Leyla Zana'dan Şengal için Obama'ya mektup!
Abone olŞengal'de Ezidi Kürtlerin yaşadığı trajediye çözüm için harekete geçen Leyla Zana ABD Başkanı'ndan BM Genel Sekreteri'ne kadar çok sayıda önemli isme mektup yazdı...
Diyarbakır Milletvekili ve Avrupa Parlamentosu Sakharov Düşünce
Özgürlüğü (1995) Sahibi Leyla Zana tarafından başta Şengal, Güney
ve Güney Batı Kürdistan’da yaşanan insanlık dramı ile ilgili ABD
Devlet Başkanı Barack Obama, BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon,
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül,
İngiltere Başbakanı David Cameron, Fransa Cumhurbaşkanı Sayın
François Hollande, Avrupa Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy, Avrupa
Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, Avrupa Konseyi Parlamenterler
Meclisi Başkanı Anne Brasseur, Avrupa Konseyi İnsan Hakları
Komiseri Nils Muizniek ve Sakharov Ödülü Sahiplerine bir mektup
yazarak yardım çağrısında bulundu.
Zana’nın mektubunun metni şöyle:
“Size son dönemde yaşanan ve dünya kamuoyuna da yansıyan genelde
Ortadoğu, özelde ise Güney Batı Kürdistan ve Güney
Kürdistan’da yaşanan insanlık dramı ile ilgili duyduğum derin
endişeyi belirtmek için yazıyorum.
Bildiğiniz üzere 2011 yılından beri Suriye’de yaşanan çatışmalarda
200.000’den fazla insan hayatını kaybetmiş, milyonlarcası yerinden
edinmiş ve bu vahşet katlanarak devam etmektedir.
Suriye’de yaşanan istikrarsızlık ve kaos ortamı Ortadoğu’nun tüm
ülkelerini baskı altına almıştır. Bu istikrarsızlık son
olarak Irak’a da sıçramış ve yaşanan insanlık dramının
boyutlarını arttırmıştır.
Ne yazık ki yaşanan bu kaos ve vahşet ortamından IŞİD ve benzeri
terör örgütleri fayda sağlamış ve marjinal ideolojilerini
barbarca yöntemlerle girdikleri yerlerde yerel halka karşı
kullanmaktan çekinmemişlerdir. Binlerce yıldır birlikte yaşayan
Kürt, Türkmen, Arap, Asuri, Keldani, Müslüman, Hristiyan, Yahudi,
Ezidi ve diğer halklar bu örgütlerin sınır tanımaz saldırıları
sonucu telafisi mümkün olmayan bir felakete sürüklenmişlerdir.
Kuşkusuz bu saldırıların nihai hedefi bölge barışı ve bir arada
yaşama kültürünü yok etmektir.
Irak ve Afganistan’daki anti demokratik ve hatta insanlık dışı
uygulamalara karşı sessiz kalmayan uluslararası kamuoyunun bu terör
örgütleri konusunda hala net bir tavır alamamış olması ve ‘anlamsız
sessizliği’ vicdanları yaralamaktadır.
Suriye’de çatışmaların başlangıcından itibaren meşru müdafa
temelinde kendini örgütleyen ve korumaya çalışan Kürtler bu
örgütlerin her zaman hedefi oldular. Kobane, Şengal (Sincar),
Telafer, Musul, Kerkük ve diğer bölgelerde katliamlar yapan IŞİD
adlı yobaz ve gerici terör örgütü insani tüm değerleri ayaklar
altına alarak, kadim kültürleri ve dini toplulukları imha etmeye
çalışmaktadır.
I. Dünya Savaşından sonra galip devletlerin politikaları ile meşru
hakları kabul edilmeyen Kürtlerin yüz yıllık mücadeleleri sonucunda
elde ettikleri kazanımlar bu son saldırılar ile bir kez daha yok
edilmek isteniyor.Sivil halka yönelik katliamlar, çocuk, kadın ve
yaşlı demeden işlenen cinayetler, Ortaçağ uygulamalarını andıran
köleleştirme ve yağmalama olayları vahşetin muhatabının Kürtler
değil tüm insanlık olduğunu gösteriyor. Nijerya’da Boko Haram terör
örgütü tarafından kaçırılan kız öğrenciler ile Sincar’da (Şengal)
kaçırılıp köleleştirilen Ezidi kadınlar arasında hiç bir fark
bulunmamaktadır. Bu yaşananlar aydınlığı karanlıklara gömmek
isteyenlerin coğrafya ya da kültür farkı gözetmeksizin, tüm dünyaya
karşı bir tehdit oluşturduklarının belirgin bir örneğidir. Yeni
Halepçeler’in yaşanmaması için duyarlı tüm ulusal ve uluslararası
kurumların bir an önce harekete geçmeleri dağlara sığınan
çaresiz insanların beklentisidir. İnsanlık onurunu koruyacak, insan
hakları ihlallerini engelleyecek kollektif bir tutum oluşturmak tüm
insanlığın ortak görevidir.
İnsanların sadece etnik ve dini aidiyetleri nedeniyle sistematik
saldırılara hedef olmaları, yok edilmeleri ve insanlık dışı
uygulamalara maruz bırakılmaları uluslararası hukukun da kabul
ettiği gibi insanlık suçudur. Bu nedenle tüm insanlığın bu suça
karşı mücadele etmesi gerekir.
Yaşanan bu insanlık suçu karşısında sizlerin tarihsel
sorumluluğunuzun gereklerini yerine getireceğinize
inanıyorum. İlk olarak son saldırıların hedefindeki Şengal (Sincar)
bölgesinde yaşayan Ezidi ve diğer azınlıklara acil insani yardım
ulaştırmanızı ve bu barbar saldırıların hedefinde olan tüm etnik ve
dini grupların yaşam haklarının korunmasını için Kürt bölgelerinin
meşru yönetimleri ile işbirliğini güçlendirerek çaba göstermenizi
umut ediyorum. Bu çaba bögesel barış, güvenlik ve istikrarın tesisi
için zorunlu bir adımdır. Kazanacak olan insanlıktır.
Saygılarımla.”