Madem öyle Erdoğan'ın tuzağına düşmeyin!
Abone olStar gazetesi yazarı Ahmet Kekeç'ten artan terör olaylarının nedeninin Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu söyleyenlere sert yanıt.
Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç, en son Nokta
Dergisi'nin kapağıyla yeniden gündeme gelen "Erdoğan 400
milletvekili istediği için bu kadar insan ölüyor" iddiasına
savunanlara ağır bir yazıyla seslendi.
"Madem öyle Erdoğan'ın tuzağına düşmeyin" başlıklı
yazısında Kekeç, şunları yazdı:
"Malum cemaat dergisinin rezil kapağı da elbette aynı tezi
işliyordu:
"Erdoğan 400 milletvekili istediği için bu kadar insan
ölüyor." Erdoğan 400 milletvekili istemeden önce de aynı
şeyleri yazıp çiziyorlardı, "Ne yapsak da çözüm sürecini
akamete uğratsak, ne yapsak da yeniden çatışma sürecini
başlatsak?" diye her türlü melanet senaryosuna balıklama
atlıyorlardı.
Hep böyleydiler...
Birileri dağlara vurmuştu: "Sakın silah
bırakmayın" diyordu.
Biricik özelliği Wolfowitz'e mikrofonluk yapmak olan zat, Kürtlerle
Türkleri kardeş kılan vasata saldırıyordu.
Doğan Medya Grubu, çözüm sürecini itıbarsızlastırmak için neredeyse
şapkadan tavşan çıkarıyordu.
Kürt kanaat önderlerinin "şiddeti tecrit eden"
açıklamalarına rağmen bile, bir kısım Beyaz Türk, PKK terörünü
"anlayışla" karşılayan yazılar yazıyordu.
Maksat, sivil siyaseti sıkıştırmaktı...
Demokratik açüımlar bu kesimi mutlu etmedi çünkü.
Olağanüstü Hal'ın kaldırılmasından ve "haklar"
temelindeki iyileştirmelerden de mutlu olmadılar.
Hep mutsuzdular...
Devlet Kürtçe televizyon kanalı açar.
Mutsuz olurlar.
Kürt dili "yasak" olmaktan çıkarılır...
Mutsuz olurlar.
Üniversitelerde lisans düzeyinde Kürt Dili ve Edebiyatı bölümü
açılır...
Mutsuz olurlar.
Kürtçe şarkı söylemenin bile ağır yaptırımlara bağlandığı sol ve
sağ hükümetler döneminden, her şeyin rahatlıkla konusulabildigi,
her fikrin kendisine ifade kanalı bulabildiği, sivil hükümet
dönemine geçilir...
Mutsuz olurlar.
Bu mutsuzlardan biri, "Kürt sorununu çözelim derken, bir
Türk sorunu yaratmayalım" demişti.
Hani, HDP'nin (o dönemki BDP'nin) seçim otobüsünde zılgıt çekerken
yakalanan hanımmefendi.
Bir ara, hükümetin duble yollarla bölgeye şiddet götüreceğini öne
sürmüştü. Sıkı PKK'cı bir görüntü veriyordu. Ne zaman ki
müzakereler başladı, çözüm umudu belirdi, HDP'nin isteği üzerine
İmralı devreye sokuldu, HDP otobüsünden inip "Türkiye
Türkleridir" otobüsüne bindi ve "Kürtlere verilen
hakların istikbalde bir Türk sorununa yol açacağı"
düşüncesini seslendirmeye başladı. Bugünlerde yeniden HDP
otobüsünde görüyoruz onu ve hic şaşırmıyoruz. Aynı otobüsün
müdavimleriyle birlikte, bu kez, "Erdoğan'ın 400
milletvekili hırsı terör gailesini başımıza sardı" tezini
işliyor ve bu düşünceye taraftarlar bulmaya çalışıyor.
O zaman soralım bu "400"cü taifesine: Erdoğan
istediği için mi
Bese Hozat "Devrimci halk savaşı başlamıştır"
çağrısı yaptı?
Erdoğan istediği için mi Demirtaş militanlarını sokağa döküp 53
Kürt vatandaşını katlettirdi?
Erdoğan istediği için mi kentler silah deposu haline getirildi?
Erdoğan istediği için mi uykudaki polisler kurşunlandı?
Erdoğan istiyor diye mi yollara mayınlar döşeniyor?
Erdoğan istiyor diye mi insanlar "iç savaşın kanlı
cehennemine" çağrılıyor?
Efendim, yeniden çatışma süreci Erdoğan'ın 400
milletvekili hedefine hizmet ediyor. Ne kadar çok şehit gelirse,
AKP o kadar oyunu artırır. 400 milletvekili PKK'nın sonu demektir.
Bu tuzağa düşmeyelim...
Düşmeyin o zaman.
Erdoğan'ın elindeki (sizin tabirinizle) "savaş
oyuncağını" alın.
Birimlerinize, birliklerinize, militanlarınıza "Biraz sakin
olun, asker ve polis öldürmeyin, sivilleri taramayın, yol kesmeyin,
dağa adam kaldırmayın, haraç toplamayın" çağrısı
yapın.
Koşulsuz ateşkes isteyin ve "savaşçılarınızı"
silah bırakmaya zorlayın.
Ki, Erdoğan 400 milletvekili hedefine ulaşmasın, PKK da yok
olmaktan kurtulsun.
Şu aşamada gerillaya silah bıraktıramayız...
Niye?
Sözümüz geçmez.
Sözünüzün geçmeyecekse, ne diye HDP'yi yüksek oy oranıyla
parlamentoya taşıdınız?
Ne diye insanları terörize ettiniz?
Bu isi "meşru siyasef'le çözemeyecekseniz, nasıl
çözeceksiniz?