Liyakat rafa kalkmış

Tülin Türkoğlu
Tülin Türkoğlu tulindindar@hotmail.com

Bolu’da Grand Kartal otelde hayatı kaybedenler arasında makine mühendisi Alp Mertcan ile Tıp Fakültesi öğrencisi Yiğit Mercan’da vardı. İki yakın arkadaş çığlık seslerine uyandıklarında alt katta oldukları için hemen dışarı çıkıyorlar.

Dışarı çıktıklarında otelin içinden gelen yardım edin çığlıklarına kayıtsız kalamıyorlar. Tekrar insanlara yardım etmek için içeri girdiklerinde otelden çıkamayıp hayatını kaybediyorlar.

İki gencecik insan yardım çığlıklarına kayıtsız kalamazken,

Bu duyarlığın bedelini hayatlarıyla ödemişken,

İnsanlık adına biz kurtulduk onlarda başlarının çaresine baksın demeyi akıllarından geçirememişken,

Fedakârlık etmenin karşılığını ölmekle vermişken,

Ne Bolu Belediye Başkanının

Ne Bolu İtfaiye Müdürünün

Ne de Kültür ve Turizm bakanın istifa etmek gibi bir duruşu söz konusu değil.

Hiç kimse cesaret gösterip, koltuğundan vaz geçip ben bu sorumluluğu alıyorum ve istifa ediyorum diyemiyor.

Bu nasıl bir siyasi hırstır.

Ancak birbirlerini suçlayarak, bu halkın zekasıyla dalga geçerek, yaşanan acıları hafif görerek günü kurmanın derdindeler.

Oysa vicdanlarının sesine kulak verseler gereğini yapacaklar. Ama vicdanlar tutsak.

80 canın gittiği bunun 36’sının çocuk olduğu biliniyor. Böyle rapor edilmiş. Rapor demişken yangının sonradan ilave edilen cafeteryada çıktığı belirtilmişti. Ancak yangın cafeteryada değil dördüncü katta mutfak bölümünde çıkmış ve tüm oteli sarmış. Böyle bir raporun kesin delillerle hazırlanmaması büyük özensizlik ya da siyasi baskının tezahürüdür.

Bu ülkede ihmaller sonucu yaşanan tüm olaylarda ne sorumlular hak ettiği cezayı aldı, ne de ben işimi kurallara uygun olarak yapmazsam hukuk beni cezalandırır algısı oluştu.

Bu algının oluşmaması en az bu yangın kadar acı bir durum.

Hukuk sisteminin adil bir şekilde işlediği,

Tüm insanların hukuk önünde sıfatlarından arınmış olarak,

Hukuk önünde eşit bir şekilde yargılandığı dünyada belediye başkanı, bakan, üst düzey yöneticide yargılanırdı.

Ama burası Türkiye…

Artık bu ülke vatandaşları orantısız güçten,

Tarafgir siyasi sistemden,

Hatta oy verdikleri partilerin duruşundan bile rahatsız olmaktalar.

Vatandaş mutlak suretle sisteme güven duymalı, hukukun verdiği kararlara inanmalı…

Var mı bu konuda kani olan

Böyle büyük bir acının yaşandığı günde bile partizanlık yapılıyor, yandaşlık yapılıp gerçekler perdeleniyor.

Kimse sorumluluk almıyor,

İstifa etmek erdeminde bulunmuyor,

Gerçek felaket bu…

Fay hattı üzerinde kaçak otel yapılmış. Kaçak bölümlere göz yumulmuş, iş yeri açma ve çalışma ruhsatı verilmiş, denetleme yapılmamış ek katlar ilave edilmiş, 3 bin metrekare denilen otel yayıla yayıla 10 bin metrekareyi bulmuş kimse neden sormamış, takip etmemiş bu kaçak alanları.

Bu ülkede vicdanlar büyük oranda kurumuş.

Liyakat rafa kalkmış.

Görmezden gelmek,

Duymazdan gelmek prim yapmış.

Ama eğer ki İslam inancına sahipsek mahşerde kaçacak yer yok emin olun!