Light değil taş fırın!

Abone ol

Yaz yaklaşırken kışın alınan kiloları vermenin heyecanı da başlıyor. Uzmanlar tüketicileri raflardaki light ürünlere karşı uyarıyor.

Şişmanlığın küresel bir tehdit haline gelmesi ve görülme sıklığının hızla artmasıyla birlikte light ürünlerin tüketiminde de büyük bir artış yaşanıyor. Memorial Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Şeçil Kenar, light ürünlerin miktarında ve çeşidinde tehlikeli bir artış yaşandığına dikkati çekerek şunları söyledi:

“Zayıflamak ya da kilosunu korumak isteyen bireylerin piyasadaki light ürünlerin çok düşük kalorili veya kalorisiz olduğu sanmasından dolayı, günlük tüketilen light ürün miktarında ve çeşidinde büyük bir artış gözlemliyoruz. Bu artış aynı zamanda günlük alınan kalori miktarının da artmasına neden oluyor. Az yağlı - diyet - light diye piyasaya sunulan ürünlerin normal ürünlerle arasında ciddi farklar bulunmuyor. Yani bu ürünler referans ürüne göre çok az veya kalorisiz değildir. Tüketicide bu gıdaların üzerindeki etiket kavramını değerlendirme şekli ‘daha az kalorili bunu alayım’ ya da ‘bu diyet bunu daha çok yiyebilirim’ olursa light - diyet tüketilerek total olarak daha fazla kalori alınmış oluyor. Örneğin light tatlılarda sükroz molekülü yerine yapay tatlandırıcılar kullanıldığı halde oldukça fazla kalori değerleri vardır. Fakat kişiler şeker içermediği için bu besinleri çok fazla tüketebilmektedirler.”

DİYABETİK GIDALARI ZAYIFLAMAK İÇİN TÜKETMEYİN!

Kilo vermek isterken yapılan hatalardan birinin de özel hastalıkları bulunan kişiler için üretilen gıdaların bilinçsizce tüketilmesi olduğunu belirten Dyt. Kenar şöyle devam etti:

“Diyet döneminde yapılan en büyük hatalardan sağlıklı bireylerin, özel hastalıklarda tüketilmek için üretilen ürünleri bilinçsizce ve sıkça tüketmeleridir. Daha az kalori alayım, zayıflayayım veya kilomu koruyayım derken bu gıdalar ile tüketici daha fazla kilo bile alabilmektedir. Burada önemli olan yeterli ve dengeli bir beslenme alışkanlığını hayatımıza yerleştirmek ve bu tür besinleri satın alırken besin değerlerini ve referans ürünleri arasındaki farkları etiketten okuyup, değerlendirip tüketmektir. Unutmamak gerekir ki asla bir besin gıda teknolojisinin müdahalesiyle sihirli bir hale getirilemez.”

Etiket kontrolünün devletin denetiminde olması gerektiğinin altını çizen Dyt. Seçil Kenar şunları söyledi:

“Besinleri; karbonhidrat, yağ, protein, mineraller ya da vitaminler açısından analiz etmek tabii ki tüketici için mümkün değildir. Bu değerler ancak laboratuar şartlarında bilimsel analizlerle bulunur. Bu yüzden tüketicinin etiket bilgilerini doğru - yanlış olarak değerlendirmesi de mümkün değildir. Etiket kontrolünün hukuksal yaptırımlarıyla devletin denetiminde olması bizce en makul yoldur.”

Kaynak:

Günün Önemli Haberleri