Libya'da Osmanlı'dan kalma ramazan geleneği Karagöz gösterileri 1970'lere kadar sürdü
Abone olLibyalı kültür tarihi araştırmacısı Mustafa Hakkıye, ülkesinde ramazan ayına özgü bazı geleneklerin Osmanlı döneminden kaldığını, Karagöz gösterilerinin de 1970'lere kadar sürdüğünü söyledi.
Libya’nın başkenti Trablus’ta Ramazan gecelerinde özellikle de “eski şehir” olarak isimlendirilen sur içinde farklı faaliyetler düzenleniyor.
Şehitler Meydanı sahur vaktine kadar insanlarla dolup taşarken, yeni restorasyonu tamamlanan Kale’nin batı kapısında da insanlar teravih namazından sonra toplanarak farklı etkinlikler düzenliyor.
AA muhabirine konuşan Libyalı kültür tarihi araştırmacısı Mustafa Hakkıye, Libya’da Karagöz ve Hacivat gölge oyununun altmışlı yılların sonu ve yetmişlerin başına kadar Ramazan gecelerinde oynatıldığını anlattı.
“Karagöz oyununu rahmetli Muhammed el-Vusti Türk çarşısı ‘Suk Türk’ olarak isimlendirilen bölgede oynatılırdı.” diyen Hakkıye, Vusti’nin bir marangoz dükkanı sahibi olduğunu, ramazan ayında burayı gölge oyunu gösterim yeri olarak kullandığını söyledi.
Vusti’nin kumaş ve mum vasıtasıyla gölge oluşturarak Karagöz ve Hacivat oyununu hazırladığını anlatan Hakkıye, “Yatsı vaktinden sonra başlayan oyunun içinde Türkçe ve Arapça kelimeler olurdu. Belki 5 dakika falan sürerdi ancak biz büyük bir zevkle izlerdik. İzlemek için 5 kuruş verir, bazen aynı oyunu tekrar tekrar seyretmek için daha fazla para verirdik.” dedi.
Hakkıye, Karagöz oyununda işlenen konuların çok güzel olduğunu da hatırlatarak, “Oyunun içinde kötülük, hile ve iyilik gibi farklı konular işlenirdi. Karagöz kötü adam Havicat ise hikmet sahibi bilge kişiydi. Her zaman bu iki şahsiyet arasında mücadele olur, ancak sonunda Karagöz hep kaybeden taraf olur ve kaybettiği için de hayıflanırdı.” ifadelerini kullandı.
Maninin sözleri “İsmail ile çıktım yola” şeklinde başlardı
Libya’daki Ramazan ayına özgü adet ve geleneklerin bazılarının Türklerden geçtiğini söyleyen Hakkıye, insanların yüzyıllardır def ve davul çalarak sahura kaldırıldığını, defin Libyalılara has olduğunu, ancak davulun Türklerden geçtiğini anlattı.
Hakkıye, Osmanlıların Libya’ya 16’ıncı yüzyılda gelmesinin ardından Libyalıların ramazan davulcusu ile tanıştığını belirterek, “Ramazan davulcuları iki kişi olur, birisi tokmak ve çubuk ile davul çalar, diğeri ise mani söylerdi. Anlamını bilmiyor olabilirim. Ancak mani ‘İsmail ile çıktım yola’ diye başlardı. Libya lehçesinden de bazı kelimeler bu manilerde kullanılırdı.” dedi.
Sur içindeki İskender Sanat Evi
Başkent Trablus’un eski şehir bölgesinde bulunan kültür evlerinde Ramazan ayı boyunca geceleri faaliyetler düzenleniyor.
Bu haftanın tiyatro haftası olduğunu AA muhabirine anlatan İskender Kültür Evi Müdürü Mustafa İskender resim, güzel sanatlar, müzik ve tiyatro gibi farklı alanlarda faaliyet gösterildiğini ve aynı zamanda küçük çaplı bir güzel sanatlar müzesi olarak bilindiklerini söyledi.
Libya ve yurt dışındaki sanatçıların eserlerinin burada sergilendiğini anlatan İskender, Ramazan ayı içinde Tunus, Cezayir, Mısır ve Kuveyt gibi farklı ülkelerden sanatçıların 80 eserinin burada sergilendiğini anlattı.
- Libya’da ramazan daha canlı ve heyecanlı
Libya’nın başkenti Trablus’ta tarihi eserlerin restorasyon tasarım işlerinde çalışan Türk teknisyen Gonca Er, Libya’da ilk Ramazanını geçirdiğini söyledi.
İnsanların burada aileleri ile birlikte ramazanı daha canlı ve heyecanlı yaşadıklarını kaydeden Er, “Bizim kaybettiğimiz bazı değerler toplumsal ve kültürel olarak burada bozulmadan korunmuş, onun etkisini görüyorsunuz. Burada ramazan daha coşkulu ve bir bayram havasında geçiyor.” dedi.