Lozan Antlaşması şartları nedir tarihi ne zaman bitecek?
Abone olLozan Antlaşması nedir? Lozan Antlaşması ne zaman sona erecek? Lozan Antlaşması şartları ve tarihi nedir? İşte Lozan Antlaşmasıyla ilgili bilmeniz gerekenler...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "15 Temmuz Türkiye'nin ikinci bir
kurtuluş savaşıdır. 1920'de bize Sevr'i gösterdiler, 1923'te
Lozan'ı bize razı ettiler. Birileri de bize Lozan'ı zafer diye
yutturmaya çalıştılar." açıklamaları Lozan Antlaşmasını yeniden
gündeme getirdi.
LOZAN ANTLAŞMASI NEDİR?
Lozan Antlaşması (veya yapıldığı dönem Türkçesi ile Lozan Sulh Muahedenamesi), 24 Temmuz 1923 tarihinde İsviçre'nin Lozan şehrinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileriyle Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika ve Yugoslavya temsilcileri tarafından, Leman gölü kıyısındaki Beau-Rivage Palace'ta imzalanmış barış antlaşması.
LOZAN ANTLAŞMASI NEDEN İMZALANDI?
1920 yazına gelindiğinde I. Dünya Savaşı'nın galipleri mağluplar ile hesaplaşmalarını bitirmiş, savaşı kaybeden ülkelere barış antlaşmalarının kabul ettirilmesi süreci tamamlanmıştı. Almanya'ya 28 Haziran 1919'da Versailles'da, Bulgaristan'a 27 Kasım 1919'da Neully'de, Avusturya'ya 10 Eylül 1919'da Saint-Germain Antlaşması'da, Macaristan'a da 4 Haziran 1920'de Trianon'da anlaşmalar imzalatılmış ancak hesaplaşılmayan tek mağlup Osmanlı İmparatorluğu kalmış, 10 Ağustos 1920'de Sevr'de gerçekleşti. Üç Türk murahhası Paris'in banliyösü Sevres'de anlaşmayı imzaladılar. Ankara'da TBMM'nin Sevr Anlaşmasına tepkisi çok sert oldu. Ankara İstiklâl Mahkemesinin 1 numaralı kararı ile anlaşmaya imza koyan üç kişiyi ve Sadrazam Damat Ferit Paşa'yı idama mahkûm etti ve vatan haini ilan etti. Yunanistan dışında Sevr'i hiçbir ülkenin meclislerinde onaylamaması nedeni ile Sevr bir anlaşma taslağı olarak kaldı. Onaylanmamış olmasının yanı sıra Anadolu'daki mücadelenin de başarıya ulaşması ve zaferle sonuçlanması neticesinde Sevr Antlaşması hiçbir zaman uygulanamadı. Buna karşın, İzmir'in Kurtuluşu ile Lozan Antlaşması'na giden süreçte İngiltere içinde 2 uçak gemisinin de bulunduğu donanmayı İstanbul'a göndermiştir. Aynı süreçte ABD de 13 yeni savaş gemisini Türkiye sularına göndermiştir. Ayrıca Amiral Bristol komutasındaki USS Scorpion gemisinin, istihbarat görevi de yapmak suretiyle 1908-1923 arası sürekli olarak İstanbul'da bulunduğu bilinmektedir.
İLK GÖRÜŞMELER
TBMM Hükümeti'nin Yunan kuvvetlerine karşı elde ettiği zaferin ardından Mudanya Ateşkes Antlaşması'nın imzalanmasından sonra İtilaf Devletleri 28 Ekim 1922'de TBMM Hükümeti'ni Lozan'da toplanacak olan barış konferansına davet ettiler. Barış şartlarını görüşmek için Konferansa önce Başvekil Rauf Orbay katılmak istemiştir. Fakat Mustafa Kemal Atatürk İsmet Paşa'nın katılmasını uygun görmüştür. Mustafa Kemal Paşa Mudanya görüşmelerine de katılan İsmet Paşa'nın Lozan'a baş temsilci olarak gönderilmesini uygun buldu. İsmet Paşa Dışişleri Bakanlığına getirildi ve çalışmalar hızlandırıldı. İtilaf Devletleri Lozan'a TBMM Hükümeti üzerinde baskı kurmak için İstanbul Hükûmeti'ni de davet ettiler. Bu duruma tepki gösteren TBMM Hükümeti, 1 Kasım 1922'de saltanatı kaldırdı.
TBMM Hükûmeti Lozan Konferansı'na katılarak Misak-ı Milliyi gerçekleştirmeyi, Türkiye'de bir Ermeni devletinin kurulmasını engellemeyi, kapitülasyonlarıkaldırmayı, Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunları (Batı Trakya, Ege adaları, nüfus değişimi, savaş tazminatı) çözmeyi ve Türkiye ile Avrupa devletleriarasındaki sorunları (ekonomik, siyasal, hukuksal) çözmeyi amaçlamış Ermeni yurdu ve kapitülasyonlar hakkında anlaşma sağlanamazsa görüşmeleri kesme kararı almıştır.
Lozan'da TBMM Hükümeti, sadece Anadolu'ya saldıran ve orada yendiği Yunanlarla değil I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı Devleti'ni mağlup eden devletlerle de karşılaşıp hesaplaştı ve artık tarihe karışmış olan bu imparatorluğun tüm tasfiye davaları ile yüzleşmek zorunda kaldı. 20 Kasım 1922'de Lozan görüşmeleri başlamıştır. Osmanlı borçları, Türk - Yunan sınırı, boğazlar, Musul, azınlıklar ve kapitülasyonlar üzerinde uzun görüşmeler yapılmıştır. Ancak kapitülasyonların kaldırılması, İstanbul'un boşaltılması ve Musul konularında anlaşma sağlanamamıştır.
İKİNCİ GÖRÜŞMELER
Temel konularda tarafların tavize yanaşmaması ve önemli görüş
ayrılıkları çıkması üzerine 4 Şubat 1923'te görüşmelerin kesilmesi
savaş ihtimalini yeniden gündeme getirmiştir. Başkomutan Mareşal
Mustafa Kemal Paşa Türk Ordusu'na savaş hazırlıklarının başlamasını
emretmiştir. Sovyetler Birliği eğer tekrar savaş çıkarsa bu sefer
Türkiye'nin yanında savaşa gireceğini duyurmuştur. Haim Nahum
Efendi öncülüğündeki azınlık temsilcileri de Türkiye'yi
destekleyerek arabulucu olmuşlardır. Yeni bir savaşı ve kendi
kamuoyunun tepkisini göze alamayan İtilaf Devletleri barış
görüşmelerini tekrar başlatmak için Türkiye'yi tekrar Lozan'a
çağırmıştır.
Taraflar arasında karşılıklı verilen tavizler ile görüşmeler 23 Nisan 1923'te tekrar başlamış, 23 Nisan'da başlayan görüşmeler 24 Temmuz 1923'e kadar devam etmiş ve bu süreç Lozan Barış Antlaşması'nın imzalanması ile sonuçlanmıştır. Taraf ülkelerin temsilcileri arasında imzalanan anlaşma, uluslararası anlaşmaların ülke meclislerince onaylanmasını gerektiren yasalar gereğince taraf ülkelerin meclislerinde görüşülmüş ve Türkiye tarafından 23 Ağustos 1923'te, Yunanistan tarafından 25 Ağustos 1923'te, İtalya tarafından 12 Mart 1924'te, Japonya tarafından 15 Mayıs 1924'te imzalanmıştır. İngiltere'nin anlaşmayı onaylaması ise 16 Temmuz 1924 tarihinde olmuştur. Anlaşma, tüm tarafların onaylarında dair belgeler resmi olarak Paris'e iletildikten sonra, 6 Ağustos 1924 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
LOZAN ANTLAŞMASINDA ALINAN KARARLAR
Türkiye-Suriye Sınırı: Fransızlarla imzalanan
Ankara Anlaşması'nda çizilen sınırlar kabul edilmiştir.
Irak Sınırı: Musul üzerinde antlaşma sağlanamadığı
için, bu konuda İngiltere ve Türkiye Hükûmeti kendi aralarında
görüşüp anlaşacaklardı.
Türk-Yunan Sınırı: Mudanya Ateşkes Antlaşması'nda
belirlenen şekliyle kabul edildi. Meriç Nehri'nin batısındaki
Karaağaç istasyonu ve Bosnaköy, Yunanistan'ın Batı Anadolu'da
yaptığı tahribata karşılık savaş tazminatı olarak Türkiye'ye
verildi.
Adalar: Gökçeada ile Bozcaada özerk bir yönetime
tabi tutulmak şartıyla (Türkiye antlaşmanın bu maddesini
uygulamadı) Türkiye'de, diğer Ege Adaları İtalya'ya kaldı.
İtalya'nın Türk sınırına yakın adaları silahsızlandırması
kararlaştırıldı. Sevr Antlaşmasıyla Oniki Ada İtalya'ya diğer
adalar Yunanistan'a bırakılmıştı. Oniki Ada ve Rodos 1945 yılında
müttefiklerin eline geçti ve Nisan 1947'de resmen Yunanistan'a
teslim edildi.
Türkiye-İran Sınırı: Osmanlı İmparatorluğu ile
Safevî Devleti arasında 17 Mayıs 1639'da imzalanan Kasr-ı Şirin
Antlaşması'na göre belirlenmiştir.
Kapitülasyonlar: Tamamı kaldırıldı.
Azınlıklar: Lozan Barış Antlaşması'nda azınlık,
Müslüman olmayanlar olarak belirlenmiştir. Tüm azınlıklar Türk
uyruklu kabul edildi ve hiçbir şekilde ayrıcalık tanınmayacağı
belirtildi. Antlaşmanın 40. maddesinde şu hüküm yer almıştır:
"Müslüman olmayan azınlıklara mensup Türk uyrukları, hem hukuk bakımından hem de uygulamada, öteki Türk uyruklarıyla aynı işlemlerden ve aynı güvencelerden yararlanacaklardır. Özellikle, giderlerini kendileri ödemek üzere, her türlü hayır kurumlarıyla, dinsel ve sosyal kurumlar, her türlü okullar ve buna benzer öğretim ve eğitim kurumları kurmak, yönetmek ve denetlemek ve buralarda kendi dillerini serbestçe kullanmak ve dinsel ayinlerini serbestçe yapma konularında eşit hakka sahip olacaklardır."
Batı Trakya'daki Türkler: İstanbul'daki Rumlar
dışında, Anadolu ve Doğu Trakya'daki Rumlar ile Yunanistan'daki
Türkler'in mübadele edilmeleri kararlaştırıldı.
Savaş tazminatları: İtilaf Devletleri, I. Dünya
Savaşı nedeniyle istedikleri savaş tazminatlarından vazgeçtiler.
Sadece Yunanistan savaş tazminatı olarak Karaağaç bölgesini
verdi.
Osmanlı'nın borçları: Osmanlı borçları, Osmanlı
İmparatorluğu'ndan ayrılan devletler arasında paylaştırıldı.
Türkiye'ye düşen bölümün taksitlendirme ile Fransız frangı olarak
ödenmesine karar verildi. Düyun-u Umumiye idare heyetinde bulunan
yenik Alman İmparatorluğu ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu
devletlerinin temsilcileri idare kurulundan çıkartılmış ve kurumun
faaliyeti devam ettirilerek antlaşmayla birlikte yeni görevler
verilmiştir. (Lozan Barış Antlaşması madde 45,46,47...55, 56).
Boğazlar: Boğazlar, görüşmeler boyunca üzerinde en
çok tartışılan konudur. Sonunda geçici bir çözüm getirilmiştir.
Buna göre askeri olmayan gemi ve uçaklar barış zamanında
boğazlardan geçebilecekti. Boğazların her iki yakası
askersizleştirilip, geçişi sağlamak amacıyla başkanı Türk olan
uluslararası bir kurul oluşturuldu ve bu düzenlemelerin Milletler
Cemiyeti'nin güvencesi altında sürdürülmesine karar verildi.
Böylece Boğazlar bölgesine Türk askerlerinin girişi yasaklandı. Bu
hüküm, 1936 yılında imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile
değiştirilmiştir.
Yabancı okullar: Eğitimlerine Türkiye'nin koyacağı
kanunlar doğrultusunda devam etmesi kararlaştırıldı.
Patrikhaneler: Dünya Ortodokslarının dini lideri
durumundaki patrikhanenin siyasi yetkilerinden arındırılarak
İstanbul'da kalmasına izin verildi.