Maçta küfredenin taksisine binince
Abone olTurkcell Süper Lig hakemlerinden Hakan Özkan, başından geçen trajikomik bir olayı futbolseverlerle paylaştı.
Turkcell Süper Lig hakemlerinden Hakan Özkan, başından geçen
trajikomik bir olayı futbolseverlerle paylaştı. TFF'nin dergisi Tam
Saha'ya konuşan başarılı hakem, bir maçta tribünden kendisine
sürekli küfreden şahsın, karşılaşma sonrasında bindiği taksinin
şoförü çıkınca üzerine yaşananları anlattı.
Hakan Özkan, Konya'da yönettiği bir maç sırasında yaşadığı ilginç
bir olayı ise şöyle anlattı: "Konya'da yönettiğim bir müsabakada
tribünden protestolar geliyordu. Yalnız birisi vardı ki, herkesin
sustuğu bir anda çok yakından bir yerden tek başına bağırıyordu. O
bölgede bir taç atışı olduğunda tribüne baktım ve o şahsı çok net
biçimde gördüm. Müsabakanın ardından otele gitmek için taksiye
biner binmez şoförü tanıdım. Maç sırasında göz göze geldiğim
şahıstı. 'Maçı seyrettin mi, hakem nasıldı?' diye sordum. 'Hakem
çok iyiydi. Bir pozisyonda faulü vermedi ama o kadar da olur.
Yalnız kültür seviyemizden midir nedir, hep hakeme küfür ettiler'
dedi. Taksiden inerken, 'Sen maç boyunca bana küfür etmiştin, hiç
yakıştı mı?' dedim. Çok mahcup oldu ve 'Hocam kusura bakma, biz de
topluluğa uyduk, aslında öyle bir şey yok' diyerek özür diledi.
Şunu söylemek istiyorum; evet küfür ediyorlar ama dışarı çıktığınız
zaman sizinle iletişimleri belli bir saygı çerçevesinde
gerçekleşiyor. Oradaki küfrün nedeni toplum psikolojisine uyulması.
Eğer konsantrasyonunuzu bozup da tribünleri duyarsanız o maçın
içinden çıkamazsınız."
"VİCDAN AZABI ÇEKİYORUM"
Hakan Özkan, müsabakalarda yanlış karar verdiği zaman vicdan azabı
çektiğini de söyledi. Özkan, hakemlerin bazen hatalı kararlar
verebildiğini anlatarak, şunları kaydetti:
''Maçta verdiğiniz kararın yanlış olduğunu anlayıp döndüyseniz,
diyorsunuz ki, 'Keşke bu kararı böyle vermeseydim. Niye yanlış
yaptım? Ama Allah'tan ki döndüm. Düşük not alacağım ama hiç olmazsa
vicdanım rahat.' Çünkü siz hata yapmış olsanız da sonuçta doğru
ortaya çıkıyor. Diğer türlü ise 'Bence faul değil, oyna' diyorsunuz
ama oyuncu sakatlanmış ve yerden kalkamıyor. Yanına gidip
baktığınızda ayağındaki yaralanmayı görüyorsunuz. İşte o anda benim
ayağımı yaralasalar daha iyi. Vicdan azabı çekiyorum. Ama bu vicdan
azabı, 'Bir daha ki pozisyonda ben bu oyuncuya iltimas geçeyim'
şeklinde değil. Ya da akşam televizyonda maçın tekrarını izlerken
hata yaptığımı gördüğümde içimden bir şeyler akıp gidiyor. Ama bunu
bir an evvel atlatmaya ve sonrasında doğruyu nasıl bulabileceğime
bakıyorum.''
Hakan Özkan, 5 yıl il, 11 yıl da klasman hakemliği yaptıktan sonra
Turkcell Süper Lig'de görev almaya başladığını ifade ederek,
''Klasmandaki 11 yılımda gerçekten çok müsabakaya gittim ve tecrübe
kazandım. Yanlış hatırlamıyorsam, sadece profesyonel liglerde
hakem, yardımcı ve dördüncü hakem olarak çıktığım maçların sayısı
299. İşte bunun için, 'Hakemlik 100 metre koşusu değil, maraton'
diyorum. Önemli olan bu maratonu bitirmek. Bitirdiğiniz zaman
içinizde bir huzur ve güven duygusu olacak, herkes sizi
alkışlayacak. Çünkü insanlar finişte bekler ve sonuncu geleni de
alkışlar'' değerlendirmesinde bulundu.
"ELEŞTİRİLERİ YAPICI OLARAK ALGILIYORUM"
Hakan Özkan, hakemlere yönelik eleştiri ve yorumların onları farklı
etkileyeceği yönünde bir düşüncenin olduğunu dile getirerek,
şunları kaydetti: ''Ben bütün eleştirileri yapıcı olarak
algılıyorum. Bir eleştiri varsa, sizi izleyen birisi mutlaka
rahatsız olmuştur. Ben doğru yönetmiş olabilirim ama bunun bir
önemi yok. Demek ki vücut dilim doğru değilmiş. İnsanlara bir şeyi
anlatamamışım ki, o kişi beni eleştiriyor. Hakemin, 'Ben adam gibi
maç yönettim, bunlar zaten fanatik' deme hakkı yok. O eleştirinin
yüzde 90'ı yalan olsa bile mutlaka yüzde 10'luk doğruluk payı
vardır. Ben o yüzde 10'u yakalamalıyım. Tabii bu eleştiriler varsa
mutlaka baskı da oluyor. Ben de tebligatı aldıktan sonra medyadaki
spor haberlerini takip etmiyorum. Sadece yöneteceğim maça konsantre
oluyorum ve takımların oyun anlayışları üzerine bilgi
topluyorum.''