LGS'ye girecek öğrenciler için uzman isimden altın değerinde öneriler
Abone olTürkiye’nin lider eğitim kurumlarından Bahçeşehir Koleji PDR Koordinatörü Sibel Durak, LGS’ye girecek öğrencilere ve çocuklarını bu zorlu süreçte her zaman destekleyen ebeveynlerine sınav heyecanını ve kaygısını azaltmak, başarıyı artırmak için önemli ipuçları verdi.
Liselere Giriş Sınavı (LGS) için geri sayım başladı. 5 Haziran
Pazar günü yapılacak sınav öncesi hem öğrenciler hem de velileri
büyük heyecan yaşıyor. Bahçeşehir Koleji Psikolojik Danışma ve
Rehberlik Bölümü Koordinatörü Sibel Durak, LGS öncesi velilere ve
öğrencilere altın değerinde önerilerde bulundu.
Pek çok öğrenci sınav yaklaştıkça çalışma tempolarını düşürüyor ya da çalışmayı bırakıyor. Öğrencinin eğer psikolojik olarak rahat hissediyorsa son güne kadar ders çalışabileceğini belirten Durak, yeni bir konu öğrenmeye çalışmak yerine son birkaç günü tekrar ve test çözmeye ayırmanın yararlı olabileceğinin altını çizdi.
“Sınava yönelik kaygınızı artıran kişilerle
görüşmeyin”
Sınav öncesindeki gece normalde yattığınızdan çok erken ya da çok
geç uyunmaması gerektiğini söyleyen Durak, öğrencilere
uyuyamadıkları takdirde ılık bir duş almayı, kişinin sevdiği ve onu
dinginleştirecek bir etkinlik yaparak süreci sakin geçirmesini
önerdi. Durak, bir gecelik uykusuzluğun kişinin performansını
etkilemeyeceğini de hatırlattı. Durak, sınavdan bir gün önce
yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı:
“Sınav öncesi fiziksel olarak seni aşırı yoracak faaliyetlerden
uzak dur ancak yürüyüş yapmak gibi hafif egzersizler kendini dinç
hissetmene yardımcı olur.
Sınavdan önceki gün bilgisayar oyunları gibi saatlerce sabit
kalmana ve zihninin yorulmasına neden olacak etkinliklerden
kaçın.
Sınavlar yapabildiklerini göstermen için birer fırsattır. Bu zamana
kadar başardıklarını fark et; onlara odaklan ve kendine güven.
Çalışmalarının karşılığını alacağına inan. Sınavla ilgili olumsuz
düşünmenin başarını arttırmana yardımcı olmayacağını
biliyorsun.
Sınavdan önceki geceyi mümkün olduğunca sıradan geçirmeye çalış.
Normalde yaptığın faaliyetler dışında etkinlikler planlama. Sınav
öncesi kafanı dağıtmak amaçlı çevrendekilerin önereceği fiziksel
olarak aşırı yorucu etkinliklerden kaçın.
Sınav öncesi aşırı derecede çay, kahve gibi uyarıcı maddelerden ve
sakinleştirici ya da uyarıcı niteliği taşıyan ilaçlar kullanmaktan
kaçın.
Konuşma ve davranışları ile sınava yönelik kaygılanmana neden olan
insanlarla mümkünse görüşme. Görüşmek zorundaysan da onlarla
sınavla ilgili konuşmamayı tercih et. “
“Sınavda sorularla inatlaşmayın”
Öğrencinin, çevresindeki diğer öğrencileri gözlemlemekle zaman
harcamaması gerektiğini söyleyen Durak, “Önünüzde duran
kitapçığınıza, elinizdeki kaleme odaklanın. ‘Şu an sınavdayım. Bu
benim kitapçığım. Bu benim kalemim ve ben soruları çözmeye devam
ediyorum’ diyerek tekrar kendinize ve sınava odaklanın. Sınavdaki
çok kolay bir soru ile çok zor bir soru aynı puanı getiriyor. Bu
nedenle çözülemeyen sorular üzerinde fazla zaman harcamayın. Zaman
kaybını önlemek için takıldığınız ya da çözümü uzun süren sorularda
‘Turlama Tekniği’yle ikinci tura bırakın. İlk turda hemen
yapabileceğiniz kolay soruları yapın. Zamanınızı alacak ancak
yapabileceğinizi düşündüğünüz soruların yanına bir işaret koyun.
Çok zor ve yapamayacağınızı düşündüğünüz sorunun yanına da farklı
bir işaret koyun. Böylece ikinci turda zaman kaybetmeden öncelikli
çözeceğiniz soruları belirlemiş olursunuz. Eğer sınavdan
koptuğunuzu fark ederseniz zihninizin birkaç saniye dinlenmeye
ihtiyacı var demektir. Kaleminizi bırakın, gözlerinizi kapatın,
alnınızı ve şakaklarınızı ovarak veya sizi rahatlatacak başka bir
dinlenme egzersizi yaparak 5-10 saniye gibi bir süreyi bu amaçla
kullanın. Ardından yapabileceğinizi düşündüğün bir sorudan devam
edin. Matematik işlemlerini zihinden değil, kitapçık üzerinde
yapın” dedi.
“İyi dilek telefonlarını engelleyin”
Ebeveynlere, çocuğun sınavla ilgili kaygısını ve heyecanını ortadan
kaldırmaya değil, kontrol edilebilir seviyeye çekmesine yardımcı
olmasını öneren Durak, “Ebeveynlerin çocuklarının geleceği ile
ilgili kaygı duymasından ve onun için en iyisini istemesinden daha
doğal bir şey yok. Ancak sınava yaklaşılan günler çocuğun
kaygısının yükseldiğini unutmamak, eleştirileri sınav sonrasına
ertelemek gerekiyor. Aslında çoğunlukla ihtiyaç duydukları
gerçekten dinlenilmek, duyulmaktır. Çünkü birinin bizi gerçekten
dinlediğini hissettiğimizde ‘iyileşme’ süreci başlar. Sınavla
ilgili olumlu konuşmalar özgüveni arttırır ve kaygıyı azaltır.
Ailenin çocuğa güvenmemesi, sınavın çok zor olacağı ve çocuğun bu
sınavı kazanamayacağı gibi olumsuz düşünceleri kaygıyı
arttıracaktır. Eğer siz kaygılı olursanız çocuğunuzun da kaygılı
olması ihtimali yüksektir” şeklinde konuştu.
Anne ve babaların çocuklarını koruma rolünü üstlenmelerini,
çocuklarını strese sokan konuşmalara katılmalarını engellemelerini
öneren Durak, “Sınava bir gün kala yakın çevredeki birçok kişi
özellikle aile büyükleri, akrabalar iyi niyetle öğrencilere başarı
dilemek amacıyla telefon etme gereksinimi duyabiliyor. Ancak iyi
niyetle yapılan bu girişim genelde sınava girecek öğrencide ne
yazık ki negatif bir etki oluşturabilir. ‘Başaracaksın, biliyorum,
sana güveniyorum, hadi göster kendini’ gibi hoş görünen sözler
öğrencilerde olağan sınav heyecanını arttırabiliyor” şeklinde
konuştu.
“Heyecanınızı kontrol etmek sandığınızdan daha
kolay”
Sibel Durak, öğrencilere heyecanlarını kontrol edebilmeleri için şu
önerilerde bulundu:
“Kendini mutlu ve huzurlu hissettiren olumlu bir kişi düşün. Bu
tanıdığın bir kişi olabileceği gibi seni etkileyen ve model aldığın
bir lider, düşünür ya da sanatçı da olabilir. Bu kişinin seni
desteklediğini, sana heyecanını azaltacak tavsiyelerde bulunduğunu
hayal et. Bu kişinin sana söylediği olumlu cümleyi birkaç kez
içinden tekrarla.
Nefes egzersizi heyecanını yönetmene yardımcı olur. Burnundan derin
bir nefes al. Aldığın nefesi 1-2 saniye tut ve aldığın sürenin
yaklaşık 2 katı kadar sürede yavaşça ağzından geri ver.
Bedeninde hissettiğin heyecan yerine çevrendekilere odaklan. Kısa
süreli bu bilinçli odak sapması kendini toparlamana yardımcı olur.
“Kalemi nasıl tutuyorum? Kaçıncı sorudayım?” gibi sorulardan
yararlanabilirsin. Etrafına bak ve dikkatini ortamdaki başka
noktalara yoğunlaştır. Örneğin; sınıfta kaç eşya var? Kaç kişi
gözlük kullanıyor? Duvarda asılı yazı kaç satır? gibi.”