Mafyada baba savaşları başlıyor
Abone olMafya'yı en iyi tanıyan basın mensuplarından biri olan Mahmut Övür'den müthiş iddia. Övür, yakın zamanda mafyada baba savaşlarının patlak vereceğini iddia ediyor..
Mafya'yı en iyi tanıyan basın mensuplarından biri olan ve hatta
bir dönem karanlık güçlerin kurşunlarıyla yaralanan tecrübeli
gazeteci Mahmut Övür, mafyada babalar çatışması başlayacağını iddia
ediyor.
Mahmut Övür'ün bir iddiası da babalar savaşına hazırlanan mafyanın
gücünün azaldığı ve polisteki değişimin bu güçlerle mücadelede bir
yeni dönem başlattığı yönünde. Mahmut Övür, Radikal'den Neşe
Düzel`e çarpıcı açıklamalar yaptı. İşte çok tartışılacak
söyleşi:
NEDEN? Mahmut Övür
Biz genellikle büyük siya
konuşmaktan hoşlanırız. Günlük hayatımızın içindeki sorunları
kenara koyarız. Türkiye uzun bir dönem ciddi biçimde mafyanın
tehdidi altına girdi. Devletin içinden bazı güçler tarafından
desteklenen mafya, hayatın her alanına sızarak toplumda dehşet
yaratmayı başardı. Bugün ise devletin mafyayla ilişkileri
zayıflıyor. Ama bu sefer de mafyanın denetimindeki veya mafyayla
bir şekilde dirsek temasında olan küçük çeteler sokakları tehdit
ediyor. Kapkaç, gasp, ırza geçme büyük şehirlerde gündelik olaylar
haline geldi. Mafyanın yeni bir yüzüyle karşılaşıyoruz. Devletin
mafyayla ilişkisinin son dönemlerde neden zayıfladığını, devletle
ilişkileri kesilen mafya babalarının bir tasfiye sürecine girip
girmediğini, kendi aralarındaki ilişkilerini, mafyanın sokaktaki
çete uzantılarını, 20 yıldır mafya dünyasını içinden izleyen, bu
yüzden saldırıya uğrayıp vurulan ve mafyayla ilgili yazmakta olduğu
kitabı önümüzdeki aylarda yayımlanacak olan, basının ve
televizyonun tecrübeli gazetecilerinden Mahmut Övür ile
konuştuk.
* Birmafya araştırması yayımlandı. Mafyanın büyük bir gücü
elinde tuttuğunu belirtiyor bu araştırma. Siz uzun yıllardır mafya
konularını izleyen bir gazetecisiniz. Gerçekten bu kadar büyük bir
güce sahip mi mafya?
Mafya tabii ki büyük bir güç. Yasadışı alanlarda büyük paralar var.
Ama mafyanın denildiği gibi 60 milyar dolarlık gücü olduğunu
sanmıyorum.
İşin uyuşturucu boyutu büyük olsa da, onda da milyar dolar
dönüyordur.
*Biz Türkiye'de mafya dediğimizde aslında neden ve kimden
bahsediyoruz? Nasıl insanlar bunlar?
Kamuoyunun mafya ve mafya babası diye isimlerini duyduğu kesim
belli sayıda insandan oluşuyor. Bunların birçoğu şu anda işsiz.
Durum göründüğü gibi değil. Mafyanın işi azaldı. Çünkü Türkiye
demokratikleşiyor. Devlet mafyayla mücadeleye başladı.
*Biz farkında değiliz. Mafyayla nasıl mücadele
ediliyor?
Poliste, ciddi bir değişim var. Devletin içindeki bazı güçler, uzun
bir dönem çok kirli işlere girdi, kumar ve eroinden haraç aldı,
çeteler oluşturdu. Bu işlerde mafya da kullanıldı. Ama Öcalan'ın
yakalanması dönüm noktası oldu ve devletin böyle bir mafyatik
yapıya ihtiyacı kalmadı. Türkiye bugün hukuk devleti olma yolunda
ilerliyor ve mafya babaları sıkıştırılıyor. Güvenlik ve istihbarat
örgütleri desteğini çektiği anda kahraman haline gelen, kendilerine
Robin Hood havası veren mafya babalarının işi biter zaten.
* Bilinen mafya babaları şimdi tasfiye mi ediliyor
peki?
Bir tasfiye süreci yaşanıyor. Ama mafyayla geçmişte kurulmuş olan
ilişkiler henüz yeni bittiğinden, koruma havası bir biçimde
sürüyor. Çünkü dün iş yaptığın adamı bugün yok sayamazsın. Ya seni
ifşa ederse? Bugün devlet, mafya babalarının hata yapmasını
sağlıyor ya da bunu bekliyor. 'Yeni bir suç işlesinler ki,
infazları yansın, ömür boyu hapis yatsınlar' yolu izleniyor. Ayrıca
mafya gruplarının içinde bölünmeler yaratılıyor. Babaların
çevresinde ikinci, üçüncü adamlar vardır. Bunlar babanın yakın
arkadaşıdır, akrabasıdır. İşte bu kişiler palazlandırılıyor, onlara
mafya babası olmaları için yol veriliyor. Yalnız bunları eroin
mafyasını hariç tutarak konuşuyorum. Çok özel örgütlendikleri ve
aileler hâkim olduğu için eroin mafyası Türkiye'de çok bilinmiyor.
O konu karanlık.
* Türkiye'de mafyanın devletin içinde ne tür ilişkileri
bulunuyor?
Devletin her kademesinde mafyanın ilişkisi var. Mafya devletin her
yerinde var, çünkü devletin yapısı mafyayı yaratan kapalı bir yapı.
Siyaten belediyelere, spordan denizciliğe, devletin mal alımlarına,
ihalelere, adalet sistemine kadar, nerede rant varsa mafya var.
MGK, birkaç yıl önce mafyayı öncelikli iç tehdit diye niteledi.
1990'lı yıllarda bu kirlenme hiç mi görülmedi? Benim bildiklerimi
askeri istihbarat bilmiyor muydu? Biliyordu.
*Susurluk olayıyla mafyanın bağlantıları
nasıldı?
Susurluk, 1980 sonrası mafyalaşmanın en çılgınlaştığı,
vahşileştiği, tek hedefin haraç toplamak olduğu bir uç noktadır.
Çünkü Susurluk, antidemokratik yapılanmanın da tavana vurduğu bir
noktadır. 1980'deki askeri darbede de bir tarafta büyük babaların,
geleneksel mafyanın tasfiye operasyonu sürerken, diğer tarafta yeni
mafyalar, ağırlıklı olarak da son 20 yılımıza damgasını vuran
'ülkücü babalar' doğuyordu. Zaten bu mafyaların liderlerinin
'devlet görevlisi' kimliklerini de, devletin istihbarat örgütleri
vermişti. Bunlar devlete çalışıyordu.
* Siz mafya olaylarıyla ne zaman ilgilenmeye
başladınız?
1984'te Nokta dergisinde polis ve adliye muhabiri oldum. Tesadüfen
bir mafya babasıyla tanıştım. Kürt İdris'ti... Altı ay sonra
yakanandı. Sansaryan Hanı'nın beşinci katında onu gördüm. Yanına
gittim, 'Merhaba, geçmiş olsun' dedim. Gözaltında merhaba demem çok
hoşuna gitti. Ama ben aslında Uğur Mumcu'yu çok okurdum. Mumcu,
Abdi İpekçi cinayetini ve ülkücülerden Çatlı, Ağca, Mehmet Şener ve
Oral Çelik'in mafya bağlantılarını yazardı. Bunlara ulaşmayı kafaya
koymuştum. Konuşurlarsa, Türkiye'de çok şey açığa çıkar diye
düşünüyordum. Yeraltı dünyasındaki yakın arkadaşlarını tespit ettim
ve onlara ulaşmak için üç yıl çaba harcadım.
* Çatlı'yla tanışabildiniz mi peki?
Tabii. 1990'dan sonra İsviçre'de cezaevinden kaçıp Türkiye'ye
geldiği biliniyordu. Bahçelievler katliamından idamla
yargılanıyordu, aranıyordu. Ben, Mehmet Özbay adını kullandığını
bilmiyordum. Zaten kendisiyle 1991'de gerçek ismiyle tanıştım.
Çatlı'yla röportaj yapmak için görüştüm, uzun uzun konuştuk, bana
röportaj sözü verdi. Sonra da görüştük. Ama ben röportaj yapıncaya
dek, kendisini gördüğümü ve onunla konuştuklarımı yazmama sözü
verdim. Öldüğünde röportajı henüz yapamamıştım. Çok ketumdu. Fazla
konuşmuyordu.
* Bu 20 yılda, mafya babası diye bilinenlerin hepsini
tanıdınız mı?
Bir-iki baba var tanımadığım.
* Onlarla konuştuklarınızın ne kadarını
yazabiliyorsunuz?
Çoğunu yazamıyorum. Bu tür ilişkilerde iki yol var. Ya mafyaya
uzaktan bakarak mafya ve yeraltıyla ilgili haberler yaparsınız.
Bunun için Türkiye'de ve dünyada polis ifadeleri ve istihbarat
raporları bazılarına verilir ve mafyayla ilgili yazılar yazılır. Ya
da içlerine girersiniz, olayı içeriden öğrenirsiniz, ama o anda
yazma şansınızı zayıflatırsınız. Ancak ileride yazabilirsiniz.
Zaten kendileri de bana, 'Bunlara tanık ol, ileride yaz'
diyorlar.
* İlerisi dedikleri ne kadar ilerisi?
Onu ben de çözemedim. Mesela 1992'de bir düğünde, Abdullah
Çatlı'nın görüntülerini kendisinin bilgisiyle çektim. Yanına
gittim, kameraya bir-iki cümle söyle bari dedim, söylemedi. Dört
yıl sonra 96'da Susurluk kazasında ölünce bu bandı yayımladım.
Büyük bir düğündü. İbrahim Tatlıses gibi sanatçılar vardı. atv'de
'Adliye Koridorları' programında sonra bir başka düğünün daha
kasedini yayımladım. O kate, Çatlı'nın karşı masasında dönemin
içişleri bakanı Meral Akşener oturuyordu. Düğün yapıldığında bakan
değildi. O kasedi bana yeraltı dünyasından biri verdi. Sonradan o
dünyada, 'Kasedi niye verdin' diye çok sıkıştırıldı. Kateki Akşener
görüntüsünü yayınlamamam için beni çok tehdit ettiler. Ben
yayımladım ve evimin önünde kurşunlandım. Beş kurşundan biri
kasığıma, diğeri koluma geldi. İkincisinde yere düştüm.
* Mafya babalarının kendi aralarındaki ilişkileri nasıl
peki?
Mafya babaları birbirlerini sevmez. Kendi örgütleri içinde ise
babadan herkes korkar. Örgütte despotism vardır. En yakın adamları
bile her an başıma bir iş gelebilir diye çekinir. Yanlış bir bakış,
gülüş bile babayı kızdırabilir.
* Mafyada zaman zaman çete savaşları oluyor. Bunlar
gazetelere yansıyor. Mafya dünyasında herkes birbiriyle savaşa
girebilir mi?
Girebilir. Ama kime gücüm yeter diye
herkes hesabını yapar. Diyelim ki önüne bir ihale, bir arazi
meselesi geldi ve karşı taraf da mafyaya gitti. Karşı taraftaki
babanın ismini duyduklarında hemen karar verirler. Ya 'Bu işte ben
yokum' derler ya da 'Sonuna kadar varım' derler. İşte o noktada
çatışma başlar. Karşılıklı adam vururlar.
* Mafya, toplumun tepkisinden çekinmez mi?
Çekinmez. Toplumun mafyaya nasıl hevesli hale getirildiğini
biliyorlar. Mafyanın prim yapmasında, gücünü artırmasında basının
da katkısı var. Her mafya babasını kahraman gibi sunduk. Ben
yaptığım her haberden sonra piyasalarının arttığını gördüm. Bu,
gazetecinin kendi çelişkisidir. Mafyayı kötü gösterdiğini
sanıyorsun, halbuki o haber mafyanın gücünü, haraç kapasitesini
artırıyor. Çünkü adı geçmiş oluyor ve çevresinde korku yaratıyor.
Adam, Bursa Cezaevi'nden beni arıyor. 'Önemli bir yeri kurşunladık,
kimse yazmadı' diyor. Medyayla etkili hale geldiklerini hepsi fark
etti.
* Son yayımlanan rapor bir otopark mafyasından söz ediyor.
Büyük şehirlerde insanlar arabalarını park ederken mafyanın
adamlarıyla mı karşılaşıyor?
Otopark mafyası işsiz kesimin çeteleşmesidir. Çoğu Güneydoğulu, çok
çocuklu yoksul ailelerin getirdiği bir sonuç bu. Üç-beş kişi bir
araya gelip bir güç, bir çete oldu. Eğer bir otoparkta para büyükse
orası mafyanın elinden kaçmaz, mafya o çocukları denetleyebilir.
Ama bir sokakta üç-beş kişi de otopark işinde çeteleşiyor. Peki
emniyet müdürlüğü ne yapıyor? Zor bir iş mi bu? Kentin asayişten
sorumlu yönetimi otopark işini çözebilir, ama çözmüyor. Böyle garip
bir durum var.
* Bir de çay bahçeleri var. Bunlar da çoğunlukla mafyanın
elinde mi iddia edildiği gibi?
Yüzde 70-80'i öyledir. En kolay alınabilecek iştir. Belediyelerden
alınır. Vatandaşlar bu işe girmekten korkar. Oraların,
Karadenizlilere mi, Kürtlere mi ait olduğu bilinir. Mafyada etnik
kimlikler çok öndedir. Son 20 yılda Karadeniz kökenliler daha etkin
oldu. Bunda biraz ülkücülük söz konusu tabii. 1990 sonrasında
Kürtler darbe yedi. Önemli isimleri öldürüldü, kaçırıldı. Bilinen
bir Kürt baba kalmadı. Şimdi daha çok Karadenizli babalar var.
Eroin mafyasını bilmiyorum ama.
* Bir dönem mafyayla devletin bazı birimleri arasında yoğun
ilişkiler vardı. Özellikle Susurluk döneminde. Bu ilişkiler sürüyor
mu?
Sürmüyor. Susurluk döneminde hayatımızın her anında korku yaratan
bir mafya vardı. Şimdi Türkiye'nin insanlara korku saçan bir
mafyaya ihtiyacı yok. Mafyanın gücü azalıyor. Çünkü devletin iş
yaptırma süreci değişiyor. Mafyanın devletle bağı kesiliyor. Bir
kısmının bağını da kestiler zaten. Zaten devletin maflayla bağı iki
türlü olabilir. Birincisi, suç dünyasını denetim altında tutmak
içindir. İkincisi de, bazı sorunları örtbas etmek için suç
dünyasından yararlanmak içindir. Kürt problemi yaşanıyorsa ve orada
faili meçhul işler yaptırmak isteniyorsa, devletin içindeki bir güç
mafyayı kullanır. Şimdi mafyanın devletin içindeki kişilerle
ilişkisi kesiliyor. Hukukun güçlenmesiyle, şeffaflaşmayla paralel
giden bir süreç bu.
* Bugün mafya arasında yeni bir hesaplaşma ve güç paylaşım
dönemi yaşanıyor mu?
Çatışan babalar var. Ama esas çatışma kendi grupları içinde olacak.
Çünkü yeni babalar kendi içlerinden çıkacak. 1980'de geleneksel
babalar tasfiye edilmişti. Şimdi onların yerine geçmiş olanlar
tasfiye olacak ve yeni babalar öne sürülecek. Yenilerin eski
babalar gibi bir hâkimiyet kurmasına, korku salmasına izin
verilmeyecek. Yeraltı dünyasında birinin gücü, yarattığı havayla
ölçülür. Şimdi o havalarda bir sönme var. Mafya babalarının gücünü
aldığı devletle bağlantısı zayıfladı ki, bugün bazıları gruptan
ayrılmayı göze alabiliyor. Babayla eşit hale geliyor. Şimdi 'baba
savaşları' göreceğiz biz.
* Bunları neye dayanarak söylüyorsunuz?
Benim özel yorumum değil bunlar. Mafya dünyasının içinde
geziyorsanız, bunları duyuyorsunuz. Yeraltında konuşuluyor bunlar.
Mafya babaları bu kaygıyı yaşıyor. Yeni babaların çıkacağının
ipuçları var. Ayrılmalar başladı. Ayrılma, birileri tarafından
onların aklına sokuluyor. Ayrılanlar kendi alanlarını yaratmaya
çalışıyor. Bunlar eski babalarını rahatsız edecekler.
* Mafya dünyasında filmlerde ve dizilerde gördüğümüz gibi
bir büyük organizasyon var mı?
Eroin mafyasını bilmiyorum. Onu istihbarat örgütleri bilir.
Türkiye'deki diğer mafyada ise konsey gibi, büyük organizasyon gibi
bir şey görmedim ben. Babaların ortak tanıdıkları vardır. Bunlar,
kamuoyunda ismi bilinen işadamlarıdır. Bir problem çıktığında
uzlaştırmak için onlar devreye girer.
* Mafya babalarının işadamlarıyla ilişkisi
nedir?
Büyük işadamlarını bilmiyorum ama mafya çoğu işadamını tanır. Bir
biçimde merhabaları, ilişkileri var. Susurluk döneminde işadamları
namlunun ucundaydı. Her an haraç istenebilirdi. Ayrıca işadamları
da iş yaptırmıştır onlara. Aslında mafyanın eğlence ve spor
dünyasıyla yoğun ilişkisi var. Bir mafya babası sanatçıyı veya
futbolcuyu çağırdığı zaman hemen gider. Devletin spor
müdürlüklerinde de mafya ilişkisi var. Spor alanlarındaki kafeleri,
havuzları kim işletiyor?
* New York'ta suç oranı çok yüksekti. O zamanki belediye
başkanı polislere sokaklardaki küçük suçluları yakalamalarını
emretti. Küçük suçluların sokaklardan temizlenmesi mafyayayı da yok
etti New York'ta. Burada da mafyanın otoparklar, çay bahçeleri,
kapkaç çeteleri gibi sokak bağlantıları kesilse, New York'ta olduğu
gibi mafya önemli ölçüde temizlenir mi?
Temizlenir. Kapkaççılar iki-üç yıldır örgütlendi. Mahalle
çetesiyken şimdi mafyalaşıyorlar. Bir bölgede sabahları üç minibüs
işe çıkıyor. Kapkaçcı çocukları servis arabasına alıp bölgelere
dağıtıyorlar. Polis kararlılıkla mücadele etsin, bunu hemen
çökertir.
* Siz, mafyanın gücünün azaldığını söylüyorsunuz ama biz
mafyanın gücünün azdığını görüyoruz. Bu bir çelişki değil
mi?
Değil. Bir şey en çılgın olduğu noktada inişe geçer. Susurluk'ta
böyle olmadı mı? Hatırlayın, iş en üst noktada patladı. Öyle değil
mi?