
süreçte bu davalar, özel yetkileri olmayan, ayrıcalıklı durumda
olmayan, diğer mahkemelerle aynı usulü kullanan ancak
kovuşturdukları suçlar konusunda uzmanlaşmış hakim ve savcılar
tarafından görülecektir” dedi.
Bozdağ, “Şu anda Türkiye, özel yetkili ağır ceza mahkemelerini
kaldırıp yeni ağır ceza mahkemelerini kurmak suretiyle ayrıcalıklı
mahkemelerden ihtisaslaşmış mahkemelere doğru geçiş yaptı” diye
konuştu.
“Yargıda çift başlılık olmaz”
Bozdağ, “yargıda çift başlılık olacağı eleştirilerinin” sorulması
üzerine de şunları kaydetti:
“Yargıda bir çift başlılık olmaz, niye olmaz? Şu anda yargılamalar
devam ediyor. Yargılamaları yapanlar bu ülkenin hakimleri,
soruşturmayı yapanlar bu ülkenin savcıları. Yeni düzenlemeden sonra
da aynen devam edecek. Burada çift başlılık yaratmaya dönük adım
atılmadı. Özel ayrıcalıkları ortadan kaldırmaya dönük bir adım
atıldı. Yoksa mahkeme devam ediyor. Şu anda devam eden mahkeme de
ağır ceza mahkemesi, öbürü de ağır ceza mahkemesi.
Şu anda yapılan şey çift başlı bir yargılama süreci oluşturmak
değil. Yapılan şey yeni ihtisas ağır ceza mahkemelerin
kurulmasıdır, yargılamadaki ayrıcalıkların imtiyazların
kaldırılmasıdır.”