Livni o soruyu cevaplamadı
Abone olDışişleri Bakanı Tzipi Livni Ankara'daydı. Gündemi işgal eden o konuyla ilgili bir soru bakana yöneltildi.
İsrail Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Tzipi Livni, İsrail ve Filistin arasındaki ihtilafa son verecek en iyi yöntemin, ''iki devletli çözüm'' olduğunu söyledi.
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün daveti üzerine Türkiye'ye resmi ziyarette bulunan Livni, Gül ile Dışişleri Bakanlığı'nda yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısına katıldı.
Ankara programı çerçevesinde öncelikle Anıtkabir'e gittiğini hatırlatan Livni, daha önce de Anıtkabir'i ziyaret ettiğini, ancak bu seferkinin, sadece İsrail hükümetinin değil, İsrail halkının saygısını da göstermek açısından önemli olduğunu söyledi.
Livni, Atatürk'ün ''Sadece Türkiye için değil, özgürlük ve demokrasiye inanan tüm halkların lideri olduğunu'' söyledi.
İSRAİL-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ
İsrail-Türkiye ilişkilerini ''mükemmel'' olarak niteleyen İsrail Dışişleri Bakanı, görüşmelerde ilişkilerin daha da geliştirilmesi konusunda neler yapılabileceğinin ele alındığını bildirdi. Liderlerin attıkları adımlarla halkların bir araya gelmesini kolaylaştırdığını ifade eden Livni, iki ülke arasındaki ticaret hacminin ikiye katlanmış olduğuna işaret etti ve görüşmede yeni fırsatların yaratılması konusunun da gündeme geldiğini kaydetti.
Ortadoğu'da yeni tehlikelerle karşı karşıya olunduğuna belirten Livni, bu konuda Gül ile paylaştığı görüşlerini, bugün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e de ileteceğini söyledi.
İsrail olarak, Ortadoğu'da daha iyi bir gelecek istediklerini vurgulayan Livni, sorunu iki devletli çözüme ulaşabilecek bir düzleme taşımak, İsrail Devleti ile Filistin halkının özgürce yaşayabileceği bir Filistin Devleti'nin yan yana varolmasını istediklerini söyledi.
''Bazen liderler arasındaki görüşler farklı da olabilse de, İsrail'in çabalarının Filistin halkının çıkarına'' olduğuna işaret eden Livni, Ortadoğu'da yeni tehlikelerle baş etmeye çalışırken Türkiye'nin bölgedeki çıkarlarının gözetilmesinin de önemine değindi. Aynı demokratik değerlere sahip Türkiye ve İsrail'in, bölgeye daha iyi bir gelecek getirmek için aynı doğrultuda yürüdüğünü kaydeden Livni, ''Türkiye ve İsrail, bu eski vizyonu uygulamak için yeni bir ortam yaratabilmek açısından gerçekten mükemmel ilişkilere sahip'' diye konuştu.
İSRAİLLİ BAKAN NPT SORUSUNU YANITSIZ BIRAKTI
Basın toplantısında gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Livni, bir gazetecinin, İsrail'in NPT'ye (Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması) taraf olmayı düşünüp düşünmediği sorusuna yanıt vermedi.
İsrail Dışişleri Bakanı Livni'ye, ''İsrail'in Batı Şeria'dan çekilmeye yönelik tek taraflı bir planın daha önce yaşanan örneklerin tekrarına yol açıp açmayacağı'' konusundaki görüşleri soruldu. Tek taraflı adım atmanın İsrail'de benimsenen bir yöntem olmadığını söyleyen Livni, ancak, şu andaki sorunun çözümü için başka yol bulunamadığını ifade etti.
''En iyi yöntem iki devletli çözümdür'' diyen Livni, Filistin'deki ''terör örgütlerinin'' tahliyesinin mümkün görünmediğini savunarak, ''Çünkü Filistin'de seçimleri bir terör örgütü kazandı'' dedi.
Livni, İsrail olarak Filistinlilerin kendi kendilerini yönetmelerini ve sorumluluk almalarını istediklerini ancak mümkün olamadığını ifade ederek, ''İsrail, Filistinlilerin terör örgütüne karşı bir şey yapmamasından bıkmış durumda'' dedi.
Filistin'deki hükümet ve parlamentonun Hamas'ın kontrolünde olduğunu hatırlatan Livni, ''iki taraflı ve iki devletli çözüme yönelik adım atacaklarını'' yineleyerek, ''yol haritasına devam etmenin belki Filistin liderlerinin değil ama Filistin halkının çıkarına olacağını'' söyledi.
Ortaya bir çözüm koyup uluslararası toplumdan buna ''evet'' ya da ''hayır'' demesini beklemeyeceklerini de belirten Livni, Türkiye'nin sadece İsrail'in değil, Filistinlilerin de dostu olduğuna işaret eden Livni, Filistin halkına destek vermenin yanı sıra İsrail halkının güvenliğini sağlamanın gerekli olduğunu belirtti.
HAMAS HÜKÜMETİ - FİLİSTİN HALKI
Livni, ''Hamas'ın Filistin'de halkın siyasi iradesini ortaya koyması sonucu iktidara geldiğinin'' hatırlatılması üzerine, seçim bittiğinden bu yana İsrail hükümetinin, Hamas hükümetiyle Filistin halkını birbirinden ayrı tuttuğunu söyledi.
Livni, ''Hamas'ın yaptığı hatalar nedeniyle Filistin halkını suçlamak cezalandırmak gibi bir niyetimiz yok'' dedi. Demokratik değerlerle birlikte insan hakları ve insanların yaşaması için gerekli olan temel özgürlüklerin varlığına dikkati çeken Livni, Filistin halkının şu anda büyük sıkıntı çektiğini kaydetti.
''Uluslararası camianın kriterlerini yerine getirmedikleri sürece Hamas hükümetinin meşru sayılmayacağını'' söyleyen Livni, ''Hamas, hiçbir şekilde bizim yaşama hakkımıza saygı göstermiyor'' dedi. Livni, insani kriz durumuna neden olmak istemeyen İsrail'in eğitim, elektrik, su, sağlık yardımı gibi konularda, Filistin halkına verdiği anlattı.
Filistinli çocukların eğitimi konusunun çok önemli olduğuna işaret eden Livni, ''Şimdi Filistinli çocukları Hamas'a ait öğretmenler mi eğitsin? Terörist mi olsunlar? Durum böyleyse çok daha karmaşık bir sorun var ve çözülmesi gerekiyor demektir'' diye konuştu.
İsrail'in en iyi yolu bulmaya çalıştığını vurgulayan Livni, bu çerçevede sadece İsrail içinde değil, İsrail-AB ve ABD arasında da görüşmelerin sürdüğünü kaydetti. Filistin'e maddi yardımda bulunmanın çok iyi bir seçenek olmadığını savunan Livni, ''İçeri giren paranın doğrudan Hamas'ın eline geçtiğini ve terör eylemleri için kullanıldığını'' savundu.
Sadece seçimlerin teknik olarak demokrasi olarak kabul edilmemesi gerektiğine işaret eden Livni, dünyanın her yerinde tüm partilerin seçimlere girebileceğini kaydetti.
''BİR TERÖR ÖRGÜTÜ HÜKÜMETİ ELE GEÇİRDİ''
Uluslararası gözlemcilerin de Filistin'deki seçimler hakkında bazı kaygıları olduğunu ifade eden Livni, ''Sonuçta (Filistin'de) bir terör örgütü hükümeti ele geçirdi'' diye konuştu.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın ve uluslararası camianın, Hamas'ın seçimlere girebilmesi için görüş bildirdiğini hatırlatan Livni, ''demokratik olmayan bir seçimin sonuçlarını ve cezalarını kendilerinin çektiğini'' söyledi.