Maden ocağında korkunç ihmal
Abone olBirgün Gazetesi, Kastamonu'da 19 işçinin can verdiği maden faciasında korkunç bir ihmalin yaşandığını ortaya çıkardı. İçerideki insanlar dumandan boğularak ölmüş.
Kastamonu'da 19 madencinin yaşamını yitirdiği maden faciasında
korkunç ihmal. Kurtarma operasyonu sırasında içerideki pis havayı
dışarıya atan vantilatör ters çevrilerek, içerideki insanlar
dumandan boğularak ölmüş. Kastamonu'da 19 madencinin yaşamını
yitirdiği maden faciası sonrası Kastamonu'ya giderek maden ocağında
incelemelerde bulunan CHP Heyeti bir rapor hazırlıyor. CHP
heyetinde yer alan Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım faciada
can kaybını artıran korkunç bir iddiayı gündeme getirdi. Yıldırım,
kurtarma operasyonu sırasında içerideki pis havayı dışarıya atan
vantilatörün ters çevrilerek, içeriye hava basıldığını bunun da
içerideki dumanı geri püskürtmüş olabileceğini iddia etti.
Yıldırım, madene sokulmadıkları için bu iddiayı araştırma imkanı
bulamadıklarını belirterek, "Orada vantilatörü ters çevirip içeride
kalanlara hava vermek için hava basmışlar. Biz onu inceleyemedik,
ama öyle yaptıklarını söylüyorlar. Bu işlem genellikle göçük
hallerinde uygulanıyor ama içeride yangın olduğu için oksijen
yangını körüklemiş olabilir ya da dumanı daha aşağı katlara yaymış
olabilir" diye konuştu. Küre Maden iş Sendikası Başkanı İbrahim
Aydının sözleri de iddiayı güçlendiryor. Aydın, "Salyangozu aşağı
çevirmeleri neticesinde havalandırma boşluklarına kaçan 7 kişi
kurtulmuş, ama diğer 19 kişi havalandırma boşlukları yerine çıkış
güzergahına doğru yönelince, dumanla karşılaştı ve hemen hepsi
boğularak öldü. İçerideki pis havayı emmesi gereken vantilatör ters
görev yapıyordu. İçerideki pis havayı emmek yerine içeriye temiz
hava üflüyordu" dedi. Heyet Başkanı Adana Milletvekili Tacidar
Seyhan ise, Türkiye'deki maden ocaklarının güvenliğinin hep "göçük"
tehlikesi göz önünde tutularak sağlandığına vurgu yaparak, "Acaba
işletme yetkililerinin kendi imkanlarıyla uyguladıkları kurtarma
işlemi sırasında da, göçükte olduğu gibi içeriye hava verelim
derken yanlış bir şey mi yapıldı? İçeriye verilen hava yangını
nasıl etkiledi? Bunlar önemli soru işaretleri" diye konuştu.
Facianın büyümesine neden olan bir başka skandal da STFA
yetkililerinin ocakta çıkan yangını tam 2.5 saat sonra haber
vermeleriydi. Şirket yetkilileri sabah 9.30'da başlayan yangını
11.45'de valiliğe ve itfaiyeye bildirdi. Kastamonu Valiliği,
İçişleri Bakanlığını saat 12.00'de uyarmasına karşın kurtarma
ekipleri yangın çıktıktan tam 6.5 saat sonra Kastamonu'ya
helikopterle ulaştı. Bu arada Zonguldak'ta maden kazalarına karşı
kurulmuş profesyonel kurtarma timine de hem geç haber verildi hem
de tim karayoluyla Kastamonu'ya gönderilince, içeride hayatta kalma
mücadelesi veren madenciler kaderleriyle baş başa kaldı. CHP
Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım, "Devlet yangın yerine ancak
altı buçuk saatte ulaşabilmiştir. Sivil savunma ekipleri ile TTK'ya
bağlı kurtarma ekipleri olay yerine ulaştığında zaten cenazelerin
tamamı çıkarılmış durumdaydı. Bu nedenle olaya müdahalede geç
kalınmıştır. İçişleri Bakanı, valiliğin zamanında uyarmasına karşın
işi ağırdan almıştır" dedi. CHP'li Tacidar Seyhan söylendiği gibi
yangının elektrik kaçağından çıkmış olduğuna inanmıyor. Seyhan,
"Girebildiğimiz bölümlerde yanıcı bir kimyasalın izlerine
rastladık.Yangın sırasında iki büyük 'harlama' olduğu anlatıldı.
Elektrik kontağından çıkan yangın, cevher bantlarını bir anda
tutuşturmaz kimyasalla desteklenmediği sürece de yangın sırasında
ve harlama olmaz" bilgisini verdi. Seyhan, daha önce aynı madende
kükürt yangını çıktığını hatırlatarak, sülfürlü ve kükürtlü
ortamlarda yangın riskinin daha yüksek olmasına karşın, yangına
karşı hiçbir ciddi önlem alınmadığını kaydetti. CHP'li
milletvekilleri STFA Şirket yetkilerinin ısrarla kendilerini
içeriye sokmamalarına da isyan ettiler. Tacidar Seyhan, "Şirket
yetkilileri sudan gerekçelerle olay yerine girmemize izin
vermeyerek, yangın konusunda farklı bir bulgunun elde edilmesini
engellemişlerdir. Acil yapılması gereken, deliller yok olmadan
bağımsız bir inceleme grubunun olay yerinde çalışma yapmasıdır"
diye konuştu. Öte yandan, kazada hayatını kaybeden 19 maden
işçisinin işletmeden toplam 56 milyar lira alacaklı olduğu ortaya
çıktı. Maden işçilerinin bordro dökümlerinden, üçer aylık
alacaklarını tahsil edemedikleri belirlendi. Raporun kısa bir süre
sonra açıklanacağı bildirildi. Heyetin başındaki Adana Milletvekili
Tacidar Seyhan, Çalışma Bakanlığı tarafından yüzeysel bir tedbir
yazısıyla iş güvenliği konusunda yapılan uyarıya dikkat çekerek,
"Türkiye'de can güvenliği, yazılı tavsiyelere bırakılma
talihsizliğiyle karşı karşıya. Bu daha büyük bir skandal. Olayın
gerçek sorumluları Enerji Bakanlığı ve Çalışma Bakanlığı" diye
konuştu. UZAKTAN KUMANDALI MADEN DENETİM Kastamonu'da 19 madencinin
yaşamını yitirdiği maden faciası, Türkiye'de maden ocaklarının
güvenliği ve nasıl denetlendiğine ilişkin çok çarpıcı gerçekleri
ortaya çıkardı. Türkiye'de 26 bin 300 arama, 4 bin'e yakın da
işletme ruhsatı var. Ama Maden İşleri Genel Müdürlüğü'nün elinde
sadece 40 nitelikli personel olduğu için, madenlerin denetimleri
genellikle yazışma yoluyla yapılabiliyor. Genel Müdür Yener Cander,
personel azlığı nedeniyle denetimleri yerinde ve zamanında yapmanın
mümkün olmadığını itiraf ederken, "İşletme faaliyet raporları
verilse dahi bizim bu kadar işletmeyi denetleme şansımız yok" dedi.
Facianın yaşandığı işletme, maden ocaklarında iş sağlığı ve
güvenliğine ilişkin denetimlerin de yetersiz olduğunu gösterdi.
STFA Şirketi işletmenin denetlenmesi için Çalışma Bakanlığına
12.05.2003'te başvurduğu halde, denetim 14 ay sonra yapılabilmiş.
Çalışma Bakanlığı müfettişleri 14.07.2004'te yaptıkları denetim
sırasında ocakta, elektrik tesisatı ve topraklamanın kontrol
edilerek uygunluğunun belgelenmediğini, kompresörün periyodik
kontrolünün yapılmadığını, paratoner olmadığını, kaldırma
araçlarının belgelerinin bulunmadığını tespit etti. Kaynak: Birgün
Gazetesi