Lozan efsaneleri! Gizli maddeler Adalar ve Musul gerçeği
Abone olEge adaları ve Musul'un Lozan'da teslim edildiği iddiasıyla ilgili yazı kaleme alan yazar Taha Akyol, Ege Adaları, 12 Adalar ve Musul'a ilgili gerçekleri paylaştı.
Lozan Antlaşması'nın 100'üncü yıl dönümünde eski tartışmalar
yeniden alevlendi.
Kimine göre Sevr sonrası yoktan var edilen büyük bir zafer olarak kimine göre Misak'ı Milli'den ödünler veren bir 'masa başı yenilgisi' olarak görüldü.
20 Kasım 1922'de İsviçre'nin Lozan şehrinde başlayan ve 24 Temmuz 1923'e kadar geçen 8 aylık süre içerisinde çetin müzakereler sonucunda imzalanan Lozan Antlaşması Sevr Antlaşması'nın yerini aldı.
Karar yazarı Taha Akyol, "Lozan zırvaları" başlıklı yazısında Lozan'ı teslimiyet ve taviz olarak görenlere tepki gösterdi.
"Ege Adalarını 1912 Balkan harbinde kaybetmiştik"
Adalar ve Musul'un Lozan yüzünden kaybedildiğini savunanlara
karşı Akyol, yazısında şu ifadeleri yer yerdi:
Ülkemizde böyle milyonlarca zihnin varolduğu şuradan da belli ki nice efsaneler uyduruldu: Lozan’ın gizli maddeleri, Lozan’ın 2023’te sona ereceği, Lozan’da yasaklanmış yeraltı zenginliklerimiz, Lozan’da kaybettiğimiz bilmem kaç milyon kare metre kare topraklar!..
Bunlar, Lozan’a giderken Suriye, Irak, Filistin, Ürdün, hatta Süveyş kanalı bizdeydi sanıyorlar!
Adaları verdik diyenler de var! Halbuki 12 Adaları 1911’de, Ege Adalarını 1912 Balkan harbinde kaybetmiştik. Afyon’dan yürüyüp gelen kahraman ordu, İzmir limanında bekleyen İngiliz ve Fransız donanmalarını nasıl geçip adalara gidecekti?!.
"Benzin bile yoktu"
Ya Musul?.. Başvekil Rauf Bey’in dediği gibi İngilizlerin Musul’daki savaş uçaklarına karşı bizim elimizde, karadan gitmek için benzin bile yoktu…
Kazım Karabekir’in dediği gibi biz Orduyu Musul’a gönderseydik, Yunanistan’ın Edirne dahil Trakya’yı işgal etmesini önleyemezdik…
Bunları bilmeden ahkam kesmekten sakınmak lazım. Dün TÜİK açıkladı, 15 yaş üstü nüfusumuzun yüzde 69’u bir yıl içinde hiç kitap okumamış… Netice ortada."
Taha Akyol'un yazısının tamamı
Misak-ı Milli nedir?
'Milli yemin' anlamına gelen bu isim Osmanlı Mebusan Meclisi'nin 28 Ocak 1920'de gizli bir oturumda kabul ettiği metnin adıdır. Meclis'te Felah-ı Vatan (Vatanın kurtuluşu) adlı grup tarafınca yazılan bu metin altı maddede ülkenin olması gereken sınırlarını belirtir. Bu sınırlar kabaca bugünkü Türkiye haritası artı Musul, Kerkük ve Batum'u içine alan sınırlardı. Gizli oturumda kabul edildikten hemen sonraki gün dünyaya ilan edildi. Bu metnin ilanı üzerine İngilizler meclisi bastı ve içlerinde Rauf Orbay'ın da olduğu Misak-ı Milli'ye öncülük eden isimleri tutuklayarak Malta'ya sürgün ettiler.