Libya'da Hafter saldırılarına karşı çıktığı için kaçırılan kadın parlamenter bir yıldır kayıp
Abone olLibya'da, geçen yıl 17 Temmuz'da ülkenin doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter milislerinin kontrolünde bulunan Bingazi'deki evinden kaçırılan kadın milletvekili Siham Sergeva'dan bir yıldır haber alınamıyor.
Libya'daki insan hakları ihlallerinin en açık örneklerin biri, Hafter'in kontrolündeki Bingazi kentinde geçen yıl yaşandı.
Hafter'in Şubat 2019'da başkent Trablus'a başlattığı ve 14 ay süren saldırılarına ve ülkedeki insan hakları ihlallerine karşı tutumlarıyla dikkati çeken milletvekili Siham Sergeva (57), 17 Temmuz 2019'da evinden kaçırıldı.
Libyalı ve uluslararası resmi makamlar tarafından, Sergeva'nın kaçırılmasından Hafter güçleri sorumlu tutuluyor.
Sergeva'nın, Hafter yanlısı el-Hades kanalına telefonla verdiği röportajda, Trablus'a yönelik saldırılara karşı çıkan ve "Tüm taraflar, hatta her iki taraftaki aşırı uçlar bile birlik hükümetine dahil olmalıdır" yönündeki açıklamalarından saatler sonra kaçırılması ise dikkati çekiyor.
Trablus'taki Libya Parlamentosunun kadın milletvekilleri Fatıma Suvey'i ve Rabia Bıras, Sergeva'nın siyasi kişiliği ve kaçırılması hakkında AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Milletvekilleri Suvey'i ve Bıras, tüm çabalarına rağmen Sergeva'nın akıbeti hakkında bilgi sahibi olamadıklarını kaydetti.
Parlamentoda daha önce Kadın ve Çocuk Komisyonu Başkanlığı yapmış olan Suvey'i, Sergeva'nın "insan haklarını önceleyen" bir meslektaş olduğuna işaret ederek, "Libya kadınının mükemmel bir temsilcisiydi. İnsan hakları ile ilgili kanun ve kararları sürekli ele alırdı ve bu konularda uluslararası düzeyde ilişkileri çok iyiydi" dedi.
Suvey'i, Sergeva'nın kaçırılmasının üzerine yaptığı takibe ilişkin şunları aktardı:
"Siham'ın evinin basıldığını ve kaçırıldığını duyduğumda hemen bir araçla Bingazi ve ardından Kubbe kentine gittim. Olayı araştırmak ve bilgi almak için oradaki milletvekilleriyle, İbrahim Buşnaf'la (Hafter'in İçişleri Bakanı) ve (Tobruk Temsilciler Meclisi Başkanı) Akile Salih'le görüştüm. Hepsi, Siham Hanım'ın bulunması için gerekli takibi yaptıklarını söylediler ama hiçbir bilgi alamadık. Her şey bizden gizlendi."
Sergeva'nın ailesi ile de temas kurmaya çalıştığını aktaran Suvey'i, "Oğluna ulaştım ancak görüşemedim. Çünkü görüşmemizin hem benim hem de onun için çok sert karşılığı olabilirdi. Doğu bölgesine giderek ailesine ulaşmaya çalıştığımda, İbrahim Buşnaf, ailenin ve hastanede olan eşinin 'sürekli gözetim altında' olduğunu söyledi. Tek duyduğumuz buydu." diye konuştu.
Suvey'i, başta Hafter yanlısı Tobruk Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih olmak üzere, bölgedeki siyasilerin olaya ilişkin tutumu hakkındaki soruyu ise şöyle yanıtladı:
"Akile Salih, tüm emniyet birimlerinin Siham için seferber olduğunu söylemişti ama biliyorum ki bu söylediği doğru değildi."
"Siham, daha önce de baskılara maruz kalıyordu"
Hafter kontrolündeki bölgelerde çok sayıda insan hakları ihlalleri yaşandığına dikkati çeken Suvey'i, Sergeva'nın da kaçırılmadan önce sık sık tehdit ve baskılara maruz kaldığını belirtti.
Libyalı parlamenter, şöyle devam etti:
"İnsan hakları örgütlerinin bu konunun üstüne gitmesini istiyoruz. Ancak biliyorum ki insan hakları örgütlerinin (Hafter kontrolündeki) doğu bölgesindeki şartlarda çalışma yapması çok zor. Aslında çok daha fazla insan hakları ihlalleri yaşanıyor. Hapishanelerde sürekli ihlaller var, toplu mezarlar ortaya çıkıyor, gençler kaçırılıyor ve ne halde olduklarını sadece Allah bilir. Bu yüzden insan hakları örgütlerinin bu konuya ciddiyetle eğilmesi gerekiyor.
Siham, insan hakları konularında, Birleşmiş Milletler gibi kurumlar nezdindeki dış ilişkilerde önde gelen mücadeleci bir kişilikti. Bu yüzden kaçırılmadan önce de defalarca yolculuklarda, havaalanında, emniyet kontrollerinde hatta mecliste bile sürekli baskılara, hakaretlere ve tehditlere maruz kaldığını biliyoruz."
"Sergeva, Bingazi'nin ortasından Trablus'a yönelik savaşa karşı çıkmıştı"
Libyalı parlamenter Bıras da, 2014'te ülkede düzenlenen seçimlerinin ardından, özellikle de 2015'te Fas'ın Suheyrat kentinde varılan Libya Siyasi Anlaşması'ndan sonra Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin Tobruk kentinde güvenoyu alma sürecinde "büyük baskı ve sıkıntılarla karşılaştıklarını" ve bu dönemde Sergeva'nın cesur bir tavır takındığını anlattı.
Bıras, Siham Sergeva'nın bir kadın siyasi olarak bu baskılara karşı verdiği mücadeleye ilişkin şunları söyledi:
"Parlamento içinde akşama kadar ablukaya alındık ve güvenoyu vermemiz engellenmek istendi. O zaman Siham Hanım'ın ne kadar cesur olduğuna ve bizi nasıl savunduğuna şahit oldum. Güvenoyu almak için ölümü göze almıştık. Ancak sonunda almayı başardık. Siham Hanım parlamento içinde etkili bir kişilikti. Siyasi ve ekonomik konularda, güvenlik ve kadın hakları konularında etkindi. Ancak toplum olarak Siham Sergeva gibi cesur ve düşündüğünü korkmadan ifade eden kişilere alışkın değiliz. O, (Hafter güçlerinin merkezi) Bingazi'nin ortasından (Trablus'a yönelik) savaşa karşı çıkmıştı ve sadece 'savaşa hayır' dediği için kaçırıldı ve kendisinden haber alınamadı. Bu, aynı rolü üstlenecek tüm kadınlara yönelik bir hak ihlalidir. Siham Hanım'a karşı bu korkunç suçun işlenmesinin ardından, biz de kadınlar olarak korkuya kapıldık. Siyasetteki, sivil toplumdaki kadınlar, aktivistler zorla bastırıldı, hareket alanları kısıtlandı, korku ve teröre maruz kaldılar."
Suvey'i gibi Bıras da, meslektaşı Sergeva'nın ailesinden bilgi alamadıklarını kaydederek, "Ailesi ile irtibat kuramıyoruz çünkü Tobruk'ta zorla ev hapsinde tutuluyorlar. İrtibata geçmemiz onlara yarardan çok zarar getirebilir." dedi.
Bıras, olay hakkındaki uluslararası girişimler ve Akile Salih'in rolü konusunda ise, "Uluslararası örgütler ve Parlamentolar Arası Birlik, Akile Salih'le Siham Sergeva'nın akıbeti hususunda görüşmek ve kendisinden bilgi almak istedi ama Salih bu çağrıları yanıtsız bıraktı." diye konuştu.
Hafter'in ihlallerine de değinen Libyalı parlamenter, şöyle devam etti:
"Kadınların temsilinin arttırılmasında ısrarcıyız. Tüm bu çatışmaların, Hafter ve Akile Salih'in hegemonya kurma çabalarının, (Hafter'in) Trablus'a ve başka şehirlere düzenlediği saldırıların ve insan hakları ihlallerinin ilk kurbanı kadınlardır. Hafter güçlerinin Trablus'tan önce başka şehirlerde de tasvir edemeyeceğimiz saldırıları oldu. Şehirleri, evleri yıktılar, aileleri yerinden ettiler, yani Libya'yı tamamen yıkmış oldular."
BM, Hafter'in sorumluluğuna işaret etti
Öte yandan, Birleşmiş Milletler (BM) Libya Destek Misyonu (UNSMIL), Sergeva'nın kaçırılmasının birinci yılı dolayısıyla yaptığı açıklamada, kadın milletvekilinin "hayatı ve güvenliğinden oldukça endişeli" olduğunu duyurdu.
UNSMIL, Sergeva'nın evinden kaçırıldığı Bingazi'yi kontrol eden Hafter'in, olaydan "yasal olarak sorumlu olduğunu" açıkladı.
Başbakan Serrac gündeme getirmişti
BM nezdinde meşru Libya hükümetinin Başbakanı Fayiz es-Serrac, Hafter'in savaş suçlarını uluslararası kamuoyuna duyurmak için şubatta İsviçre'deki BM Cenevre Ofisi'nde düzenlenen BM İnsan Hakları Konseyi'nde yaptığı konuşmada hazırladığı bir posteri göstermişti.
Hafter ihlallerinden örneklerin ve Sergeva'nın resminin de bulunduğu posterde, resmin altında, "Libyalı Milletvekili Siham Sergeva, el-Hades kanalına telefonla yaptığı bağlantının ardından Hafter güçlerince kaçırıldı" yazısı mevcuttu.
Uluslararası Ceza Mahkemesi'nden (UCM) Hafter'e bağlı milislerin işlediği suçların soruşturulması için geçen ay acilen ekip gönderilmesini isteyen Başbakanı Serrac, bu kapsamda Sergeva'nın kaçırılmasını tekrar gündeme getirdi.
Siham Sergeva, 2011 Libya İç Savaşı sürecinde, "savaşta tecavüzün silah olarak kullanılması" üzerine yaptığı araştırmalarla tanınıyor. Sergeva, ülkedeki mülteci kamplarında, Tunus ve Mısır'da binlerce kişiyle yaptığı görüşme sonucunda, ülkenin devrik lideri Muammer Kaddafi ve ona bağlı güçlerin yüzlerce tecavüz suçunu belgelemiş ve Kaddafi rejiminin sorumluluğuna işaret eden verileri UCM'ye sunmuştu.