Libyalı General Dırah: Sirte bizim için kırmızı çizgidir
Abone olLibyalı General Dırah, terör örgütü DEAŞ'tan kurtarmak için 2016 yılında ağır bedeller ödedikleri, Akdeniz üzerindeki sahil kenti "Sirte'nin kendileri için kırmızı çizgi olduğunu" söyledi.
Libya Ordusu Sirte-Cufra Ortak Operasyon Odası Sözcüsü General
Abdulhadi Dırah, AA muhabirine verdiği röportajda, 7
Haziran'da Sirte vilayeti ve Cufra şehrini
kurtarmak hedefiyle başlatılan Zafer Yolları Harekatı'yla, Libya
ordusunun Misrata kentinden Sirte kentine doğru 120 kilometrelik
alanda çok kısa sürede ilerleme kaydettiğini belirtti.
Dırah, böylece Sirte açıklarındaki Vişke beldesini Hafter milislerinden bir saat içinde geri aldıklarını söyledi.
Yola döşenmiş mayınlar, havanın kararması ve savaş uçaklarının yoğun saldırısı nedeniyle Libya ordusunun Sirte kenti açıklarındaki 30 kilometre mesafedeki mevzilerinden, kente 50 kilometrelik mesafeye geri çekildiğini belirten Dırah, "Libya ordusu her ilerleme kaydettiğinde ise uluslarası toplumdan barış çağrıları gelmesine" dikkati çekti.
Dırah, Zafer Yolları Harekatı'nın, Sirte ve Cufra'yı kurtarma hedefleriyle devam ettiğini kaydederek, Libya ordusunun yürüttüğü Öfke Volkanı Operasyonu'na bağlı birliklerin bu harekata katkıda bulunmak için Sirte hattına geldiğini ve tüm hazırlıklarını sürdürdüklerini aktardı.
Libya ordusu olarak emirlerini başkomutan Başbakan Fayiz
es-Serrac'dan aldıklarını, her türlü siyasi-askeri müzakereden
Serrac ve emrindeki isimlerin sorumlu olduğunu vurgulayan Dırah,
kendilerine gelen talimatları uygulayacaklarını ifade etti.
Dırah, Sirte sakinleri, kentin önde gelen kanaat önderleri ve nüfuzlu ailelerine de seslenerek, "Halife Hafter'e bağlı milisler ve yabancı paralı askerleri şehirlerinden çıkarmaları ve Libya hükümetine katılmaları" çağrısında bulundu.
"Sirte için bedel ödedik"
Libya'da devrik lider Muammer el-Kaddafi'nin de doğum yeri olarak bilinen Sirte vilayeti Arap Baharı isimli sürecin ardından bir dönem terör örgütü DEAŞ'ın eline geçmişti.
Libya'nın batısındaki güçler 2016 yılında ABD ve İngiltere gibi ülkelerin kurduğu askeri koalisyonun yoğun desteğiyle gerçekleştirdikleri operasyonla Sirte vilayetini kurtarmıştı.
Hafter'e bağlı milisler, 7 Ocak'ta çok yönlü biçimde Sirte vilayetine ilerlemişti. Bu saldırıyla eş zamanlı kent içindeki Medhali Selefi görüşlü silahlı bir grup taraf değiştirmiş ve Hafter milisleri safına geçmişti. Hükümet güçleri Sirte'den çekilmiş, şehir bir gün içinde Hafter milislerinin eline geçmişti.
Dırah, Sirte'nin kendileri için önemini ise şu sözlerle anlattı:
"Sirte kenti bizim için kırmızı çizgidir. Misrata kenti, çevresindeki tüm kentler için. Ülkenin batısındaki silahlı güçler, Sirte vilayetinin DEAŞ'tan kurtarılması için çok büyük bedel ödedi. Misrata kenti, 771 evladını Sirte vilayetinin DEAŞ'tan kurtarılması için feda etti. Sirte'nin geri alınmaması gibi bir durum mümkün değil. Sirte kenti kurtarılacaktır."
Dırah, Libya'da Hafter'in başlattığı savaş nedeniyle "100 binin üzerinde ailenin evlerinden çıkmak zorunda kaldığını, gençlerin hayatını kaybettiğini, altyapının harap olduğunu, ramazan ayında ailelerin öldüğünü" anlatarak, artık Hafter ile müzakerenin mümkün olmadığını vurguladı.
Rus yapımı savaş uçakları Libya semalarında
ABD'nin Afrika Merkez Komutanlığı (AFRICOM), Rusya'ya ait gelişmiş MİG-29 tipi uçakların Libya'da Hafter'in kontrolündeki Cufra Askeri Hava Üssü'ne geldiğini açıklamıştı.
Sirte-Cufra Ortak Operasyon Odası Sözcüsü Dırah da Libya'da Sirte cephe hattında Rus yapımı MİG-29 tipinde uçakları gözlemlediklerini belirtti.
Libya ordusuna bağlı askeri uzmanların da bu uçakların kimliğini doğruladığına değinen Dırah, şöyle devam etti:
"(Rus yapımı savaş uçakları) Bu uçakların attığı mühimmatlardan da deliller topladık ve bunlar Rus yapımı. Ancak, bu uçaklar Rusya tarafından mı yönetiliyor veya Birleşik Arap Emirlikleri tarafından satın mı alındı? Mısır tarafından mı uçuruluyor. Bunu teyit edemiyoruz ama uçağın Rus yapımı olduğunu biliyoruz."
Dırah, gerek savaş uçakları gerekse silahlı insansız hava araçlarının (SİHA) Sirte cephe hattında günlük olarak uçuş gerçekleştirdiğini ve zaman zaman hava saldırıları düzenlediğini ancak arazinin geniş olması, çöl coğrafyası olması nedeniyle birliklerin zarar görmediği bilgisini paylaştı.
Hafter saflarındaki savaş uçaklarının çevredeki yerleşim bölgelerini vurması nedeniyle kayıplar yaşandığını aktaran Dırah, bölgede bulunan Vadi el-Carif bölgesinde bir evin vurulması sonucu aynı aileden 7 kişinin hayatını kaybettiğini söyledi.