Lüksemburg başkanlığa hazırlanıyor

AB Dönem Başkanlığı'nı 1 Ocak'ta 6 ay için Hollanda'dan devralacak olan Lüksemburg'un Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Jean Asseborn, Dönem Başkanlığı sürecinde uygulayacakları program ve öncelikleri hakkında bilgi verdi. Asseborn, ''Türkiye hakkında çok şey söylendi, her şey söylendi. Türkiye müzakerelere hoş geldi'' dedikten sonra, tam üyelik müzakerelerinin başlayacağı 3 Ekim 2005 tarihinin büyük önem taşıdığını, Türkiye'den, bu tarihten önce Kıbrıs Rum yönetiminin tanınmasına yönelik bir adım atmasının beklendiğini anlattı. Belçikalı bir gazeteci, 17 Aralık zirvesi sırasında Türk yetkililere yönelik bireysel eleştirilerini ve sözlerini Asseborn'a hatırlatarak, ''Türk politikacılar için 'halı tüccarı' bile dediniz. Bu sabotaj gibi bir tavırdı. Şimdi özür dilemenizin zamanı gelmedi mi'' diye sordu. Asseborn, bu soruyu yanıtlarken, Lüksemburg hükümetinin her zaman Türkiye'nin AB'ye katılımından ve müzakerelerin başlamasından yana tavır koyduğunu, bu amaçla her şeyi yaptığını, kendisinin zirveye katıldığını, uzlaşmadan memnuniyet duyduğunu ifade etti. Zirve sonunda, AB ülkeleri arasında uzlaşma sağlanmasının ve şampanya patlatılmasının ardından Türk tarafının, Kıbrıs konusunda ''sataşkan ve kabul edilemez bir tavır'' izlediğini söyleyen Asseborn, ''Bu tavır dürüst değildi, kınadım'' demekle yetindi. Lüksemburg'un izleyeceği programı anlatan Asseborn, 17 Mart'ta Hırvatistan ile tam üyelik müzakerelerinin koşullu olarak başlayacağını, Makedonya'nın hazırlıklarını sürdüreceğini, Arnavutluk, Bosna Hersek ve Sırbistan ile işbirliği anlaşması arayışlarının gerçekleştirileceğini, Kosova'daki gelişmelerin izleneceğini belirtti. Rusya ile ilişkilere önem vereceklerini, Ortadoğu'da barış müzakerelerinin tekrar başlaması için çaba harcayacaklarını, Irak'ta güvenli ve istikrarlı bir ortam istediklerini, İran'ı özellikle insan hakları ve kitle imha silahları konusunda izleyeceklerini söyleyen Asseborn, Avrupa güvenlik stratejisinin de önem taşıyacağını bildirdi. Asseborn, ABD ile ilişkilerin gelişmesi için de çaba harcayacaklarını belirterek, Başkan George Bush'un 22 Şubat'taki Brüksel ziyaretinin önemine işaret etti ve önce NATO'ya gelecek olan Bush'un daha sonra AB kurumlarına uğrayacağını, bunun bir ilk oluşturacağını, ilk defa bir ABD başkanının AB'yi ziyaret edeceğini söyledi.