Ferhat Encü, eski bir HDP milletvekili, emekli vekil olarak TBMM’den maaş alıyor, sağlıksal tüm tedavilerden faydalanıyor bizlerin verdiği vergilerle. Maaşını bizler millet olarak ödüyoruz.
Portekiz’e kaybettiğimiz maçtan sonra attığı mesaj “Biji Portikez”(Yaşasın Portekiz).
“Türkiye” ve “Türk” kelimesi reaksiyon uyandırıyor bazı bünyelerde. Hatta nefret… Ve de Irkçılık… Terör örgütü ve sempatizanlarının topluluğuna mensup Ferhat Encü ırkçı bir tutum sergilemiştir, nefretini kusmuştur. İmralı’daki terör elebaşının dikkatini çekmek için ırkçı söylemle gündem olmak sadece sığ bir bakış açısıdır.
DEM partinin yetkilileri bile Ferhat Encü’nün açıklamasına yorum yapmadılar, savunmadılar. Bu mesaj teori ile pratiğin çelişkisini somut olarak ortaya koymuştur.
Türkiye devletinin sınırlarında yaşayacaksın, Türkiye devletinin ödediği maaşı alacaksın sonra da “Biji Kürdistan” diyeceksin. “Biji Portekiz “ diyeceksin öyle bir dünya yok…
Git maaşını onlardan al, bu ülkenin vatandaşlarının alın teriyle kazandığı helal kazanç sana haram olur. Hûn ê ji Tirkiyeyê re rêz bigirin Ferhat Encü. (Türkiye’ye saygı duy Ferhat Encü)
Erdoğan Telkinle Değil Siyasi Akılla Hareket Ediyor.
AK Parti 31 Mart seçimlerindeki tabloyu yorumlamaya devam ediyor. Rize ve Adıyaman il başkanları görevlerinden ayrıldı. Osmaniye, Kastamonu, Zonguldak, Afyonkarahisar, Gaziantep, Erzincan il başkanlıklarında da değişiklik yapıldı. AK Parti sadece seçim kaybettiği illerde teşkilat değişikliği yapmadı. Gaziantep ve Rize’de kazandığı her iki ilde de il başkanlarını değiştirdi.
AK Parti’nin değişim, dönüşüm sürecini; parti teşkilatları ve parti yetkilileri sert ve radikal adımlarla yürütmek istese de Cumhurbaşkanı Erdoğan zamana yayılan bir süreci tercih etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bizden beklenti sadece samimi iç muhasebe yapmamız değil, aynı zamanda umutları yeşertecek yenilenme hamleleridir de. Bu yenilenmeyi milletimizin verdiği karneyi esas alarak adım adım gerçekleştireceğiz” dedi.
Erdoğan kampanyaya dönüştürülen telkinlere kapalı bir lider. Mesela seçim sonrası bazı basın organlarının ve siyasi partilerin beklediği kabine değişikliğine dair yapılan baskılara kulak vermedi. Yapacağı varsa da yapmadı.
Erdoğan’ın, “Sessiz yığınların sesine kulak vermeye devam edeceğiz. Sesi çok çıkanların bizi yönlendirmesine müsaade etmeyeceğiz. Tuzu kurulara, elitlere ve çok gürültü yapanlara değil; milletin ne dediğine ve bizden ne istediğine bakacağız” ifadeleri de telkinlere olan uzaklığının göstergesidir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Maliyeti, faydasının önüne geçen isimlerle yollarımızı ayırmamız gerekiyorsa, bunu yapmaktan kaçınmayacağız. Bizi içeriden zayıflatan marazlarla da mücadeleye devam edeceğiz” vurgusunu da oldukça dikkat çekicidir.
AK Parti yeni yapılanmayla kaybettiği siyasi enerjisini toplamak için tüm formülleri değerlendirecek ve tüm tuşlara basmayı deneyecektir.