Leyla Şahin'in avukatı konuştu
Abone olAİHM Büyük Dairesi tarafından başvurusu reddedilen Leyla Şahin'in avukatı Hüsnü Tuna, "Bu sonuç AİHM açısından çok büyük kayıp ve ayıptır" diye konuştu.
Türban taktığı gerekçesiyle İstanbul Üniversitesi Tıp
Fakültesi'nden atılan ve temyiz başvurusu Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi'nin (AİHM) Büyük Dairesi tarafından reddedilen Leyla
Şahin'in avukatı Hüsnü Tuna, "Bu sonuç, Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi açısından büyük bir ayıp ve kayıptır" dedi. İstanbul'da
katıldığı bir programda İHA'nın sorularını yanıtlayan Tuna, "1998
Eylül ayında Leyla Şahin'in okuldan 6 aylık süreyle
uzaklaştırılması üzerine dava açtık. Leyla Şahin davasında
Türkiye'deki hukuk yollarına başvurmadık. Avrupa Mahkemesi 4.
Daire'ye başvuru yaptık. 4. Daire dosyayı esastan incelemeye aldı.
2004 yılında 4. Daire'den bir karar çıktı. Bu konunun Türkiye'nin
iç meselesi olduğu söylenerek, dava reddedildi. Biz de temyize
gittik. Neticede dosya Büyük Daire'ye iletildi. Büyük Daire de, 4.
Daire'nin kararına benzer bir karar verdi. Olayın Türkiye'nin iç
meselesi olduğu dile getirilerek başvuru reddedildi" diye konuştu.
Avukat Tuna, bu kararın çıkmasında Anayasa Mahkemesi ve baroların
yaklaşımının dikkate alındığını belirterek, "Bu sonuç, Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi açısından büyük bir ayıp ve kayıptır. AİHM'nin
din özgürlüğü hakkında daha önce verdiği kararlarla uyuşmuyor. Daha
önce Yunanistan'da var olan Yehova mezhebine mensup kişilerle
ilgili verilen kararda fiili bir durum olmadığı sürece herkesin
dini özgürlüğünü yaşayabileceği ve yayabileceği şeklinde bir karar
çıkmıştı. Leyla Şahin olayında verilen karar, geçmişte verilen
kararlarla tamamen çelişiyor. Türkiye'de fakültelerde okuyarak bu
şekilde dava açmış 500 civarında öğrenci var. Bunların mücadeleleri
tabii ki sürecek. 4. Daire'nin aldığı karar biraz da 'Türkiye'de
dindarların gidebileceği bir okul var' düşüncesiyle verilmiştir"
dedi. YÖK sisteminin kaldırılması gerektiğini de belirten Avukat
Hüsnü Tuna, "Çünkü hiçbir mevzuatımızda hiç kimse başörtüsünün
yasak olduğunu söylememiştir. Sadece uygulamada var olan bir şeydir
bu. Hiç bir Avrupa ülkesinde böyle bir yasaklama yok. Leyla Şahin
Viyana Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde öğretimini tamamladı ama
oradan mezun olması, onun mağdur olmasını engellemiyor. Leyla Şahin
gibi Türkiye'de çok sayıda mağdur öğrenci var ve onlar yurt dışında
okuma imkanına sahip değil. Burada zihniyet sorunu var. Yasalarda
olmamasına rağmen başörtülü bir kişi bile bugün Cumhurbaşkanlığı
Köşkü'ne giremiyor. Tabii ki AİHM'nin bu kararı reddetmesi
insanların din özgürlüğünü yaşamasını engellemiyor. Bu insanlar
yine mücadelelerine devam edecek. Bu ayıp, davayı açanın ayıbı
değil, onların ayıbı" açıklamasında bulundu.