Mahçupyan'dan 'AK Parti CHP koalisyonu' önerisi
Abone olBaşbakan Ahmet Davutoğlu'nun eski danışmanı Etyen Mahçupyan, "AKP'nin yeni bir dönüşüm döneminin daha kapısını aralaması için CHP ile koalisyon yapması lazım" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nuneski danışmanı ve Akşam
yazarı Etyen Mahçupyan, koalisyon tartışmalarına ilişkin, bugünkü
yazısında AK Parti'ye 'dönüşüm' kapısının aralanması için 'CHP ile
koalisyon kurması' önerisinde bulundu.
AK PARTİ'YE 'AKIL ZAYIFLAMASI' ELEŞTİRİSİ
"AKP'nin ‘global meşruiyetini’ yeniden sağlaması ve yeni bir
dönüşüm döneminin daha kapısını aralaması için CHP ile koalisyon
yapması lazım" diye tavsiyede bulunan Mahçupyan, AK Parti'de son 1
yılda ortak aklın zayıfladığı eleştirisini yaparak, "Çünkü bu yeni
bir ‘sıfır noktasının’ yaratılması demek…" dedi.
İşte o yazıdan çarpıcı satırlar:
Dünyayı batı ile doğunun, global güçlerle Müslümanların, giderek tüm muhalefetle AKP’nin mücadele alanı olarak görenler için bir AKP/CHP koalisyonu zinhar kaçınılması gereken bir komplo. Çünkü batı dünyası ve laik burjuvazi de bunu destekliyor. Bu aktörlerin Türkiye ile ilgili iki isteği var: Biri ekonomik ve siyasi istikrarın sağlanması, ikincisi dış politikada etkilenebilir ve kontrol edilebilir bir Türkiye’nin yaratılması. İkinci unsur elde edilemediğinde söz konusu aktörlerin birinci unsurdan da feragat ettikleri ve istikrarsızlık yaratma peşinde oldukları doğru bir gözlem… Ancak bu tutum her durum ve koşulda geçerli değil. Çünkü istikrarsızlık belirli bir sınırı aşarsa Türkiye’yi kontrol etme imkânınız da hiç kalmaz. Bu nedenle eğer dış politikada etkileme yerini etkileşime terk ederse, aynı aktörlerin bir anda koyu bir ‘istikrarlı Türkiye’ taraftarı olması da beklenmeli.
"AKP İMAJINI YÖNETMEKTE YETERSİZ KALDI"
AKP/CHP koalisyonu söz konusu kesim için bunu ima ediyor.
Ancak bu koalisyonu savunmak için o kesime ihtiyaç yok.
Türkiye Kemalizm’le etiketlenen tarihsel bir parantezin sonuna
geldi. Bundan sonrasında toplumsal birlikteliğin
merkeziyetçilik, devletçilik, otoriter laiklik ve resmi Türk
milliyetçiliği etrafında örülmesi mümkün değil. Öte yandan bu
yapıyı normalleştirecek ve demokratikleştirecek ana unsur olan
İslami kesim, çeperden geliyor. Bunun kendi başına olumsuz bir
niteliği yok. Ancak yüzeysel bir modernizmin etkisinin sürdüğü bu
dünyada, çeperden gelen İslami kimlik taşıyıcısı kendisini
rasyonellik ölçütüyle kanıtlamak zorunda. AKP’nin de ‘global
meşruiyeti’ iki unsura bağlıydı: Ekonomiyi rasyonel yönetebilmek ve
dinle arasına rasyonel bir mesafe koyabilmek. AKP birinciyi
gerçekleştirdi… Aslında ikincisi de sosyolojik zeminde baş
döndürücü bir hızla ilerliyor. Ama AKP’lilerin de görmesi gerek ki
son bir yıl içinde partinin ortak aklının zayıfladığı, her iki
alanda da rasyonelden uzaklaşıldığı izlenimi çok yaygın hale geldi
ve bunun nedeni bir ‘üst akıl komplosu’ değildi. AKP
bizzat kendisini ve imajını yönetmekte yetersiz kaldı ve yanlışlar
yaptı…
"İDEAL FIRSAT"
Mesele şu ki normalleşmeyi ve demokratikleşmeyi ilerletmek için bu
ülkenin AKP’ye ihtiyacı var. Bu partinin ‘global meşruiyetini’
yeniden sağlaması ve yeni bir dönüşüm döneminin daha kapısını
aralaması lazım. Bunun için ideal bir fırsat var: CHP ile
koalisyon. Çünkü bu yeni bir ‘sıfır noktasının’ yaratılması demek…
AKP ve liderinin, bırakın otoriterlik veya diktatörlük iddialarını,
doğrudan demokrasiye dayandıklarının körler tarafından bile
görülmesini sağlayacak bir adım bu. AKP’nin seçmen tatminine ve
sağduyusuna en fazla bağımlı olan, dolayısıyla demokrasinin esas
taşıyıcısı olan parti olduğunun idrak edilmesini getirecek bir
adım…
"TAŞLAR YERİNE OTURACAK"
Böyle bir koalisyon sadece AKP’nin anlamını yeniden kurgulamayacak.
Parti içinde de normalleşmenin ve demokratikleşmenin
kaldıracı olacak. Sadece bu da değil… Aynı işlevi CHP
için de yapacak. Böylece Kemalizm’den post-Kemalizm’e kırılarak,
ayrışarak değil bütünlük içinde yürümek, kalıcı bir anayasaya doğru
ilerlemek mümkün hale gelecek. Kısacası tarihsel bir perspektif
içinde taşlar yerine oturacak…