Madencilerle yerel seçim sohbeti
Abone olYerin 680 metre altında insan ne düşünür? Kazmasını kömür sathına her vurduğunda aklından ne geçer? 17 Aralık ve Çözüm süreci yerin altında nasıl değerlendiriliyor? Sinan Onuş bu soruları Zonguldak'taki madencilere sordu.
Yerin 680 metre altında insan ne düşünür?
Bir madenci kömür galerisinde kazmasını kömür sathına her vurduğunda aklından ne geçer?
17 Aralık ve Çözüm süreci yerin metrelerce altında nasıl
değerlendiriliyor?
Biz de tüm bu soruları Zonguldaklı maden işçilerine sorduk.
Zonguldak bölgesindeki kömür ocaklarında yoğun metan gazı olması sebebiyle güvenlik önlemleri üst seviyede tutuluyor.
Küçük bir kıvılcım, büyük bir felakete yol açabiliyor.
Bu nedenle Türkiye Taşkömürü Kurumu’na bağlı madenlere fotoğraf makinesi ya da kamera gibi teçhizatlarımızla inmemize izin verilmiyor.
Biz de madencilerle Üzülmez 1 Ocağı’nda ocaktan çıkıp temizlendikleri “duşlar bölgesinde” konuşuyoruz.
“Olmayan şeyin çözümü olmaz”
Maden işçileri söyleyeceklerinden dolayı “işsiz kalmaktan” çekindikleri için önce geri duruyorlar.
Aralarından biri yanımıza gelince hepsine de cesaret geliyor.
‘Yerin metrelerce altına inerken ne hissediyorsun’ diye soruyorum Mustafa Yörükoğlu’na, kararlı bir ses tonuyla “Acaba bugün eve kazasız belasız, sağlam gidebilir miyiz diye düşünüyoruz” diye yanıt veriyor.
‘17 Aralık süreci hakkında ne düşündüğünü’ soruyorum.
Önce “Hiçbir şey” diyor. ‘Rahatsız etmedi mi’ diye sorunca “Etti. Sonuçta giden para bizim paramız, ülkenin parası” diye cevaplıyor.
Çözüm sürecini ise “Olmayan bir şeyin çözümü olmaz” diye kestirip atıyor.
“Bugün ayakkabı almaya gideceğim”
Murat Birinci, yerin altının stresli olduğunu, bu nedenle pek siyaset düşünmediklerini ileri sürüyor.
“17 Aralık sonrasında kazmanı kömür sathına vururken kızgın mıydın?” diye sorunca “Bir sıkıntı olduğunda haliyle etkileniyoruz, üzülüyoruz ama ümidimizi yitirdiğimiz zaman hiçbir şekilde muvaffak olamayız. İnanıyoruz ki bu sıkıntılar da geçecek” diyor.
Birinci, molalarda, gündemde ne varsa onu konuştuklarını söylüyor.
Bugünlerin konusunun da yerel seçimler ve Hükümet-Cemaat kavgası olduğunu belirtiyor.
Çözüm sürecinin gündemlerinde olmadığını kaydediyor.
Bir yandan “hükümetin bu işi çözeceğini” düşündüğünü söylerken diğer yandan “inandırıcı bulmadığını” ekliyor.
Adem Usluoğlu, aşağıda 17 Aralık süreciyle ilgili olarak çok şey konuşulduğunu söylüyor.
Usluoğlu gülerek, “O kutu bizim de olsun. Ayakkabı almaya gideceğim bugün gibi gırgır, şamata” yaptıklarını belirtiyor.
Babası da madenden emekli olan Usluoğlu, madene ilk inerken çok heyecanlıymış.
Kafasında güzel duygular varmış ama hayal kırıklığına uğramış.
Bunu da “Girdiğimde çok ağır şartlarla karşılaştım. Çıktığımda da girdiğime pişman olduğumu hissetim” diye anlatıyor.
‘Gece rüyanda madende kaldığını görüyor musun’ diye soruyorum. Usluoğlu, “Yanımda üç arkadaşım şehit oldu. O yüzden korkarım. Kendim de iş kazası geçirdim. Rüyalarıma da giriyor” diye yanıtlıyor.
17 Aralık ve Çözüm sürecinin oyunu etkilediğini “kararsız olduğunu” söylüyor.
Madende sarı baret, işçiyi; kırmızı baret, barutçuyu temsil ediyor. Hükümete biraz eleştiri olunca başında kırmızı baretli Metin Aslantürk yanımıza yaklaşıyor. Sorularımızı yanıtlamak istediğini söylüyor.
17 Aralık ve Çözüm sürecini soruyorum. Aslantürk, “Mahkemeye yansımış, sonuçlarını bekleyip göreceğiz. Türkiye iyi gidiyor şu anda ama karıştırmaya çalışılıyor. Türkiye geçmiş dönemlere göre iyi. Çözüm süreci de gayet iyi gidiyor” diye yanıt veriyor.
Maden şehidi babanın oğlu
Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Eyüp Alabaş da madende “kazmacı” olarak işe başlayan, sendika başkanlığına kadar yükselen bir isim.
Alabaş’ın babası 1995 yılında Üzülmez 1 Ocağı’nda göçük altında kalarak “şehit” oldu.
Alabaş, “Bu bölgenin yapabileceği tek iş madencilik. Babamızı kaybetmemize rağmen yapabilecek başka bir iş olmadığı için madenciliği seçtik. Orada babasını kaybettiği duygusu içinde çalışmak zor bir süreç” diyor.
Alabaş, 17 Aralık’la ilgili olarak tüm Türkiye gibi Zonguldak’taki maden işçilerinin de kafasının karışık olduğunu söylüyor. Alabaş, “Çok ciddi bilgi kirliği var” diyor.
Bu karışıklığa rağmen Zonguldak köylerinde hala AKP’nin ağırlığı hissediliyor. Nedenini soruyoruz.
Alabaş, bölgedeki madencilerin daha çok kırsal kesimden geldiğini söylüyor ve tek parti dönemindeki 13-50 yaş arasındaki insanların maden ocaklarında zorla çalıştırıldığı mükellefiyeti anımsatıyor.
Alabaş, “Ecevit’in Çalışma Bakanlığı yaptığı dönemde kırılmış olsa bile CHP ile ilgili düşünceler hala o mükellefiyet döneminden, zorla çalıştırma döneminden kalan antipatiyi kırılabilmiş değil” diyor.