Loizidu'ya var Adil'e yok!
Abone olGüney Kıbrıslı Loizidu'nun Türkiye aleyhine açtığı tazminat davasını jet hızıyla sonuçlandıran Avrupa, benzer uygulamaları görmezden geliyor.
Hürriyet gazetesinden Çiğdem Toker'in haberine göre Türk
vatandaşı Adil Buyan, dedesinin yıllar önce Gümülcine'de bıraktığı
35 milyon metrekarelik arazi için, tam 30 yıldır hukuk savaşı
veriyor. Yunanlılar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde, benzer
konuda açtığı davayı kazanan Güney Kıbrıslı Titina Loizidu'yu
alkışlarken, Adil Buyan'ın mahkemesinde yıllardır karar bile
vermiyorlar. Ankaralı fizik mühendisi Adil Buyan, Gümülcine'de
dedesinin 1. Dünya Savaşı sırasında bırakmak zorunda kaldığı 35
milyon metrekarelik gayrimenkul için 30 yıldır hukuk savaşı
veriyor. 1973 yılında açtıkları davayı Gümülcine mahkemesinde
kazandıklarını, ancak 1974 Kıbrıs Harekátı sırasında ‘‘dosyalarının
kaybolduğunu’’ söyleyen Adil Buyan, olağanüstü çabalarla davanın
yeniden ‘‘canlandığını’’, ancak Atina'daki Temyiz Mahkemesi'nin
yıllardır karar vermediğinden yakınıyor. Buyan, geçen hafta
Strazbourg'da sonuçlanan ve Türkiye'nin tazminat ödemeye mahkûm
olduğu ‘‘Loizidu davası’’yla karşılaştırıldığında, uğradıkları
haksızlığın açık olduğunu belirterek ‘‘Kimse bize sizin böyle bir
hakkınız yok demiyor. Ama karar da bir türlü çıkmıyor. Hakkını
arayan bir Yunanlı olunca, Türkiye'ye baskı uygulamayı biliyorlar’’
diye konuştu. Adil Buyan'ın anlatımına göre, adını taşıdığı büyük
dedesi Adil Ağa, sahibi olduğu Büyük ve Küçük Kavala çiftliklerini,
1. Dünya Savaşı sırasında terk etmek zorunda kalıyor. Yunanistan
Hükümeti'nin 1953 yılında arazi üzerinde yaptığı kamulaştırmadan
sonra, 1973 yılında ailenin hakkı olan ödemelerin yapılacağı
duyuruluyor. Bundan sonra dava süreci başlıyor. Gümülcine'de
kazanılan dava dosyasının 1974'te kaybolmasının ardından Adil Buyan
davaya müdahil oluyor. Atina Barosu'ndan bir avukatın çabalarıyla,
dosya bulunuyor ve dava yeniden canlanıyor. Ancak veraset
davalarının, usul hukuku yönü ağırlık taşıdığı için, Buyan'ın bu
davaya taraf olabilecek hayattaki bütün hissedarlarını tek tek
bulması ve kendileri değilse bile vekaletlerini getirmesi
isteniyor. Buyan, 24 varisin 22'sine ulaştığını, ancak iki kişiye
bir türlü ulaşamadığını anlatırken önemli bir noktayı ekliyor:
‘‘Temyiz Mahkemesi'nde bir dava senedi en çok bir kez görülebilir.
Karar çıkmazsa otomatik olarak bir yıl sonrasına gün veriliyor. Ve
evraktaki bir virgül hatası bile ertelemeye gerekçe
oluşturabiliyor. İstenen de zaten bu galiba.’’ Buyan, geçmişi
neredeyse bir yüzyıla yaklaşan uyuşmazlığın çözülmesi için, kendi
tasarrufundan ciddi paralar harcamış. Ancak yılmak üzere. 35 milyon
metrekarelik bi arazinin bugünkü rayicinin 100 milyon dolara
yaklaştığını belirterek ‘‘Ya toprağımızı, ya da paramızı
versinler’’ diyor. Kaynak: Hürriyet