Mağdene sürpriz protestocu
Abone olPerihan Mağden duruşma sonu arka kapıdan kaçırıldı. Protestocular arasında sürpriz bir isim vardı.
''Basın yoluyla halkı askerlikten soğuttuğu'' gerekçesiyle
yargılanmasına başlanan gazeteci-yazar Perihan Mağden, '''Vicdani
reddi savunmak benim hem hakkımdır, hem de işim gereği görev
alanıma girmektedir'' dedi.
Yazar Ayşe Kulin ile birlikte geldiği İstanbul Adalet Sarayında
protestolarla karşılaşan Perihan Mağden, adliye koridorunda
güvenlik kordonu altında tutulan şehit yakınları ve gazilerin süren
tepkileri arasında İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi salonuna
alındı.
Kimlik tespitinin ardından yazılı savunmasını okuyan Mağden,
''halkı askerlikten soğuttuğu'' gerekçesiyle 3 yıla kadar hapis
cezası istemiyle yargılanıyor olmasına ve bu sebeple oturup savunma
yazısı hazırladığına inanamadığını'' belirterek, ''Bu yazının halkı
askerlikten soğutmak gibi mesnetsiz bir iddiayla hiçbir alakası
yoktur. Yazı dikkatle okunduğu zaman bu açıkça görülmektedir''
dedi.
Yazının, yalnızca vicdani reddin bir insan hakkı olması halini
savunduğunu belirten Mağden, vicdani ret hakkının Birleşmiş
Milletler tarafından 1970'lerden beri tanınan bir hak olduğunu
kaydetti.
Vicdani ret hakkını Avrupa Konseyine üye 46 ülke arasında yalnızca
ürkiye ve Azerbaycan'ın tanımadığını belirten Mağden, bir köşe
yazarı olarak düşünce ve kanaatlerini ifade etmenin, işinin doğal
bir parçası olduğunu söyledi.
Genelkurmayın suç duyurusunda bulunması ve savcılığın hakkında bu
davayı açmasının ''orantısız güç kullanımı olduğunu'' düşündüğünü
belirten Mağden, demokrasilerde vatandaşların kanaat özgürlüğünün
anayasal güvence altına alındığını kaydetti. Mağden, sözlerini
şöyle sürdürdü:
''Vicdani reddi savunmak benim hem hakkımdır, hem de işim gereği
görev alanıma girmektedir. Ben düşüncenin suç olmaktan çıkarıldığı
bir ülkede yaşamak istiyorum. Bana açılan ve hiçbir şekilde kastım
olmayan bir iddiaya dayandırılan bu dava, yurdumuzda düşüncenin,
düşünmenin, vicdani kanaatleri belirtmenin suç olmaktan
çıkarılmasına herhangi bir katkıda bulunacaksa bu çileyi de
hakikaten sevgi ve sevinçle çekerim. Zira benim yurtseverlik
tanımım, yurdunu hakikaten sevenlerin, en temel hak ve
özgürlüklerin tanınması için elini taşın altına sokması
gerekliliğine dayanıyor. Yargılanmama neden olan yazının yurtsever
bir yazı olduğuna inanıyorum. Ve dramatik ama yürekten bir son
olacak: Buyrun elim taşın altındadır.''
AVUKAT SAYMAN'A UYARI
Mağden'in avukatı Yücel Sayman da, vicdani reddin temel bir insan
hakkı olduğunu ve başka bir suçun işlenmesine elverişli bir araç
olarak ele alınamayacağını kaydetti.
Vicdani ret ile askerlikten soğutma arasında mantık ve hukuk
açısından bir illiyet bağı kurulamayacağını belirten Sayman ile
savunmasını özetlemesi konusunda uyarıda bulunan hakim Sevim
Efendiler arasında kısa bir tartışma yaşandı. Yücel'in savunmasına
tepki gösteren bir kişi de duruşma salonundan çıkarıldı.
Duruşmaya ''katılan'' sıfatıyla izlemek amacıyla dilekçe veren 11
kişinin bu taleplerini reddeden hakim Efendiler, savcının,
Sayman'ın savunmasını inceleyerek gerekirse soruşturmanın
genişletilmesi yönündeki taleplerini sunması ya da esas hakkındaki
görüşünü hazırlaması için erteledi.
ADLİYE ÖNÜNDE GÖSTERİ
Duruşma sonu Perihan Mağden'e yönelik tepkilerini sürdüren grup,
daha sonra adliye binası önünde toplanarak Türk Bayrakları ve
''Büyük Hukukçular Birliği'' yazılı pankart ve çeşitli sloganlar
içeren dövizler açtı.
Şehitler anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunan ve İstiklal
Marşı'nı okuyan grup, yapılan basın açıklamasının ardından
sloganlar eşliğinde dağıldı. Açıklamada, ''gündeme vicdani ret adı
altında taşınan konunun asıl amacının orduyu zayıflatarak terör
karşısındaki azmini kırmak, doğu vegüneydoğu bölgesinden tasfiye
etmek olduğu'' öne sürüldü.
Grup adına açıklama yapılırken polis koruması altında asansörle
adliye binasının zemin katına indirilen Mağden ve beraberindeki
bazı kişiler, arka kapıyı kullanarak adliye binasından ayrıldı.
''PERİHAN BUNU HAK ETMİYOR''
Yazar Ayşe Kulin de, basın mensuplarının yaşanan olaylara ilişkin
değerlendirme yapmasını istemeleri üzerine, gösterilen tepkilere
dikkati çekerek, ''Etrafa bakın, gördüğünüzü yazın. Hakikaten çok
üzgünüm. Ben kendi vatanımı, sevgili vatanımı şu durumda görmek
istemezdim'' dedi. Bir meslektaşına ve arkadaşına destek olmak için
adliyeye geldiğini ve fikir özgürlüğünden yana olduğunu ifade eden
Kulin, ''O kendi köşesinde yazdı. Onun için mahkeme oluyor. İyi ki
gelmişim, yoksa çok yalnız kalacaktı. Şu kalabalığa bakın.
Parçalamak üzereler ve sebebini bilmiyorlar'' diye konuştu.
Tepki gösterenlerin söz konusu yazıyı, ''askerliğin yapılmaması''
şeklinde algıladıkları belirtilen Kulin, şunları söyledi:
''Hayır öyle demiyor Perihan. Ben o yazıdan bu anlamı çıkarmadım.
Ben de 'askerlik yapılmasın' demiyorum. Askerlik Türkiye'de
yapılması lazım. Çünkü biz Ortadoğu'da yaşıyoruz. Tabi ki lazım. O,
onu demiyor. Kaç kişi askerlik yapmak istemeyebilir bu memlekette?
Çok az, bir avuç insan. Benim de erkek çocuklarım var. Hepsi
askerlik yaptı. Akıllarına bile gelmedi yapmamak. Türk insanı
askerlik yapıyor. Yapmak istemeyeni hapse koymayalım, bütün
söylemek istediği bu. Perihan bunu hak etmiyor.''
EMEKLİ BİNBAŞI ÖZTÜRK
Mağden'i protesto eden grup arasında bulunan ve Danıştaydaki
saldırıya ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına
alındıktan sonra serbest bırakılan emekli binbaşı Zekeriya Öztürk
de, basın mensuplarının sorularını cevapladı.
Vicdani reddi kabul etmediğini belirten Öztürk, yaşanılan
coğrafyanın gerektirdiği yaşam şekilleri çerçevesinde modeller
yaratılması gerektiğini kaydetti. ''Daha önce böyle eylemlere
katılıyor muydunuz?'' diye sorulan
Öztürk, ''Ben bunu eylem olarak düşünmüyorum zaten. Toplumun,
kitlenin, ülke insanının kendisini ifade etmesi olarak görüyorum.
Eylem dediğiniz olay farklı şekillere ulaşıyor. Ama bu ülke için
sağduyu sahibi olan sivil toplum örgütlerinin bu tür faaliyetlerine
iştirak ediyorum'' dedi.
Bir gazetede Ortadoğu ve terör konularında yazılar yazdığını
belirten Öztürk, bu konuyu da değerlendirip köşesinde yazmak için
adliyeye geldiğini ifade etti.