Londra'da dikkat çeken Türkiye paneli

Abone ol

Cumhurbaşkanlığı tarafından düzenlenen “Bugünün Türkiye'si” panellerinin dördüncüsü Londra’da gerçekleştirildi. Panele Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Gülnur Aybet ve SETA Stratejik Araştırmalar Direktörü Doç. Dr. Hasan Basri Yalçır konuşmacı olarak katıldı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın himayesinde ilki New York'ta düzenlenen "Bugünün Türkiye'si" panaller dizisinin dördüncüsü Londra'da gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Gülnur Aybet, Türkiye'nin NATO'daki tecrübelerini Suriye'nin yeniden inşasında kullanabileceğini söyledi. Doç. Dr. Hasan Basri Yalçın ise ABD'nin Suriye'de terör örgütleriyle tehlikeli bir oyuna girdiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanlığı tarafından düzenlenen “Bugünün Türkiye’si” paneller dizisinin yeni etabı, “Değişen Ortadoğu’da Türkiye’nin Rolü” başlığıyla 12 Aralık tarihinde Londra’da gerçekleştirildi. Naval and Military Club’ta gerçekleşen panelde, her biri alanında uzman Türk ve İngiliz konuşmacılar İngiliz kamuoyuna Türkiye gündemini anlattılar. Panele medya temsilcileri, akademisyenler, sivil toplum örgütleri ve düşünce kuruluşları katıldı.

İngiltere’nin önemli düşünce kuruluşlarından Defense and Security Forum’un Başkanı Lady Olga Maitland’ın moderatörlüğünü üstlendiği panelde; Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Gülnur Aybet “Ortadoğu Bağlamında Türkiye’nin Batı ile İlişkileri ”, SETA Stratejik Araştırmalar Direktörü Doç. Dr. Hasan Basri Yalçır ise “Türkiye’nin Ortadoğu Politikasındaki Dönüşüm” başlıkları altında konuştular.

"TÜRKİYE'YE RAĞMEN SURİYE'DE KALICI ÇÖZÜM İMKANSIZ"

Prof. Dr. Gülnur Aybet konuşmasında bölgesel reel politik ve değişen dünya düzenini eksen alırken, kendine yeten ve rekabetçi bir savunma sanayiine sahip olmanın, sürdürülebilir büyüme ve bölgesel istikrarın önemine değindi. Aybet, Dünya’daki değişimi birlikte yönetir hale gelmenin, ülkelerimiz için karşılıklı kazan kazan avantajı sağlayacağını vurgularken, tüm bunları başarmanın ise 90’ların Türkiye’sindeki statik yaklaşım ile mümkün olmayacağının altını çizdi. Aybet şöyle konuştu:

“Dünya değişti. Bölge değişti. Türkiye değişti. Artık değişik partnerlerimiz ve farklı yaklaşımlarımız var. Türkiye, Astana görüşmelerine dahil olan tek NATO üyesi. Aynı zamanda Afganistan’daki barış sürecinde de önemli deneyim sahibi olan tek NATO üyesi. Türkiye buradaki tecrübesini Suriye’de barışı yeniden tesis etme sürecinde kullanabilir. Suriye’de kalıcı barış ve istikrarı sağlayacak politik çözümü ve savaşın sonlanmasını Türkiye’nin rolü olmaksızın öngörebilmek imkansızdır.”

Konuşmasında 2016 yılındaki PKK terör saldırılarından, sınırlarımızı DEAŞ’tan temizleme zorunluluğundan, Afrin operasyonu ile YPG’nin önemli güç kaybına uğratıldığından, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı’nın hedef ve sonuçlarından da bahseden Aybet, Türkiye’nin güvenlik önceliklerini “Gülen, PKK, PYD, DEAŞ terör örgütleriyle aynı anda savaşmak” olarak özetledi.

"TÜRKİYE İÇİN BU YENİ BİR BAŞLANGIÇ"

Doç. Dr. Hasan Basri Yalçın ise konuşmasında öncelikle Türkiye’nin güvenlik ve dış politika alanında son dönemde yaşadığı dönüşüme işaret etti. Dünyada küresel sistemde meydana gelen değişikliklerin Türkiye üzerinde diğer ülkelerden daha çok etkisi olduğunu belirten Yalçın şöyle konuştu:

“Türkiye demokratikleşmeyi savunurken Türkiye’nin uzun yıllar sahip olduğu müttefikler demokratikleşme değil de sadece statükodan yana tavır koydular. Buna karşılık Batılı ortakları uzun müddet Türkiye’nin yanında tavır almaktan kaçındı. Türkiye ise iki yıl boyunca özellikle 3 farklı terör örgütünün saldırısı ile karşı karşıya kaldı. FETÖ, PKK ve DEAŞ üçü birden Türkiye’ye yönelik saldırılar yaparken Batılı ortakları bunu uzaktan izlediler. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türkiye artık bu işin daha fazla sürdürülemeyeceğini gördü ve ittifak ilişkilerini gözden geçirdi. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Putin ile yaptığı görüşmeden sonra Suriye politikasını yeniden belirledi. Bu çerçevede Türkiye Fırat Kalkanı Harekatı’nı yapabildi. Daha sonra Afrin Operasyonu’nu gerçekleştirdi. Astana süreci başlatıldı ve Türkiye böylesine karmaşık bir coğrafyada olmasına rağmen son dönemde artık herhangi bir sistematik terör saldırısının altında değil. Bu sayede Türkiye kendi güvenliğini Suriye’de kendi gücüyle sağlayabildi. Yeni ve daha otonom bir Türkiye’nin inşası için bu bir başlangıçtır. Türkiye bundan sonra kuracağı ittifak ilişkilerini de çeşitlendirecektir.”

"ABD'NİN OYUNU KORKUNÇ DERECEDE TEHLİKELİ"

Yalçın konuşmasında ayrıca Amerika’nın Suriye’de uyguladığı stratejinin bir terör örgütünü başka bir terör örgütüne karşı kışkırtarak yürütülen bir strateji olduğunu dile getirdi. Amerika’nın halen aynı yöntemleri uyguluyor oluşunun korkunç derecede tehlikeli bir oyun olduğunu vurguladı: “Amerika 30.000 – 40.000 civarında silahlı militan yetiştirip silahlandırırken Türkiye’nin bu konuda rahatsız olmaması mümkün değil. Bu çerçevede dün Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın söylediği şekilde artık Fırat’ın doğusuna da bir operasyon gündeme gelmektedir. Türkiye güney sınırlarının bir kısmını temizledi ama bugün Fırat’ın doğusunda halen çok ciddi bir terör var”.

Panelin soru cevap kısmında Türkiye’nin Rusya ve İran ile olan ilişkileri gündemdeydi. Sorulara cevaben Türkiye’nin yeni dönemde geçmişteki örneklerden edindiği tecrübeler ile artık tek taraflı ittifaklar kurmayacağı, kapsamlı ittifak ağları oluşturacağı, dolayısıyla gerekli şartlarda İran ile gerekli şartlarda ise Rusya ile işbirliği yapabileceği dile getirildi. Bu nedenle Türkiye’nin sadece Nato’ya hizmet eden sadık bir müttefik olarak algılanmaması gerektiği, Türkiye’nin kendi kendini tahkim eden, üreten ve kendi güvenliğini sağlayan bir aktör olduğu dile getirildi.

Geçen Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Konseyi’nin hemen öncesinde ilk olarak New York’ta, ardından T.C. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya resmi ziyareti sırasında Berlin’de ve geçen Kasım ayında G-20 Zirvesi öncesinde Buenos Aires’te düzenlenen “Turkey Today/ Bugünün Türkiye’si” panellerinin yeni durağı İngiltere oldu.

Günün Önemli Haberleri