Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
En son yazacağımı baştan yazmak isterim…
Allah Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’a güç
versin…
Bakanlık koltuğuna oturduğu günden bugüne kadar geçen süreçte bir
gün dahi rahat edemedİ!..
Bir yandan küresel ekonomik baronlara karşı mücadele veriyor diğer
yandan da ülkesindeki işbirlikçiler tarafından kendisine yönelik
yapılan algı operasyonlarına karşı!
Aslında sürpriz değil!..
Bu ülkede “Yerli ve Milli” olmanın kaderi
bu!
Çünkü;
Küresel ekonomi baronları kendi çıkarı yoksa hiç kimsenin
gözüne kaşına bakmaz…
Efsunlayamadıkları, kullanamadıkları milli kalmış muhataplarından
hiç hoşlanmazlar. Kullanacakları kuklaları
parlatır. Kullanacağı ülkeleri kuklaların eli ile
kur, faiz, enflasyon sarmalına sokar ve finansal olarak
kanını emer…
İşte bu vampirlere “ Dur” diyerek Türk
ekonomisinin kontrolünü elinde tutan Berat Albayrak üzerinden
aslında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hedeftir..
Hatırlayın Hazine ve Maliye Bakanı olmasının hemen ardından
küresel ekonomi baronlarının içerideki işbirlikçileri ile Berat
Albayrak’tan rahatsızlık duyan demeçlerini!..
O gün artık rahat bir şekilde yönlendirip kullanamayacakları
bir bakan gerçeği ile tanışacaklarını görmüşlerdi…
Korktukları başlarına geldi…
Berat Albayrak Türk ekonomisi, üzerine geçirilen deli gömleğini
çıkarıp atıp ekonomik bağımsızlığını ilan etti..
Berat Albayrak’a yapılan her saldırının aslında Tayyip
Erdoğan’a yapılan saldırı olduğunu ne yazık ki AK Parti içindeki
bazı kesimlerde hala anlayamadılar…
Tayyip Erdoğan’a güvenenlerin Berat Albayrak’ a güvenmemesi
haksızlık değil mi?
Bu oyuna gelinmemeli…
Peki neler oldu, neler oluyor?
Sevgili okurlar belki uzun bir değerlendirme ama gerçekleri görmek için mutlaka okumak gerekir..
Çünkü önemli bilgiler ışığında bu yazıyı sizlerle buluşturmak istedim...
*
İşte bugün Türkiye ekonomisi bir kez daha tarihi bir
virajdan geçerken, Bakan Albayrak bir kez daha küresel
ekonomik baronlarının hedefi olarak er
meydanında!
Yine Londra merkezli küresel saldırı…
Yine işbirlikçilerin içeriden algı operasyonları…
Ülkemizin bugün verdiği “Ekonomik bağımsızlık”mücadelesinin
bayraktarlığını Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak yaparken bu
‘şahsi’ mücadelesi olarak kamuoyuna
aksettirilmeye çalışılsa da, bu mücadele İstanbul-Londra hattında
aslında 3. kez bilek güreşinden başka bir şey değildir.
Yani Türk ekonomisini teslim alamayan Londra Türk
ekonomisinin bağımsızlığı için mücadele eden Berat Albayrak ile
hesaplaşıyor!..
Berat Albayrak neden hedef ? sorusunun cevabı işte bu!..
Bugün ilk iki mücadelede Türkiye'den beklenmedik hamleler yiyen Londra son barutlarını atarak Türk ekonomisi üzerindeki emellerini yitirmemek için çırpınıyor!
Peki Berat Albayrak hangi planlarını bozdu?..
*
Türkiye 18 yıllık AK Parti iktidarları boyunca ekonomide devrim
niteliğinde adımlar atarken, kalkınma alanında arzu ettiği
sıçramayı bir türlü hayata geçirememişti...
Çünkü;
Dünyada para bolluğu yaşandığı dönemde ekonomi yönetimi,
devletin gelirlerini garanti altına almak için en kolay yöntemi
seçmişti.
Değerli TL sayesinde yüksek ithalata dayalı vergi geliri
sağlamak.
Elbette bu tatlı gelirin acı bir faturası vardı.
O da TL’nin değerinden dolayı Türkiye’de yatırım yapmanın
maliyetinin yüksek olması.
Yani 1 dolar = 1 TL prensibi üzerine inşa edilen sistemde
sanayiciler birer birer ithalatçı oldu.
O dönemler tatlı ithalata dayalı vergi gelirinin devamı için
TL’nin değeri düşmesin diye yüksek tutulan politika faizi, tüm iş
dünyasını düşük faizli dolar ile borçlanmaya itti…
Risklere karşı hiçbir önlem alınmadı!..
Peki bunlar bu millete neden anlatılmaz!..
AK Partililer bilmez mi?
*
İşte önlem alınmayınca adeta ihale Berat Albayrak’ ın üzerine
kaldı..
Bakan olduğu ilk gün devreye girip oyunu bozdu. Yeni
Ekonomi Programı ile hayata geçirmek istediği ve adına “Değişim”
dediği olgu aslında o hiçbir önlem alınmayan ekonomi yaklaşımının
tamamen değişmesiydi.
Ne yaptı?
Yüksek katma değerli, ihracata ve istihdama dayalı üretim
modeline geçiş için düğmeye bastı.
İşte bunun için de dış müdahalelerden etkilenmeyecek bir Türk
Lirası ihtiyacı vardı.Yani Türk Lirası üzerindeki oynaklığı
engelleyecek, kur, enflasyon ve faiz sarmalına Türkiye’nin bir daha
girmemesini garanti altına alacak bir sistem ihtiyacı söz
konusuydu.
Bunun için de tek şart TL’nin değerinin ve faizinin
Londra’da değil İstanbul’da belirlenmesiydi.
Çünkü parasının değerini, kur ve faizini yönetemeyen
hiçbir ülke tam bağımsız olamazdı…
Acı ama gerçek Türkiye tarihinde hiçbir zaman bunu kendisi
yönetemedi.
İşte “Bağımsız Türk Ekonomisi Modeli” ile
yaşanan değişim, Bakan Berat Albayrak’ a yönelik iç ve dış
saldırıları artırdı...
Peki bunlar neden bu millete anlatılmaz ki!..
Hadi muhalefet kasıtlı saldırıyor!..
AK Parti nerede?
*
Hatırlayalım…
İlk bilek güreşi Ağustos 2018’de yaşandı. Rahip bahanesi ile
Türkiye ekonomisinin doğrudan hedef alındığı dönemde, Londra’da bir
cuma gecesi mesai saati dışında olmasına rağmen Asya piyasaları
üzerinden alışkın olunmayan bir saldırı yaşandı.
Kur için 8 liraya tırmanış opsiyonlu açığa satışlarla
hedeflenmişti.
O günlerde Londra “Benim elimde sende olandan daha
fazla TL var. Başa çıkamazsın.” diyerek Türkiye'yi tehdit
etti!
Yani Türk ekonomisine “teslim ol” denildi.
Peki bunlar bu millete neden anlatılmaz!..
Mücadele devam etti...
Peki ne oldu?
Karşılarında yerli ve milli bir lider, milli bir bakan ve milli
ekonomi kurmayları vardı…
Bakan Albayrak Londra’nın Türk Lirası’na saldırmasını engellemek
için SWAP adımları devreye aldı. 7,20’lerde önü kesilen dolar
zamanla 5,70’lere kadar geriledi.
Fakat Londra için sıkıntı yoktu. Sert bir cevap almışlar ancak
ellerindeki TL bolluğu sebebiyle canları yanmamıştı.
Bakan Albayrak’ ın yeni yaklaşımı, Londra’daki TL bolluğunu,
Türkiye’ye karşı olası saldırılara cephane olarak kullanılmaması
üzerine kuruluydu.
Çok kritik bir süreçti..
Türkiye, tüm dünyanın birlik olarak sınırlarında kurmaya
çalıştığı terör devletine karşı tarihi bir mücadele başlatmış 100
yıllık bir planı bozuyordu.
Yeni Ekonomi Programı ile ekonomideki toparlanma taraflı tarafsız
herkesten pozitif eleştiri aldı. Atılan adımlar, TL likiditesinde
Türkiye’nin elini daha da güçlendirmişti.
Peki AK Parti bunları neden anlatmaz!
Nasılsa Berat Albayrak hedefte mi?
*
Ama Türkiye'nin bağımsız milli ekonomi modeline karşı
Londra'nın hain planları bitmiyordu…
Altın vuruş yapmak için bu kez 2019 Mart seçimlerine günler kala
Londra’dan akıl sır ermeyen bir hamle geldi..
Dünyaca ünlü bir yatırım bankası olan JP Morgan tarafından
TL’nin değeri üzerinde tamamen spekülasyona dayalı bir rapor
yayınlandı.
Hesap belliydi..
Bir duvar yıkılacak, kurun 10’un üstüne çıkmasının önlerinde
hiçbir engel kalmayacak ve seçim sabahı iktidar vatandaşa
hiçbir şey anlatamayacaktı.
Kaldı ki, bugüne kadar hep yapanın yanına kar kalmıştı.
Ama Londra’nın hesaba katmadığı, Türkiye’nin Bakan Berat
Albayrak ile vereceği tepkinin dozuydu.
2. Swap hamlesi ile Londra tamamen neye uğradığını şaşırmıştı.
Tokadı yediler!
Öyle ki açığa sattıkları ama yerine koyamadıkları TL için tarihi
faizler ödediler. Türkiye üzerinden elde edecekleri belki bir
yıllık karı bir gecede faiz olarak ödemek zorunda kaldılar!
Yani her zaman Türkiye’ye ödettikleri faizi bu kez onlar Türk
Lirası bulabilmek için ödemişlerdi.
Bunları da bu millete anlatmazlar!
*
Şimdi düşünün;
Bunlar Berat Albayrak’ a düşman olmasınlar da kime düşman
olsunlar!
Çünkü İstanbul, Türk Lirası’nın değerinin belirlendiği yeni merkez
olma yolunda hızla yoluna devam ederken, Türkiye ekonomisi de en
büyük kırılganlığından ve en büyük prangadan kurtuluyordu.
Türkiye tarihinde ilk defa yıllık bazda rekor bir cari
fazla vererek 2019’u kapatmıştı.
Bu şu demekti.
Artık gelirlerimiz giderlerimizden fazlaydı ve rekor açıkları
finanse etmek için dövize ihtiyacımız yoktu.
Bu daha az borçlanma anlamına geliyordu. Bu daha az faiz ödemek anlamına geliyordu. 2019 yılı öngörülenden daha az faiz ödemesi ile kapanmıştı…
Bu başarı Londra’yı (Ekonomik baronları) çılgına çevirdi...
Hadi hepsini geçtik!..
Peki bunlar bu millete neden anlatılmaz!..
Bakan tek başına mı savaş meydanın da!..
Teşkilatlar, Genel Merkez, Milletvekilleri ekonomik savaşın neresinde!.
*
Yakalanan ivme “Değişim” idealine güveni de
artırırken önemli bir hava oluşturmuştu. Türkiye’de ilk defa
Hazine’den Sorumlu Bakan 30 ilde buluşmalarla reel sektörün
ayağına gidiyordu.
Kolay değil 24’lere çıkan politika faizi 4-5 ayda 10
puandan fazla düşmüştü.
Albayrak göreve geldiğinde yüzde 30-40 aralığına kadar
çıkan piyasa faizleri tek hanelere, yüzde 7-8’lere kadar
gerilemişti.
Faizlerdeki bu düşüş, üretimi yeniden canlandırıyor, ekonomik güven
ve üretim kapasitesi her geçen gün artıyordu.
Değişim ideali hayata geçiyordu.
Peki ya bunları kim anlatacak!..
Pardon!..
Berat Albayrak var ya!
*
Ama küresel ekonomi baronları teslim olmadı…
Londra eksenli yabancı finans medyası üzerinden piyasalar üzerinde
korku hakim kılınmaya çalışılıyordu...
Dolar 8 olur 10 olur yok mu artıran diye aralarında
yarışıyorlardı.
Her fırsatta yakından tanıdığımız Türkiye’yi karalamaya
çalışan bir ekip ( BBC Türkçe, Guardian, FT,
Bloomberg, Reuters) iş başındaydı.
Vatandaş korkutularak dövize yönlendiriliyordu. Hedef bir kez
daha döviz talebini şişirmek, kuru sıçratmak, sonucunda enflasyon
ve faiz sarmalını güçlendirmekti.
2019 öyle bir yıl oldu ki, finans çevrelerinin olmaz dediği oldu.
Aynı anda hem kur hem enflasyon hem de faizler düştü.
Faizler 10 puandan fazla düştü ama kur yukarı yönelmedi. Halbuki 1
yıl boyunca “faize dokunmayın kuru tutamazsınız
“diyorlardı.
Süreç Bakan Albayrak yaklaşımının öngördüğü şekilde ilerlerken
hesapta olmayan dünyayı etkisi altına alan COVİD-19’un
ekonomik etkileri karşımıza çıktı.
Türkiye süreci her yönü ile çok iyi yönetirken
şaşkınlık yaşayan Londra’nın “İNTİKAM” emeli
yeniden ortaya çıktı…
Evet bunlar neden bu millete anlatılmaz da Berat Albayrak yalnız bırakılır!..
*
Londra'nın hainliği bitmedi...
Tüm dünyada ticaret yavaşlamaya başlarken, gelişmekte olan
ülkelerden sermaye çıkışları yaşanmasını fırsat bilen Londra,
Türkiye ekonomisine bu gelişmelerin arkasına saklanarak
saldırdı...
Amaç belliydi.
Hızla düşen faizin, yakalanan özgüvenin ve değişen küresel
ticaret dengesinin en büyük potansiyel oluşturduğu ülkeyi
zayıflatmaktı.
Döviz gelirlerindeki azalış ve oluşan takas ihtiyacında yine
piyasaları ve vatandaşı tedirgin etmek için “Rezervler
eridi” spekülasyonu ortaya attılar...
Unutmayın...
Bu korkutma girişiminde daha önce başarılı olmuşlar ve
yerleşiklerin döviz mevduat hesaplarını 200 milyar doların üzerine
çıkarabilmişlerdi!
SWAP kanalları kapanan Londra, Türkiye’ye saldırmak için TL
cephanesine ihtiyaç duyuyordu.
Öyle bir hain plan ki;
Bunun için yüksek faizle Türkiye’de mevduatlarda duran ya da
kredi kanallarında bekleyen TL’yi Londra’ya taşımaya
çalıştılar.
Şahısların TL hesaplarından firmaların kredilerine kadar her
ihtimali denediler.
Amaç yine aynıydı.
Olası döviz ihtiyacını fırsata çevirmek. Yeniden yüksek
faiz, yeniden enflasyon oluşturmak yani faiz gelirlerinden asla
vazgeçmek istemiyorlardı.
Bunu yapanlar belliydi.
Ama yüzsüzlerdi.
Daha önce aynı hamleleri ABD ve Avrupa’da yapmış ama rekor
cezalarla karşılaşmışlardı.
Türkiye’den böyle bir ceza beklemiyorlardı.
Fena yanıldılar…
Çünkü karşılarında yerli ve milli bir lider ve ekonomiyi yöneten
bir bakan vardı..
Bu kez ceza ile canları acıdı. Türkiye aleyhine yapılan bir girişim
daha karşılıksız bırakılmadı.
Aylardır yürütülen “rezerv” algı hamlesi Bakan Albayrak’ın
“Rezervler fazlası ile yeterli. En ufak borç çevirme riski yok”
açıklaması ile çöktü…
Ama öyle hinoğlu hinler ki!..
Bu açıklamadan 2 gün sonra yatırımcılara benzer mesajlar
verilirken, devreye alınan arka kapı yolları ile Türkiye bir kez
daha fakirleştirilmek, korkutulmak istendi.
Küresel salgın ve hastalık bahanesiyle, millet “yarın işim olacak
mı ?”diye düşünürken ve devlet tüm imkanlarıyla, tarihinin en geniş
kapsamlı desteklerini vatandaşa, esnaf ve sanatkara, şirketlere
sunarken; Londra Ağustos 2018 ve Mart 2019’da duvara toslamasının
acısını çıkarmak için var gücü ile saldırdı...
Yeni süreci de fırsat bilerek Berat Albayrak’ı yalnızlaştırıp,
Londra’nın İstanbul üzerinde tahakküm kurmasını “Piyasa kuralları”
olarak gösterenleri “Cici Çocuk” olarak parlatmaya
devam etti..
Çünkü Berat Albayrak Londra’nın kuklası olan ne bir
Kemal Derviş ne de Ali Babacan’dı!.
Ne de olsa kraliçenin (Londra) kayıtlı prenslerinden biri…
Babacan 9 Nisan’da FOX TV’de küresel ekonomi baronlarının sesi
olarak ne diyordu. “Türkiye IMF ile yeniden
anlaşmalı.”
Bunlar bu millete neden anlatılmaz!..
Neden bütün açıklamayı yapmak Berat Albayrak'ın üzerine yük olarak kalır..Bu mücadele Türkiye'nin milli mücadelesi değil mi? diye sormamak mümkün mü?
*
Devlet Bahçeli’nin son açıklaması nokta atış oldu..
Ne söyledi;.
“IMF heyetiyle otel lobilerinde kulis yapanlar Türkiye
ekonomisine atıp tutuyorlar. Çok başarılı bulduğumuz Sayın Berat
Albayrak'a verip veriştiriyorlar! İnsanda biraz edep olur, biraz
erdem olur, Kemal Derviş'in yardakçıları, devşirilmiş ucubeler Türk
milletini kandıramazlar.”
Erdoğan ve Bahçeli’nin güçlü sesi olmasa Bakan Albayrak yalnız!
Sevgili okurlar Londra'nın planı öyle hain ki!..
Vatandaş gelirini, sanayici, esnaf, çalışan işini
kaybetmesin diyerek en düşük maliyetlerle verilen destekleri
baltalamak için, piyasalara sunulan 200 milyar TL’yi Londra’ya
çekmek için Türk Lirası’na Londra’da yüzde 25’lerde faiz
veriyorlar..!
Yani ülkemizde yabancı firmalara kredi çektirerek Londra’da hesap açtırıyor, içerideki işbirlikçileri ile TL mevduatları Londra’ya taşımak için türlü kurnazlık yapıyorlar...
Ama bütün planlarını Bakan Berat Albayrak hamleleri ile bozarak derslerini veriyordu...
*
Bu vatanın bir evladı olarak üzülüyorum..
Çünkü bu ülkede Tayyip Erdoğan'ı vurmak için Berat Albayrak'ın üzerine kasıtlı oynayanların bütün anlattığım bu gerçekleri görmelerine rağmen Londra'nın değirmenine su taşımaları bu ülkeye ihanetten başka bir şey değildir...
Diyeceğim şu ki;
Bu mücadele Berat Albayrak’ın değil Türkiye’nin mücadelesi..
Bütün bunlar bu millete anlatılmalı, Berat Albayrak bu mücadelesinde yalnız bırakılmamalıdır..
Bakın...
Türkiye’yi yüksek faize ve kendi kurallarına mahkum etmek isteyenlerle mücadeleden şimdi geri durursak, bir daha “Bağımsız ve Milli” bir ekonomi için hayal dahi kuramayız!
Özetle...
"Paranızın değerini ben belirlerim" diyen Londraya karşı “Parasının değerini, kur ve faizini, kendisi belirlemeyen hiçbir ülke tam bağımsız değildir.” diyen yerli ve milli bir Bakan.
Peki bilinçli şekilde operasyon çekilmeye çalışılan böyle bir bakan gerçeğine bu millet sahip çıkmayacakta kime sahip çıkacak!.
Dostlar!..
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'tan hiç kimse Londra-Washington-Brüksel üçgeninin adamları olan Kemal Derviş ve Ali Babacan çıkmasını beklemesin!..
O zaman;
Türk ekonomisini o küresel üçgene anahtar teslim yapın olsun bitsin!
Devlet Bahçeli'nin sözlerini bir kez daha okuyun!