Mağden ünlüleri makaraya aldı
Abone olRadikal yazarı Perihan Mağden, Reyhan Gürtuna'nın şapkasını kafasına takınca ortaya şenlikli bir tablo çıktı. Mağden'in makarasından kimler nasibini almadı ki?
Ali Müfit Gürtuna'nın eşi Reyhan Gürtuna'nın Hürriyet
Gazetesi'nden Yener Süsoy'la yaptığı röportaj, Radikal yazarı
Perihan Mağden'i küplere bindirdi. Mağden, yazısından sırasıyla
Yener Süsoy, Reyhan Gürtuna, Ahmet Hakan, Mustafa Sarıgül, Erkan
Mumcu ve Nil Demirkazık da nasibini aldı. İşte Perihan Mağden'in
birçok ünlüyü makaraya aldığı yazısı:
- Milli Büyük Gazetemiz'in Büyük Mülakatçısı Yener Süsoy
biliyorsunuz müthiş sağırlama/ağırlama/yuvalama tekniğiyle
gerçekleştirdiği röportajları iki gaile ile yapar.
1) Maksat eş-dost sağ olsun. Bakınız: Düzenli aralıklarla
gerçekleştirilen Kayahan/Mehmet Öz (Amerikalı
cerrahımız)/Yaşlanmayan İnsanlar mülakatları.
2) Maksat vatan kurtulsun, biz de seyrine bakalım mülakatları.
Bir on küsur gün olmuştur. 2. kategoriden gerçekleştirdiği
'Şapkalar Kızı Reyhan Reyhan Reyhan' görüşlemesi üstüne tam 1 yazı
kotarmak üzereydim ki, ne göreyim? Derin Muhalif/Zevk-ü Sefa İnsan
Ahmet Hakan 'konu' üstüne üstelik son derece dalgacı, yok efendim
rüya görmüşmüş de tüm 1 kampüs Reyhan Gürtuna başlıklı kızlarla
kaynamıyor muymuş da bu ne kâbusmuş da-
1) Dalga denizde olur.
2) Tam da Ahmet Hakan tarzı Milli Gazetemiz'e devşirmelerden, evet
yalnızca Bach ve MFÖ konserleri değil, yüzde bin beş yüz milli
mutabakat beklediğimiz BU günlerde; bu ne cambazlıktır, bu ne
dalgacılıktır, Mahmutluktur, Nişantaşı spirittir!
Hakikaten moralim son derece bozuldu. Artık yazacağım konular
üstüne, noterden ipotek koyduracağım, ben yazmadan kimseler kalem
sallamasın.
Her neyse, güç bela da olsa toparlandım da yazıyorum. Reyhan
Gürtuna'nın 'a la Belgin Doruk' da tabir edilen 'kanayan yaramız
TÜRBAN' meselesine son derece yaratıcı (adeta baş bağlama
Frankenstein'ları) katkılarını, muhakkak görmüşsünüzdür.
"Çözelim artık şu türban sorununu" diyor şifonyerinin önünde Reyhan
Gürtuna ve birbirinden acayip şapkalama/eşarplama yöntemleriyle,
işi kökünden de çözüp atıyor hakikaten.
Ben diyelim negatif erkek enerjisinden kadın ırkını koruyabilmek
için İslamiyet'te varolduğunu tasavvur ettiğim baş bağlama
şartının, Reyhan Gürtuna kreasyonları sayesinde, tüm kadınlarımız,
kızlarımız birer Meczup, birer Apukurya Maskarası kıvamına
erişeceğinden-
Yani artık kem gözler de uzanamaz kadın cinsimize ve bu toptan
İslam âlemine bir öneri olarak da sunulabilir: Hunilenen Kadının
Özgürleştirilmesi babında.
Şimdi bu kafadan önerilerinin ışığında, siz Reyhan Gürtuna'nın
başını bağlamasındaki samimiyeti ölçün durun bir; ben de neden
şapka devrimi filan da kutlamıyorken, ortalığa böyle Büyük Gazete
aracılığıyla saçıldığını düşünedurayım.
Hem içimdeki bu hasretin nedeni nedir?? diye bilinçsizce
kavrulmaktaydım tam. Şehrin billboard'larında herrrr hafta
belediyenin cebinden görmenin müptelası olmuştuk pek tabii ki Bay
Mütebessim'i. Eşi, onun o gülen yüzüne duyduğumuz hasretin bir
gidericisidir. Ayrıca ANAP Enkazı'nın, bir yerlerin filan başına
oynamaya niyetlenmiş olsalar gerek ki Bay-Bayan La Jakondlar; böyle
'pratika şapkalama' bir önermeyle gündemimizi bombaladılar.
Büyük Türk Zıpçıktıları'ndan Bay Mumcu'nun da ANAP'ın başına göz
diktiğini hesap edersek, AKP'ye rakip olmaya ant içen ortalama
sağın, nasıl da emin ellerde temsil edileceğini kestirebiliriz.
Ve fakat ÜÇ sayısının uğuruna inanan bir insan olarak benim aklıma
ANAP'ın başına aday olabilecek (Erkan Mumcu ve Ali Müfit
Gürtuna'yla ayar kıyasta) gele gele (evet! Mustafa Sarıgül var; ama
bırakalım o 'solda' yeni bir oluşumlanmaya gide dursun) Nil
Demirkazık geldiler.
Kendisi, biliyorsunuz, şu sıralarda (başladıysa yani) Flaş TV'deki
Münazara Evi'nde çarpışmaktalar ve en son Kıbrıs Rum Kesimi'ni
madara ederek, uluslararası madrabazlık kalitelerini DE kanıtlamış
bulundular. Gerçi bir AKP, bir Erdoğan sevdalısıdır; bilmiyorum
vatanı ve ANAP'ı kurtarmak üzre Sn. Mumcu'nun yaptığı gibi bu
sevdadan çark edebilecek midir?
Ama diğer 2 adayımızda olduğu gibi hem Nil Demirkazık'ın çark
kapasitesine inancım tam, hem de vazife bilincine.
Ve fakat Türban'a Şapkalama Kreasyonlarıyla bir değil yüzlerce
köfte çözüm üreten ve bizi ANAP Enkazı'nın başındaki boşluk
meselesine uyandırmış bulunan Sn. Reyhan Gürtuna'ya duymamız zaruri
müteşekkirliklerimizi de, bilinen bir şarkımızın tatlıcık bir
uyarlamasıyla ifadelendiriyorum. Hayırlı şeker bayramları efendim.
(Bayramda da bu cümleyi sarf eden bir yazarımıza sinirlenerek bunu
demekten vazgeçmiştim zira.)
Azeri şivesi ile:
"Şapkalar kızı Reyhan Reyhan Reyhan
Alem sana heyran heyran heyran
Ne bilmişsin ay gız, ne şapşiksin ay gız."
Yazı: Perihan Mağden
Kaynak: