Lokanta önünde bekliyorlar
Abone olNijer Dünyanın en fakir ülkelerinden. Lokanta önlerinde yüzlerce çocuk elerinde boş tabaklarla bekliyorlar.
Dünyanın en fakir ülkelerinden Nijer'de açlık ve salgın
hastalıklardan dolayı 5 yaş altındaki her 4 çocuktan biri ölürken,
ülke nüfusunun 3'te 1'i açlık tehlikesi yaşıyor. Orta Afrika
ülkelerinden 12 milyon nüfuslu Nijer, zengin uranyum yataklarına ve
Afrika'nın Nil'den sonra en büyük nehri olan Nijer'e sahip olmasına
rağmen kuraklık, açlık ve salgın hastalıklarla mücadele ediyor.
Uranyum yatakları Fransız şirketlerce işletilen ve maddi
imkansızlıklardan dolayı üzerinde baraj kurulamadığı için
değerlendirilemeyen Nijer Nehri'ne sahip ülkenin topraklarının
ancak yüzde 3'ü tarım arazisi olarak kullanılıyor. Geçen yıl
yaşanan kuraklık nedeniyle su sıkıntısı yaşanan ülkede, su
kaynakları kuruyor, mevcut tarım arazilerinin birçoğu ise her geçen
gün çölleşiyor.
Büyük şehirler dışında elektriğin olmadığı ülkede, insanların
günlük yaşamlarında ısınmada, yemek yapmada odun kullanmaları ise
bu ülkenin zaten az olan ormanlarını iyice yok ediyor. Nüfusunun
yüzde 15'i şehirlerde, yüzde 85'i ise kırsal kesimde yaşayan
Nijer'de geçen yıl yaşanan kuraklığın ardından hayvanları ölen ve
tarım arazilerinden ürün alamayan çok sayıda insan şehirlere göç
etmek zorunda kaldı. Şehirlere göç eden, ancak burada da iş
bulamayan insanlar, zor koşullar altında, her türlü hastalığa açık
alanlarda yaşam mücadelelerini güç şartlar altında veriyorlar.
LOKANTALAR ÖNÜNDE BEKLEYEN ÇOCUKLAR...
Nijer'in başkenti Niamey ve büyük şehirlerinden Maradi'de
sokaklarda üstü açık lokantalar önünde bekleyen yüzlerce çocuk
ellerindeki boş tabaklarla dikkat çekiyor. Yemek yiyenlerin
bırakacağı artıkları bekleyen bu çocuklar, günde bir kez
tabaklarını doldurmaları halinde hem kendi karınlarını, hem de
ailelerinin karınlarını doyurabiliyorlar. Tek tip beslenmenin hakim
olduğu ülkede genelde ''mil'' olarak adlandırılan ve Türkiye'de
''muhabbet kuşu yemi'' olarak da bilinen darı tüketiliyor. Sabah,
öğlen ve akşam insanların darıyla karınlarını doyurmaya çalıştığı
Nijer'de, darının içine iki üç damla süt katabilen veya çekirge
kızartması ekleyen ise kendisini şanslı hissediyor.
''TEK TİP BESLENME HASTALIKLARA YOL AÇIYOR...''
Nijer'de incelemelerde bulunan Yeryüzü Doktorları Derneği Türkiye
Temsilcisi Doç. Dr. İhsan Karaman, AA muhabirine, Nijer'de tek tip
beslenmeden dolayı insanların çeşitli hastalıklara yakalandığını
bildirdi. Doç. Dr. Karaman, ülkede sadece 200 doktorun olduğunu ve
hastane sayısının çok az olduğunu belirterek, tek tip beslenmeden
kaynaklanan hastalıkların insanları ölümle yüz yüze bıraktığını
ifade etti. Nijer'de ortalama insan ömrünün 39 olduğuna işaret eden
Doç. Dr. Karaman, bu rakamın Türkiye ve gelişmiş ülkelerle
kıyaslandığı zaman ne kadar düşük olacağının görülebileceğini
vurguladı. Nijer Sağlık Bakanlığı verilerine göre ise 12 milyon
nüfuslu ülkede halen 3 milyon 600 bin kişi açlık tehlikesiyle karşı
karşıya bulunuyor. Bu insanların tek mücadelesi ise açlıktan
ölmemek... Doktor sayısının az olduğu ülkede hastanelere gidebilen,
buralarda yatak bulabilen kendisini çok şanslı hissediyor.
Hastanelerin 4-5 kişilik odalarında onlarca hasta tedavi görürken,
hastanelerin bahçelerinde ise yüzlerce insan tedavileri için sıra
bekliyor. Ülkenin kırsal kesimlerinde ise insanlar maddi
imkansızlıklar nedeniyle hastanelere gidemiyor ve bu bölgelerde
hastalığın bir diğer adı ''ölüm'' olarak adlandırılıyor. Her 4
çocuktan birinin öldüğü Nijer'de, çocuklar tifo, sıtma ve sarıhumma
gibi hastalıklar nedeniyle yaşama erken veda ediyorlar.
KAMIŞTAN EVLERDE YAŞAM VE EĞİTİM...
Nijer'in kırsal kesimleri ve şehirlerin banliyölerinde kamışlardan
yapılan tek gözlü evlerde 15-20 kişi bir arada yaşıyor. Nijer
Nehri'nin ortasından geçtiği 1 milyonu aşkın nüfusu bünyesinde
barındıran başkent Niamey başta olmak üzere diğer kentlerin de
büyük kısmında çocuklar kamıştan yapılan okullarda öğrenim
görüyorlar. Okuma-yazma oranının erkeklerde yüzde 13, kadınlarda
ise yüzde 6 oranında olduğu ülkede, kamışlardan yapılmış okullara
giden çocuklar bile kendilerini şanslı hissediyorlar. Başbakanlık
binasının iki katlı olduğu Nijer'de, diğer bakanlık binaları da
mütevazi yapılarıyla dikkat çekiyor.
HAYATIN SU OLDUĞU ÜLKE...
Nijer'de suyun olduğu bölgeler yeşil ve ağaçlı görüntüsüyle dikkat
çekerken, su olmayan bölgeler çölleşen topraklarla kaplı. Nijer
Kalkınma Bakanı Monkayıla Modı, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
verimli olan ülke topraklarının sulu tarım yapılamadığı için
çölleştiğini belirtti. Yaptıkları araştırmada ülke topraklarının
altında su kaynakları bulunduğunu, bunların günyüzüne çıkartılması
için sondaj çalışması yapılması gerektiğini belirten Monkayıla
Modı, ancak devlet bütçesinin kısıtlı olmasından dolayı bu
çalışmayı yapamadıklarını belirtti. Monkayıla Modı, gelişmiş
ülkelerden Nijer'in yer altında bulunan su kaynaklarının sondajla
çıkartılması konusunda kendilerine yardımcı olmalarını talep etti.
Ülkesinin topraklarında her türlü sebze ve meyvenin
yetiştirilebildiğine işaret eden Monkayıla Modı, tarım arazilerinde
sulama suyuna sahip olmaları halinde ülkenin kaderinin
değişebileceğini vurguladı.
AYLIK KAZANCIN 10 AVRO, 1 LİTRE SUYUN 1 AVRO OLDUĞU ÜLKE...
Geçen yıl kuraklık nedeniyle tarım arazilerinin sulanamadığı
Nijer'de, 150 bin çocuğun yetersiz beslenme nedeniyle öldüğü
belirtildi. İçme suyu sıkıntısının en önemli sorunlardan biri olan
Nijer'de, halkın su ihtiyacını mikroplu sulardan karşıladığı
belirtildi. Mikroplu sulardan dolayı sıtma hastalığının yoğun
olarak görüldüğü ülkede, çocukların büyük kısmının karınlarının
şişkin olması sıtma hastalığının ne kadar etkili olduğunu
gösteriyor.
İnsanların aylık kazancının 10 avro olduğu ülkede, sağlıklı suların
satıldığı pet şişelerdeki suların fiyatının ise 1 avro olması
dikkati çekiyor. Kırsal kesimde yaşayan Nijerli kadın ve çocuklar,
içme suyu alabilmek için kilometrelerce uzaklıklarda bulunan
kuyulardan evlerine su getirmek zorunda kalıyorlar. Saatlerce su
sırasında bekleyen kadınlar, evlerine bir günde en fazla 10 litre
su götürebildiklerini kaydettiler. Öte yandan, Nijer'de yaşanan
açlık ve yokluğa karşın yağma, hırsızlık, cinayet gibi asayiş
olaylarının yok denecek kadar az olması dikkati çekiyor.
Nijerli emniyet yetkilileri, ülkenin bu kadar yokluğa karşı asayiş
yönünden çok güvenli olmasının ve cezaevlerinin boş olmasının
kendilerini çok mutlu ettiğini kaydettiler. Nijer'de yaşayan
insanlar ise 1960 yılında Fransız sömürgesinden kurtulup bağımsız
olmalarına rağmen yıllardır açlık ve yoklukla mücadele ettiklerini
bildirdiler. Ülkede uranyum gibi önemli kaynağa sahip olduklarını
ve bu kaynakların yabancı şirketlerce işletildiğini belirten
Nijerliler, en gelişmiş silahların bu madenle üretilmesine rağmen,
kendi halklarının açlığa mahkum edildiğini kaydettiler.
''SİZİ ÜZEN ÇOCUKLARINIZ NİJER'İ GÖRSELERDİ...''-
Nijer Sanayi ve Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi ve başkent
Niamey'in Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sidi Musa Ahmed, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, ülkesine Türk sivil toplum
kuruluşlarınca okul, hastane ve su kuyuları açılması yönünde
çalışmalar yapıldığını ve bu çalışmaları çok anlamlı bulduğunu
ifade etti. Türkiye'yi gördüğü için kendisini çok şanslı
hissettiğini anlatan ve Nijer halkının yokluktan kurtulması için
Türklere çok ihtiyacı olduğunu ifade eden Sidi Musa Ahmed,
''Başkaları bugüne kadar hep bizleri sömürmek için ülkemize geldi.
Ancak Türklerin ülkemize gelmesini çok istiyoruz.
Çünkü sizler bizleri sömürmezsiniz. Ülkemizin kaynaklarını birlikte
değerlendirdiğimiz takdirde hem biz hem de sizler kazanırsınız''
dedi. Sidi Musa Ahmed, Türkiye'ye gittiği zaman çocukların yemek
seçtiğini, okumak istemediklerini ve ailelerini üzdüklerini
gördüğünü ifade ederek, şunları kaydetti: ''Buradan Türk ailelerine
sesleniyorum; Çocuklarınız sizleri üzüyorsa, yemek seçiyorlarsa,
okumak istemiyorlarsa, onları getirin ülkemize. Buradaki çocukların
içler acısı durumunu görsünler. Ve ülkelerine döndükleri zaman
nasıl bir cennet içinde yaşadıklarının farkına varsınlar. Biz de
çocuklarımızın küçük yaşlarda dilencilik yapmasını, biz de onların
lokanta önlerinde artık yemek toplamalarını istemeyiz. Ama buradaki
çocuklar eğer bunları yapmazlarsa açlıktan ölürler.
Biz de çocuklarımıza her gün çikolata almayı isteriz, bizler de
onlara hayatın imkanlarını sunmayı isteriz...Ama yokluk,
kaynaklarımızı kullanamama, geri kalmışlık, cahillik ve sömürülme
bizleri bu hale getirdi. Bu nedenle Türklere çok ihtiyacımız var,
yeter ki onlar gelsinler...'' Sidi Musa Ahmed, iş gücünün ucuz
olduğu, tarım, sanayi ve inşaat gibi dallarda önemli potansiyele
sahip Nijer'e yatırım yapmak isteyen Türklere her türlü yardımı
yapmaya hazır olduklarını sözlerine ekledi.