Libyalılar Batı'ya neden şüpheyle bakıyor?
Abone olBBC Washington muhabiri Andrew North, Libyalıların tarihin perspektifinden Batı'ya bakışını anlatıyor.
Libyalılar, Batılı güçlerle uzun ve çoklukla acı dolu geçmişlerini çok iyi biliyorlar. Batı'daki birçok kişi bilmese de.
Libya'da dün milli bayramlardan biriydi. İngilizlerin 1970'de
Ada'yı terk etmesi dolayısıyla kutlanmaya başlanan İngiliz Tahliye
Günü'nde İngiliz uçakları Libya'yı bombalıyordu.
Amerikalılar da 1970'te üslerini boşaltırken, petrol çıkarlarını
korumak için, işbaşına gelen yeni Kaddafi yönetimiyle iyi
ilişkilerini koruyacakları umudundaydı.
Batı Koalisyonu'nda yer alan ülkelerin, Libya'yla ilişkileri çok
eskilere dayanıyor.
Bingazi'deki isyancılar, dış yardım çağrısında bulunmalarına ve
hava saldırılarını çoskuyla karşılamalarına karşın, kara birlikleri
gönderilmesi gibi Batı'nın müdahalesini derinleştirecek adımlardan
uzak durulmasını istediler.
İsyancılar her ne kadar Kaddafi'nin gidişini görmeyi çok isteseler
de Batı'nın niyetlerine ilişkin şüphelerini koruyorlar.
Bunun tek nedeni, çok kısa bir süre öncesine kadar Batı'nın Kaddafi
yönetimiyle iyi ilişkiler içinde olması değil.
Şüphenin kaynağı daha derinlerde. Özellikle son müdahalede başı
çeken Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Fransa ve İtalya'yla
geçmişlerinde.
İtalyan işgali
En karanlık sicil İtalya'ya ait.
İtalya Libyalıların bunu Osmanlı idaresinden kurtuluş olarak
göreceği umuduyla 1911'de Trablus'u işgal etti. Ama işgal 20 yıllık
bir isyanı ateşledi.
O zaman da şimdiki gibi, Ömer Muhtar liderliğindeki isyanın merkezi
Bingazi ve çevresiydi.
İtalyan diktatör Benito Mussolini, toplu cezalandırma yöntemleriyle
isyanı bastırdı.
İsyancıların elindeki bölgelerde yaşayan 100 binden fazla kişi
toplama kamplarına götürüldü. Binlerce kişi öldü.
1931'de İtalyanlar Ömer Muhtar'ı yakalayıp, destekçilerinin gözü
önünde astı. Ömer Muhtar bir "şehit ve kahraman" olarak Libya
tarihine geçti.
İsyancılar bugün Kaddafi'ye karşı savaşırken, O'ndan güç
alıyorlar.
Kaddafi de geçmişte Ömer Muhtar'dan güç aldı. İki yıl önce bir dizi
anlaşma imzalamak için İtalya'ya gittiğinde üzerinde Ömer Muhtar'ın
fotoğrafı vardı.
Şimdi Libyalılar, İtalyanların ülkelerine neler yaptığını çok iyi
hatırlıyorlar. Ama bunu çok az İtalyan biliyor.
İngilizlerin Libya'yı üçe bölme planı
İkinci Dünya Savaşı'nda İngilizler, Amerikalılar ve Fransızlar,
İtalyanları kovarak Libya'yı kendileri işgal etti.
Trablus ve Bingazi dahil ülkenin büyük bölümü İngiliz egemenliğine
geçti.
Orta Doğu'daki diğer sömürgelerinde olduğu gibi, İngiliz ve Fransız
işgal güçleri Libyalıların bağımsızlık taleplerine şiddetle
direndi.
Milliyetçi grupların örgütlenme sürecinde Ömer Muhtar adı yine
duyulmaya başlandı. İngilizler milliyetçilerin gazetelerini
kapattı.
1949'da İngiltere'nin Libya'nın İngilizler, Fransızlar ve
İtalyanlar arasında üçe bölme planı öfkeyi daha da artırdı.
Yeni süpergüç Amerika Birleşik Devletleri, İngilizlerin planını
durdurmak için Birleşmiş Milletler'de devreye girdi. Ama Amerika
bunu Libyalılar için yapmadı.
Washington, Akdeniz'in ortasında, uzun bir kıyı şeridi olan
Libya'yı Sovyetler Birliği'yle mücadelesinin stratejik bir ödülü
olarak gördü, Trablus yakınlarındaki üssünü genişletmeye
başladı.
İtalyanlar tarafından inşa edilen bu üsse beş bin Amerikan askeri
ve sayısısız uçak yerleştirildi.
Libya 1951'de Kral İdris'in idaresinde bağımsız oldu.
Ama ülkenin savunma ve dış politikaları İngilizler ve Amerikalıların sorumluluğunda kalmaya devam etti. Askeri üsler de öyle.
Yüzbaşı Muammer Kaddafi ve petrol
50'lerin sonunda Libya'da petrol bulununca, iki ülke, Libya'da
herşeyin aynı şekilde devam etmesi için daha fazla çaba harcamaya
başladı. Ama genç yüzbaşı Muammer Kaddafi 1969'da iktidarı ele
geçirdi.
Petrol tesislerinin millileştirilmesi, gelirlerinin büyük bir
bölümünü devletin alması ve İngiliz ve Amerikan üslerinin
kapatılması talebi Libyalılar arasında büyük destek gördü.
O zamanlar, İngilizlerin Kral İdris'i yeniden tahta geçirmek için
SAS komandoları tarafından eğitilen paralı askerlerle karşı darbe
yapmak istediği söylendi. Ancak bazılarına göre Amerikalılar,
Kaddafi'nin güvenilir bir anti-komünist müttefik olabileceği
düşüncesiyle bunu engelledi.
Ama bu işe yaramadı 1970'de önce İngilizler, ardından da
Amerikalılar gitti.