Leyla Zana'dan Bush'a mektup
Abone ol"PKK/Kongra-Gel'in terör örgütü listesine alınması AB tarihinin en talihsiz kararı" diyen Zana, bakın neler yazdı:
Ankara Kapalı Cezaevi’nde bulunan DEP eski milletvekili Leyla
Zana, Kongra-Gel`in Avrupa’da terör listesine alınması ile ilgili
olarak BM Genel Sekreteri Kofi Annan, AB Konseyi Genel
Sekreteri/Ortak Dış Politika ve Güvenlik Komiseri Javier Solana, AB
Komisyon Başkanı Romano Prodi, NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop
Scheffer ve ABD Devlet Başkanı Bush’a mektup yazdı. Zana
mektubunda, 11 Eylül’de Amerika’da yaşanan ve sonrasında Türkiye,
İspanya ile diğer Avrupa ülkelerine yayılma eğilimi gösteren
El-Kaide bağlantılı terör eylemlerinin, dünya devletlerini, terörle
mücadele de yeni konseptler oluşturmaya zorladığını belirtti. Zana,
devletlerin, binlerce masum insanı hedefleyerek kendilerine yönelen
insanlık dışı saldırılara karşı kayıtsız kalması beklenemeyeceğine
dikkat çekerek, “`Terör` ve `terör örgütleri` tanımlamasının kapsam
ve sınırlarının belirlenmesinde; bilimsel, sosyal ve siyasal
olgular yok sayılmayarak, hakkaniyete uygun bir zeminde saptanması
zorunludur” dedi. Leyla Zana, bu zorunluluk dikkate alınmaksızın
devletlerin ve uluslararası kuruluşların, sadece “karşılıklı
çıkarı” düşünülerek alacağı kararların “terörü önlemek” adına hiç
istenmeyen, hatta öngörülemeyen yeni terör ve şiddet dalgalarına
neden olabileceği kaygısı ve endişesi içinde olduğunu ifade etti.
Zana, mektubunda, 25-26 Mart tarihlerinde Avrupa Birliği Brüksel
Zirvesi’nde, AB Konseyi Ortak Dış ve Güvenlik Politikaları
çerçevesinde güncelleştirilen terör örgütleri listesine
Kongra-Gel`in de dahil edildiğini hatırlatarak, bunu AB tarihinin
“en talihsiz kararı” olarak değerlendirdi. Zana, “Belli ki;
bilimsel, sosyal ve siyasal gerçeklikler yok sayılarak, barış ve
demokrasi arayışları önemsiz ve değersiz görülerek, sadece ve
yalnızca ‘uluslararası çıkar’ etkin ve tek belirleyici olmuştur”
dedi. Zana, mektubunda şu ifadelere yer verdi: “Oysa Kongra-Gel,
kuruluş amacı, hedefleri, örgütlenme biçimi ve ideolojisi, yöntem
ve amaçları itibariyle atfedilen `terör örgütü` tanımlamasına
uymamaktadır. Türkiye’de PKK ile devlet güvenlik güçleri arasında
yaşanan ve bir daha asla yaşanmasını istemediğimiz çok yoğun savaş
yıllarında dahi PKK, AB Terör Örgütleri listesine alınmazken,
Kongra-Gel`in El-Kaide ve benzeri terör örgütleriyle eşdeğer
görülmesi kararın nerelerden beslendiğinin bir diğer
göstergesidir.” “Bu haksız karar, Kürtleri üzmüş, incitmiş ve
yaralamıştır” diyen Zana, şöyle devam etti: Türkiye’de çatışmasız
bir süreç yaşanıyorsa, demokratikleşme adına bazı açılımlar
yapılabiliyorsa, AB ile ilişkiler ivme kazanmışsa, Türkiye
uluslararası toplantı ve konferansların yapılabildiği huzur ve
güven ortamına kavuşmuşsa, bu kazanımların tümünde Kürt Halk Önderi
Sn. Öcalan’ın rolü unutulmamalı, önemsenmeli ve değer verilmelidir.
Bu nedenle Türkiye’de barışa ve Kürtlere ulaşmanın tartışmasız tek
yolu Sn. Öcalan ve arkasındaki halk örgütlenmesine ulaşmaktan
geçer.`` Zana mektubunda, Kürtleri terörize eden, şiddet zeminine
çekmeye tahrik ve teşvik eden politikaların kazandırıcı
olmayacağını ve bu bağlamda Kongra-Gel`in terör örgütleri
listesinden çıkarılarak öncelikle Türkiye ile daha sonra da bölge
ve dünya barışına katkı sunmanın bir insanlık görevi olduğuna
inandığını dile getirdi.