Löseminin belirtileri nedir karın şişliğine dikkat!
Abone olÇocukluk çağının en sık rastlanan kanseri olan löseminin belirtilerinden birisi de karın şişliği.
Belirtiler konusunda dikkatli olmak löseminin erken dönemde
teşhis ve tedavi edilmesi açısından büyük önem taşıdığını
vurgulayan Prof. Dr. İdil Yenicesu, “2-8 Kasım Lösemili Çocuklar
Haftası” öncesinde hastalığın belirtileri ve tedavi yöntemlerine
dikkat çekti.
Löseminin, öncü kan hücrelerinin kontrolsüz çoğalmasıyla ortaya
çıktığını aktaran “Kemik iliğinde bulunan herhangi bir öncü kan
hücresi lösemik hücreye dönüşebilmektedir” diyen Prof. Yenicesu, şu
bilgileri verdi:
“Bununla birlikte en sık rastlanan beyaz kan hücrelerinden
kaynaklanan lösemi gelişimidir. Lösemi hücreleri hızla ve
kontrolsüz çoğalmaktadır. Ayrıca ölmeleri gereken dönemde ölmeyen
bu hücreler, kemik iliğini normal kan hücrelerinin üretimini
engelleyecek şekilde işgal etmekte ve buradan kana karışmaktadır.
Kan yoluyla vücudun lenf bezleri, dalak, karaciğer, beyin,
omurilik, testisler gibi diğer organlarına da yerleşmektedirler.
Kontrolsüz çoğalmaya devam eden lösemi hücreleri bu organların da
görevlerini yerine getirmelerine engel olur.
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİYLE İLGİLİ HASTALIKLAR
LÖSEMİ RİSKİNİ ARTTIRIYOR
Erişkinlerde görülen kanserlerin tütün, şişmanlık, hareketsizlik
gibi bilinen birçok risk faktörü olmasına rağmen çocukluk çağı
lösemileri için bilinen birkaç risk faktörü mevcuttur. Genetik risk
faktörleri arasında; çocuğun down sendromu, Li-Fraumeni sendromu,
nörofibromatozis, fankoni aplastik anemisi olması sıralanabilir.
Ayrıca Ataxia-Telangiectasia, Bloom sendromu, Wiskott-Aldrich
sendromu, Schwachman-Diamond sendromu gibi bağışıklık sistemini
ilgilendiren bazı problemler de çocuğun lösemiye yakalanma riskini
arttırmaktadır. Yanı sıra kardeşinde lösemi varlığı olan çocuklarda
lösemi görülme riskini 2-4 kat daha fazladır. Ailedeki erişkinlerde
lösemi olması ise çocukta lösemi görülme riskini etkilemez.
Çocuklarda lösemi riskini arttıran çevresel faktörler; radyasyon,
kemoterapi, kimyasallara maruz kalma, bağışıklık sistemini
baskılayan ilaçların kullanımı olarak sıralanabilir.
ÇOCUKLUK ÇAĞINDA GÖRÜLEN DİĞER
HASTALIKLARA BENZEYEBİLİR
Belirtiler, lösemi dışında birçok sıradan çocuk hastalığında da
görülebilmektedir. Bu nedenle çocukta şüphe edilen belirti ve
bulgular olması durumunda bu konuda uzman bir hekime
başvurulmalıdır. Lösemi olan çocuklarda kırmızı kan hücreleri
üretilemediği için en sık görülen belirtilerin başında halsizlik ve
güçsüzlük gelmektedir. Diğer belirtiler; üşüme, baş ağrısı, nefes
darlığı ve solukluk olarak sıralanabilir. Bu çocuklarda sağlıklı
beyaz kan hücreleri üretilemediği için enfeksiyonlara karşı
dirençleri çok düşüktür. Ayrıca kan pulcukları üretilemediği için
kolay morarma ve kanamalar, sık ve ciddi burun ve diş eti
kanamaları oluşmaktadır. Lösemik hücrelerin kemiğin ve eklemin
içinde çoğalması nedeniyle sıklıkla ağrılar ortaya çıkar. Karaciğer
ve dalak da bu hücreler tarafından işgal edildiğinden bu organlar
büyür ve karın şişliği oluşur. Bazı lösemiler lenf bezlerinin de
büyümesine yol açmaktadır. Bu nedenle 2 santimetre ve üzerindeki
tüm lenf bezleri uzman bir doktor tarafından incelenmelidir. Bunlar
dışında nefes darlığı, yüz ve kollarda ödem, kusma, havale, döküntü
gibi çok çeşitli yakınmalar da lösemi işareti olabilmektedir.
TEDAVİDE EN ÖNEMLİ UNSUR LÖSEMİNİN
TİPİ
Tedavi başarısını arttıran en önemli etken, çocukluk çağı
lösemilerinin tedavisinde deneyim sahibi olan bir ekip ve tam
donanımlı bir merkez seçimidir. Tedavi seçeneklerini belirlemede en
önemli unsur löseminin tipidir. Lösemide esas tedavi kemoterapidir.
Ancak yüksek riskli hastalarda kemik iliği yani kök hücre nakli
kemoterapi sonrasında uygulanabilmektedir. Kemik iliği nakli
lösemide standart veya yoğun kemoterapi ile kür olma şansı düşük
olan çocuklara uygulanmaktadır. Örneğin başlangıç tedavisine yanıt
vermeyen lösemi hastaları, Philadelphia kromozomu pozitif lösemi
hastaları veya tedavisi bittikten sonra hastalığı tekrarlayan
lösemiler kemik iliği nakli olmaya aday hastalardır. Bunun dışında
lösemide hedef tedaviler, ışın tedavisi ve nadiren de olsa cerrahi
tedavi yöntemleri de kullanılabilmektedir.”