Maddiyat, düşünceleri frenliyor
Abone olAB'ye ideolojik olarak karşı olanlar, maddi konularda AB'ye muhtaç bir görünüm sergiliyorlar. AB karşıtları, bu durumu "Mecburiyet"e bağlayarak açıklıyorlar
İdeolojik açıdan AB’ye soğuk bakan ulusalcılar, maddî konularda
Avrupa’ya uzak durmuyor. Geliştirilen projelerle AB fonlarından
binlerce Euro alan küreselleşme karşıtları, ‘etik değil’
eleştirilerine ‘mecburuz’ cevabını veriyor. Avrupa Birliği,
Türkiye’nin modernleşme projelerinin başında geliyor. Hükümetler,
yıllardır başta ekonomi olmak üzere üyeliğin getireceği faydalara
dikkat çekiyor. Ülkelerin kaderini belirleyen bu tür projelerin en
büyük dezavantajını ise toplumun bölünme riski oluşturuyor.
Türkiye’nin önemli bir çoğunluğu AB üyeliğini desteklerken, karşıt
görüştekiler de eylemleriyle katılımı engellemeye çalışıyor. Bu
gruptakiler kendilerini küreselleşme karşıtı veya son yıllarda
gündeme geldiği şekliyle ‘ulusalcı’ diye tarif ediyor. 3 Ekim’de
müzakerelere başlayacak olan Türkiye, istikametiyle ilgili
tartışmaları bitirmesine rağmen ulusalcıların mücadelesi artarak
devam ediyor. Tartışmaların odağında üyeliğin siyasi boyutu yer
alıyor ve Avrupa’nın istediği şartların yerine getirilip
getirilmeyeceği konuşuluyor. Avrupa Birliği’nin fonlarla sağladığı
avantajlar neredeyse hiç tartışılmıyor. Üyeliği destekleyenler de,
karşıt görüştekiler de AB fonlarından uzak durmuyor. Sivil toplum
kuruluşları, araştırma merkezleri, yükseköğretim kurumları
geliştirdikleri projeler için AB’nin tanıdığı karşılıksız maddi
destek imkanından yararlanıyor. Bunlar arasında AB’ye soğuk
bakanlar bile var. Ulusalcı kimliğiyle ön plana çıkan ve
yöneticileri arasında AB karşıtı söylemleriyle tanınan emekli
paşaların bulunduğu Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV), bu yıl ‘Aktif İşgücü
Piyasası Programı’ çerçevesinde fondan yararlanmayı başardı.
‘Beyoğlu Mozaik ve Çini Çarşısı’ projesi ile 151 bin 335 Euro, ‘Bir
Kucak Sevgi’ projesi ile de 95 bin 808 Euro aldı. Antalya şubesi de
‘İş’te Biz de Varız İstihdama Katkı Projesi’ ile AB’den 126 bin 963
Euro fon sağladı. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), AB’den
50 bin Euro aldığı proje kapsamında Şişli, Beyoğlu, Kağıthane ve
Büyükçekmece’deki 400 kahvehanede insan hakları eğitimi veriyor.
Proje, Ekim 2004’te başladı. ÇYDD son olarak ‘Çağdaş Lise Mezunu
Kızları Meslek Edindirme ve Üretime Katma Projesi’ ile AB’den 122
bin 397 Euro temin etti. 15 Temmuz 2004’te kabul edilen ve 8 ay
süreli projeye göre, 100 kız öğrenci meslek edindirme kurslarından
geçirilecek. Derneğin Ankara Şubesi'nin yürüttüğü ‘Ümitköy'den
Sincanlı Kadınlara Çağdaş Yaşam İçin Eğitim Projesi' 34 bin Euro
destek bulurken, Zonguldak Şubesi, ‘Çocuk Bakıcılığı Eğitim
Projesi' ile 34 bin 713 Euro almaya hak kazandı. Çağdaş Yaşamı
Destekleme Derneği (ÇYDD), son dönemde Avrupa Birliği’ne (AB) yoğun
destek veriyor. Ancak dernek içerisinde bir grup üye, Başkan Türkan
Saylan’ın bu tutumundan rahatsız. ‘Ulusalcı çizgi’ye geri
dönülmesini isteyen AB karşıtı söz konusu grup, bu taleplerini
Yeniden Müdafai Hukuk gibi dergilerde sert bir şekilde dile
getiriyor. NATO’nun İstanbul zirvesinde küreselleşme karşıtı
eylemleriyle dikkat çeken sivil toplum kuruluşları da Avrupa
Birliği’nin maddi avantajlarından yararlanıyor. İstanbul Toplumsal
Ekoloji Platformu (İTEP), şiddete uğrayan kadınlara destek amacıyla
hazırladığı ‘Dayanışma Ağı Projesi’ ile AB’den 40 bin Euro’luk
destek aldı. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği de Alevi vatandaşlarla
ilgili proje geliştirdi. Derneğin 37 şubesi arasındaki ağın
genişletilmesini hedefleyen proje için AB fonlarından alınan para
56 bin Euro. Türkiye Devrimci Maden Arama ve İşletme İşçileri
Sendikası (Dev-Maden-Sen), ‘Tavşanlı İlçesindeki Madencilik
Faaliyetleri Sonucu İşsiz Kalan Kesimlerin Yeniden İstihdamı’
konulu proje ile AB’den 189 bin 266 Euro aldı. Projenin ortaklığını
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Vakfı yapıyor. AB’ye açıkça karşı
olduğunu resmi internet sitesinde belirten Atatürkçü Düşünce
Derneği’nin AB fonlarından yararlanıp yararlanmadığı konusu ise bir
süredir tartışılıyor. ADD’nin bağlı bulunduğu Avrupa Türk
Platformu, Türkiye’nin üyeliği konusunda lobi çalışmaları yapmak
amacıyla Haziran 2004’te proje üretmiş ve ihtiyaç duydukları 512
bin 500 Euro için Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Osman Korutürk’ten
yardım istemişti. Ancak bu talep geri çevrilmişti. Hürriyet
Gazetesi yazarı Hadi Uluengin, 17 Haziran 2004’te konuyu köşesine,
‘Kediye Ciğer Lobisi’ başlığıyla taşımıştı. Hadi Uluengin,
Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olan bir örgüte para vermenin kediye
ciğer teslim etmekle eşdeğer olduğunu yazmıştı. ADD ile ilgili bir
başka tartışma ise İstanbul Kadıköy Belediyesi’nin yürüttüğü
‘Demokrasi ve İnsan Hakları İçin Toplumsal İşbirliği Projesi’ ile
gündeme geldi. Atatürkçü Düşünce Derneği ve ÇYDD temsilcileri de bu
projeye katıldı. Kadıköy Belediyesi Başkan Yardımcısı İnci
Beşpınar, Atatürkçü Düşünce Derneği, ÇYDD ve diğer sivil toplum
kuruluşlarının birlikte proje üretme talebinde bulunduklarını ve
eğitim çalışmalarına sürekli katıldıklarını vurguluyor. AB’den 720
bin Euro’luk desteğe sahip proje kapsamında 10 Aralık 2003’te
başlayan insan hakları alanındaki eğitimler Haziran 2006’da son
bulacak. Tartışmayı değerlendiren dernek genel sekreteri Hüseyin
Emre Altınışık, Avrupa’daki ADD şubelerinin Türkiye’dekilere göre
daha özerk ve bireysel davrandığını hatırlatıyor. Kadıköy
Belediyesi’nin AB destekli projesine katılım konusunda ise şu
açıklamayı yapıyor: “Belediye bizimkilerden projelerinin
uygulanması için destek istemiş, onlar da sponsorluk almak için
yardım etmiştir.” Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu Proje
Yöneticisi Feray Salman, küreselleşme karşıtı kuruluşların Avrupa
Birliği’nden fon almasının etik olmadığı görüşünde. Kendilerine
başvuran kurumlara fon verirken siyasi düşünce ayrımı
yapmadıklarını ifade eden Feray Salman, “Bu AB karşıtlarının
dilemmasıdır (ikilem).” dedi. Fon almak isteyenler için
kriterlerin, çıkardıkları rehberlerde açıkça belirtildiğine dikkat
çeken Salman, ideolojik ve partizanlık taşıyan projelerin kabul
edilmediğini kaydetti. ZAMAN