Mahçupyan'dan Kürtlere flaş mesaj
Abone olBaşbakan Ahmet Davutoğlu’nun danışmanlık teklifini kabul eden Ermeni yazar Etyen Mahçupyan’a göre, “Kürtler için de başkaları için de bundan daha iyi bir Hükümet bulma imkanı yok.”
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, "A
Takımı"na sürpriz bir şekilde dahil olan, kamuoyunun paralel yapıya
karşı tavrı ile de yakından tanıdığı Ermeni yazar Etyen Mahçupyan,
Al Jazeera'den Gonca Şenay'a verdiği röportajda “Kürtler için
de başkaları için de bundan daha iyi bir Hükümet bulma ihtimali
yok” dedi.
Özellikle Ermeni aydınlar ve yazarlar tarafından oldukça
eleştirilen Mahçupyan'a Başbakanlık Başdanışmanlığı teklifi bizzat
Başbakan Ahmet Davutoğlu'ndan geldi. Akil İnsanlardan biri olan
Mahçupyan, Akiller toplantısının ardından Başbakan Davutoğlu'ndan
Başdanışmanlığı görevi teklifini almıştı.
DAVUTOĞLU MAHÇUPYAN'I NEDEN
SEÇTİ?
Davutoğlu'nun kararında Mahçupyan'ın Türkiye'nin demokratikleşmesi,
sivilleşmesi, devlet ve toplum konularındaki duruşu ile akademik
katkılarının etkili olduğu öğrenildi.
Hrant Dink'in öldürülmesinin ardından Agos Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmenliği'ni de yaptı.
Mahçupyan'ın Başbakanlık'taki ilgi alanları arasında çözüm süreci, Ermeni meselesi ve "hükümete mesafeli kesimlere yönelik çalışma yürütmek" olarak sıralanıyor.
İşte o röportajdan önemli satırlar:
"ÇÖZÜM SÜRECİNDE BİR TIKANMA
YAŞANIYOR"
Bir tıkanma yaşanıyor ve bu tıkanma aynı zamanda bir psikolojik
arka plana da sahip. Son dönemde taraflar fazlasıyla konuşuyordu,
hatta konuşulmayan hiçbir şey kalmadı noktasına gelinmişti. Tüm
bunlara rağmen 6-8 Ekim olaylarının yaşanması, psikolojik bir
kırılma yarattı. Hem Hükümet içinde, hem Ak Parti içinde hem de
islami-muhafazakar kesimin içinde bu yaşanıyor şu anda. Bir
aldatılmışlık hissi var. Bununla beraber olaya devam etme arzusu ve
enerjisi eskisi gibi güçlü değil. Yani “Gerçekten birlikte
yürünecek bir partner var mı?” sorusu yeniden soruluyor. Burada
tamir edilmesi gereken bir durum var ve tamir edecek olan da Kürt
siyasi hareketi olacak. Bu olay yeniden restore olana kadar bu
psikolojik kırılmayı aşmak zor. Öte yandan bu psikolojik kırılma
var diye, hükümetin atalete düşmesi de büyük sorunlar yaratır.
"Hükümet karşı tarafa, “Eğer beraber yürüyeceksek aklını başına al,
doğru dürüst davran” mesajı veriyor. Bunun operasyonu nasıl olacak
diye bakınca bunun Öcalan üzerinden olacağını düşünüyorum. Öcalan
bu mesajı başka bir söyleme bir şekilde tahvil edecek ve oradan
yine kendisini güçlendiren bir hamle yapacak. Bence şu anda
Hükümetin tutumu, Öcalan’ın da önünü açan bir tutum olabilir.
"ÖCALAN'IN SÖYLEMİ
STRATEJİK"
Öcalan’ın söylemi de stratejik bir söylem. Hükümetin söylemi de şu
anda aslında, “Bir şey bekliyorum, sana bir şey söylüyorum” mesajı.
Kendi tabanını da teskin eden bir mesaj. Ben çözüm sürecinin
duraklaması diye bir ihtimal görmüyorum. Hükümet kendi önündeki bu
partnerden, HDP-PKK çizgisinden çok emin değilse, kendi başına
kalmış gibi hissederse bu çözüm sürecini hızlandırabilir de.
"YOL HARİTASI ÖNEMLİ"
Üzerinde anlaşılan o yol haritası önemli. Hükümet ilk başta karar
verilen birinci adımın gerçekleşmesini istiyor, silahlı grupların
dışarı çıkmasını ve orada silah bırakmalarını. İşte o noktada soru
işaretleri var. Ortadoğu böyle olduğu sürece, PKK nasıl tam olarak
silah bırakacak? Belki bu gerçekçi değil ama en azından Türkiye’ye
yönelik olarak bakışının değişmesi sağlanabilir ve Türkiye buna bir
miktar göz yumabilir. O noktadan sonra bir geri dönüş programı var,
o insanların sosyal hayata katılımı gündemde. Tüm bunların
kendisini Anayasa’da bulacağı bir süreç olacak. 30 yıllık bir
meselenin, 1-1.5 senede başka bir evreye taşınması mümkün. Ama
tabii isteniyorsa.
"HÜKÜMETİN İSTEĞİ AÇIK, PKK'NINKİ
İSE..."
Bence Hükümet’in isteği çok açık. PKK tarafının ise isteyip
istemediği belli değil. Rojava olayı bunun çok kırılgan
olduğunu gösterdi. O zaman da Hükümet şunu düşündü, “Rojava’da bir
şey olunca çözüm süreci durabiliyorsa eğer, o zaman İran’da da
Irak’ta da her an bir şey olabilir. Biz tüm bunların
sorumluluğunu çözüm sürecinin üzerine yıkabilir miyiz?
Hayır”
"ÇOK DAHA ÖNCEDEN PYD İLE TÜRKİYE'NİN
BİRLİKTE YÜRÜMESİ GEREK"
Eğer Kürtler, PKK gerçekten de Ortadoğu coğrafyasındaki tüm
Kürtlerin sorununu tek bir hamlede çözecek bir çözüm istiyorlarsa o
zaman çok başka türlü davranmaları gerekiyor. Mesela çok
daha önceden PYD’nin Türkiye ile birlikte yürümesi gerekirdi.
Sıkıştığınız zaman Türkiye’yi yanınıza isteyecekseniz, sıkışmadan
önce birlikte hareket etmeniz lazım. PKK-PYD bunu yapmadı,
kendisine çok fazla güvendi, istediği gibi olmadı. Şimdi geri dönüp
çözüm sürecini baltaladı.
"HÜKÜMET SONUNA KADAR GİTMEYE
HAZIR"
Bence Hükümet, sonuna kadar gitmeye hazır. Kürtler ve
başkaları için de bundan daha iyi bir Hükümet bulma ihtimali yok.
Kürt meselesinin her boyutuyla çözülmesine hazır olan, yeter ki
şartlar olgunlaşsın diyen bir Hükümet var. Birkaç sene
önce valilerin seçimle gelmesinden söz ediliyordu. Nereye kadar
gidebileceğini hayal edebiliriz meselenin. Yeter ki Türkiyelilik
üzerinden, bir bütünlük içinde ve Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları
ve demokrasisi içinde çözümlere hazır olunsun. PKK’nın, anlaşılır
nedenlerle, bu döneme yeteri kadar hazır olmaması durumu var.
RÖPORTAJIN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!