Macaristan'da genetiği değiştirilmiş mısır
Abone olMacaristan'da binlerce dönümlük mısır tarlasında karışık bir şekilde ve yer yer Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar kullanıldığı tespit edildi.
Genetiği değiştirilmiş bitkilerin ekiminin ve tohumunun hazırlanmasının kesinlikle yasak olduğu Macaristan, geçtiğimiz günlerde bu alanda bir darbe yedi.
Her yıl yapılan sıkı denetimler, bu kez Macaristan’da binlerce dönümlük mısır tarlasında karışık bir şekilde ve yer yer, kısa adı GDO olan, Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar içeren tohumlar kullanıldığını tespit etti.
Bunun üzerine de ayırım yapılmadan binlerce hektarlık mısır
ekini tarlada toptan imha edildi.
Kontroller ülke çapında devam ediyor.
GDO'lu tohumların hangi mekanizmalarla gizli bir şekilde diğer tohumlukların arasına karıştırıldığı ortaya çıkarılmaya çalışılıyor.
Binlerce dönümlük arazideki ekinin imhasının maddi anlamda büyük zarara neden olduğu açık, ama uzmanlara göre bu gelişmeyle Macaristan’ın karşı karşıya kalabileceği prestij kaybı daha büyük bir tehlike oluşturuyor.
Macaristan GDO'yu kesinlikle yasaklayan bir ülke ve bu anlamda Genetiği Değiştirilmiş Organizma (bitki) tohumluğu anlamında "temiz" ülke olarak biliniyor ve bu nedenle de bitki ve tohumluk satışında dünya çapında çok iyi bir üne ve pazara sahip.
GDO'lu mısır tohumlarının kullanıldığının ortaya çıkarılması ise, Macaristan'da tarımın "kirlendiği" yani GDO'lu tohumların tarıma "bulaştığı" anlamına gelebilir ve bu da Macaristan'a bu piyasayı kaybettirebilir.
Uzmanlar Genetiği Değiştirilmiş Bitki tohumu hazırlayan dev şirketlerin, buna benzer uygulamaları geçtiğimiz yıllarda Latin Amerika ülkelerinde de gündeme getirdiklerini hatırlatıyorlar.
Bu ülkelerde de nasıl olduğu bilinmeden GDO’lu bitkiler tarım alanına sızdırılmış birkaç yıl içinde ülke tarımını istila etmişti.
Genetiği değiştirilmiş bitkiler, bitki ilaçlarına dayanıklı bazı genlerin laboratuarlarda yerleştirilmesiyle ortaya çıkıyor.
Bu bitkiler bitki ilaçlarına karşı çok dayanıklı olduğundan tarlada, ayrık otlarını yok eden yoğun ilaçlamaya karşı dayanıklılar.
Ama insan sağlığı ve diğer bitkiler açısından ise ne gibi tehlikeler taşıdığı henüz tam olarak bilinmiyor.
Bu nedenle de doğa ve çevre sağlığı uzmanları bu tür bitkilere şiddetle karşı çıkıyorlar.