Mafya ile ilgili şok eden rapor
Abone olAnkara Ticaret Odası tarafından hazırlanan "Hayatımız Mafya Raporu" Türkiye'de mafyanın 100'e yakın faaliyet alanı bulunduğunu ortaya çıkardı. İşte bazı faaliyetler.
Rapora ilişkin ATO'dan yapılan yazılı açıklamada, yaklaşık 1
trilyon dolar olduğu tahmin edilen dünya örgütlü suç ekonomisinden
Türkiye'nin aldığı paya yer verildi. Rapora göre, Türkiye'de
yeraltı ekonomisinin büyüklüğü 238 milyar dolar olan milli gelirin
dörtte biri olan 60 milyar doları buluyor. Bu rakam Türkiye'nin
2004 yılı bütçesinin yarısını da aşıyor. Rapora göre, Türkiye
organize suç örgütleri tarafından dört bir yandan kuşatılmış
durumda. 1998-2002 yılları arasında yaklaşık 17 bin kişi çete üyesi
olmaktan polis tarafından yakalandı. Polisin Türkiye genelinde
yaptığı çalışmalara göre, mafya toplam 3 bin 12 olaya karıştı. Yine
9 bin 'ü İstanbul'da olmak üzere 17 bin 105 kişi gözaltına alındı,
4 bin 182 kişi tutuklandı. MAFYANIN BAŞKENTİ İSTANBUL Rapora göre,
Türkiye'deki organize suçların neredeyle yarısı İstanbul'da
işleniyor. 1998'de kurulan İstanbul Organize Şube Müdürlüğü
ekipleri, 2002 yılı sonuna kadar 454 suç örgütünü çökertti, 325
çete liderini yakaladı. Aynı dönemde çeteler sadece İstanbul'da bin
637 olaya karıştı. Raporda, İstanbul'un ardından mafyanın yoğun
olarak faaliyet gösterdiği iller, ''Adana, Ankara, Aydın, Antalya,
Balıkesir, Bursa, Gaziantep, İçel, İzmir, Kayseri, Kocaeli ve
Samsun'' olarak sıralandı. EN YAYGINI OTOPARK MAFYASI Raporda,
mafyanın en yaygınını otopark mafyasının oluşturduğu ileri
sürülürken, mafyanın, özellikle büyük şehirlerde cadde ve sokakları
parselleyip görevlendirdiği değnekçiler aracılığı ile otopark
ücreti topladığı belirtildi. Rapora göre, para vermeyen dövülüyor,
arabaları çiziliyor, lastikleri yarılıyor. Üç büyük il olan
İstanbul, Ankara ve İzmir'de 2 milyona yakın otomobil bulunduğu ve
bu kentlerdeki otopark ücretlerinin 2-10 milyon lira arasında
değiştiği dikkate alındığında sadece otopark mafyasının yıllık
cirosu trilyonlarla ifade ediliyor. Otopark mafyasını ''arazi
mafyası, çek-senet mafyası, organ mafyası, çocuk mafyası ve ihale
mafyası'' izliyor. Rapora göre, bunların yanı sıra Türkiye'de
''uyuşturucu mafyası, kumar mafyası, altın-pırlanta mafyası,
kira-tahliye mafyası, fuhuş mafyası, icra mafyası, nakliye mafyası,
inşaat mafyası, ehliyet mafyası, sigara mafyası, silah mafyası,
hal-pazar mafyası, dilenci mafyası, gecekondu mafyası, çayhane
mafyası, insan mafyası, pornografi mafyası, kitap mafyası, müzik
mafyası, tarihi eser kaçakçılığı mafyası, göçmen mafyası, telefon
dinleme ve izleme mafyası, hapishane mafyası, naylon fatura
mafyası...'' da önemli bir yer tutuyor. Yaşam alanları giderek
yaygınlaşan mafya dünyasını adlandırmada çok sayıda ifade
kullanıldığına dikkat çekilen raporda, bunların başlıcaları şöyle
sıralandı: ''Mafya ekonomisi, yeraltı ekonomisi, suç ekonomisi,
kurşun ekonomisi, karapara ekonomisi, yasadışı ekonomi...'' Mafya,
adam kaçırma, öldürme, yaralama, dövme, ev ve işyeri basma, tehdit
tecavüz, silah zoruyla el koyma, şantaj, kurşunlama gibi yöntemler
kullanıyor, adam dövmek ve yaralamak nedeniyle sabıkalı olmak
yükselmek için sektör içinde önemli bir avantaj sağlıyor. ''TÜRK
TİPİ MAFYA'' Raporda, ''Türk tipi mafya''nın özelliklerine de yer
verildi. Buna göre, organize suç örgütlerinin yapısı bir şirket ya
da holding yapısına çok benziyor. Örgüt, piramit şeklinde
yapılamıyor. En yetkili karar mercii olan ''baba'' bir holdingin
yönetim kurulu başkanı gibi doğal olarak piramidin en tepesinde
bulunuyor. Türk mafyasının yazılı olmayan kuralları raporda, şöyle
sıralanıyor: ''Üyelerden lidere karşı mutlak itaat beklenir.
Örgütün genişlemesinde hemşehricilik önemli yer tutuyor. Aranan
şahıslar pasaportlarını sicili temiz kişiler üzerine çıkarıyorlar.
Mal varlıkları ise genellikle başkaları üzerine kayıtlı. Eylem
yaparken kullandıkları arabalar ise genel olarak kiralık ve sahte
plakalı.'' Raporda, mafya örgütlerinin etkili halkla ilişkiler
faaliyeti yürüterek topluma hitap eden yöntemler kullandıkları
belirtiliyor. Medyanın haber programlarında, mafyadan söz ederken
kullandığı ''ünlü baba, yeraltı dünyasının tanınmış ismi, ünlü
kabadayı, çete reisi'' gibi tanımlamaların ise üstü kapalı olarak
övgü içerdiği kaydedilen raporda, bu terimlerin, izleyicilerin bir
kısmında korku, bir kısmında da özenti yarattığı ifade ediliyor.
Bazı televizyon dizilerinin de uzmanlar tarafından özellikle
çocuklar üzerinde özendirici etki yarattığına ve ''iyi mafya''
kavramı yerleştirildiğine dikkat çekilen raporda, mafya babalarının
Robin Hood gibi gösterilmesinin yanlışlığı da vurgulandı. ANKET
Raporda, mafya konusunda bilimsel çalışmalarıyla tanınan Mahmut
Cengiz adlı bir emniyet mensubunun mafya üyeleri arasında yaptığı
bir ankete de yer verildi. Buna göre, mafya üyelerinin 54'ü evli.
Dörtte üçü en az 4 kişilik bir aileden geliyor ve yüzde 10'u
üniversite mezunu. Televizyonda en çok izledikleri diziler ise
mafya dizileri. Mafya üyeleri eğitim şansı bulmaları halinde en çok
bürokrat ve mühendis olmak istiyorlar. MAFYA DA METROSEKSÜEL Rapora
göre, mafya yöneticileri yasal örgütlerde olduğu gibi iyi giyimli,
ciddi, prensip sahibi bir görüntü çiziyor. Uyuşturucu satıyor ama
kendisi kullanmıyor. Ancak bu ''mafyaseksüel imaj'' aşağılara
indikçe değişiyor. Giyim kötüleşiyor, konuşma bozuluyor. ATO
BAŞKANI AYGÜN Rapora ilişkin değerlendirme de bulunan ATO Başkanı
Sinan Aygün, mafyanın son yıllarda Türkiye'nin iç tehditlerinden
biri haline geldiğini kaydetti. Sistemdeki aksaklıklar ve
boşlukların sürekli suçlu ve mağdur ürettiğini ifade eden Aygün,
işsizlik, kentsel ve yaşamsal hizmet ve ihtiyaçların yeterince
karşılanamaması sonucu mafya ekonomisinin ''ur'' gibi büyüdüğünü
savundu. Aygün, ''Mafya ekonomisi ülke ekonomisine ciddi maliyetler
yüklüyor. Bir kamu yatırımı için koyulan 4 tuğladan biri, yasa dışı
organizasyona gidiyor. Düzen hepimizi bozdu. Namusuyla iş yapmak
enayilik olarak görünüyor'' dedi.